“Tarafsız”… Öyle mi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 28 Ağustos 2014 tarihinde aşağıdaki yemini ederek görevine başladı. Yemin metni 1982 anayasası 3. Kısım II. Bölümde yer alıyor. Ve yenin metni aynen şöyle:
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
16 Nisan Pazar günü yapılacak halk oylaması sonucu “evet” oylarının “hayır” oylarından bir tek fazla çıkması halinde anayasa değişiklikleri onaylanacak ve bu arada yukarıdaki metinde siyah harflerle yazdığımız “tarafsızlıkla” hükmü hemen rafa kalkarak bundan böyle Cumhurbaşkanları partili olabilecek. Diğer hükümler 2 yıl sonra yürürlüğe girecek.
Halk oylamasından hangi sonuç çıkarsa çıksın şu anda mevcut anayasa hükümleri, dolayısı ile yukarıdaki metinde yer alan “tarafsızlıkla” sözcüğü geçerli.
Ancak ülkemizde, özellikle son bir ay içinde Cumhurbaşkanının çalışmalarını izleyen tarafsız bir göz, tarafsızlık ilkesinin nasıl ayaklar altına alındığını kolayca görecektir. Sadece Cumhurbaşkanı değil, devlet kademeleri içinde yer alanlar, imamlar, öğretmenler, valiler, kaymakamlar, emniyet müdürleri, belediye başkanları parasal olanaklar dahil, devletin bütün olanakları ile bir “evet” kampanyası yürütüyor.
Bu duruma “dur” diyebilecek tek kuruluş olan YSK (Yüksek Seçim Kurulu) ise, tam anlamı ile olayları seyrediyor.
Cumhurbaşkanının tarafsız olması gerektiği bir anayasa yürürlükte iken bunlar olunca, bir de partili Cumhurbaşkanı olması hakinde neler olabileceğini düşünmek bile istemiyoruz.
İşte sadece bu nedenle bile 16 Nisan günü yapılacak halk oylamasında “Hayır” diyeceğiz.
“Hayır” demekle yetinmeyeceğiz. Mutlak surette sandığa gidip “Hayır” oyumuzu kullanacağız.
“Hayır”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.