Suçsuz yere hapis yatan Balaban, AİM’nin hükmettiği tazminatı beğenmedi

Karacabey Ekizce Köyü’nde 17 Ekim 1996 yılında çoban Mümin Tüfek’in (22) öldürülmesinden sonra tutuklanan Ramazan Balaban, haksız yere hapis yattığını belgeleyerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne açtığı davadan bin euro tazminat kazandı.
Ekizce Köyün’de çoban Mümin Tüfek’in öldürülmesinin ardından tutuklanıp, 1 yıl 1 ay hapis yatan Ramazan Balaban (58), devletin ödediği 3 bin YTL tazminatı az bularak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne dava açtı. 12 yıl önce gerçekleşen cinayetin ardından jandarma, aynı aileden İsmail Hakkı Şentürk, Hasan Şentürk, Mustafa Şentürk, A.Ş. ile köy bakkalı Ramazan Balaban’ı gözaltına aldı. Müebbet hapis istemiyle yargılanan Ramazan Balaban, olayda kullanılan ve kendisine ait olduğu belirtilen kamyoneti cinayetten 40 gün önce sattığını ispatladı. Bunun üzerine Ramazan Balaban, İsmail Hakkı Şentürk, Hasan Şentürk, Mustafa Şentürk cezaevinde geçirdikleri 1 yıl 1 ay 10 günün ardından beraat etti. Diğer sanık A.Ş. ise 36 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yargı süresinde sanıklar, 178 ayrı hayvan hırsızlığı yaptıkları iddiasıyla suç duyurusunda bulunuldu. 4 tutuklu, cezaevinde kaldıkları süre içinde koyun hırsızlığı suçlamasıyla her gün hakim karşısına çıktı.
Öldürülen çobanın babası, savcı ve 36 yıla mahkum olan sanık A.Ş., dava kararını temyiz etti. Yeniden yapılan yargılamada tekrar beraat eden Balaban ve 3 arkadaşının cezası yeniden Yargıtay’a gitti. Yargıtay da beraat kararını onayladı. Cezaevinde geçirdiği 1 yıl 1 ay 10 gün için tazminat davası açan Ramazan Balaban’a devlet 195 YTL’si maddi, 3 bin YTL’si de manevi olmak üzere toplam 3 bin 195 YTL ödedi.
1 yıl 1 ay 10 gün süren esaretin bedelini az bulan Balaban, avukatı Nalan Bener aracılığıyla AİHM’e 2 milyon YTL’lik tazminat davası açtı. AİHM de 2 milyon YTL yerine Türkiye’yi haksız tutuklamayla ilgili olarak bin eurosu Balaban’a, bin 500 eurosu da avukatlık ve dava masrafları olmak üzere toplam 2 bin 500 euro ödemeye mahkum etti.
Kararı değerlendiren Balaban, “AİHM’in verdiği para çok az. Bu benim cezaevindeyken içtiğim su parasını bile karşılamaz. Karacabey küçük bir ilçe. Adım hiçbir ilgim olmamasına rağmen silahlı gasp ve cinayetle anılıyor. Biz cezaevindeyken koyunu çalınan her köylü hakkımızda suç duyurusunda bulundu. Bir de onlarda uğraşmak zorunda kaldık. Bu davalardan da beraat ettik. Türkiye’nin ve AİHM’in bize verdiği parayı ben ödeseydim de bunlar başıma gelmeseydi. Ben cezaevine girdiğimde oğlumu da askere aldılar. O vatani görevini yaparken, ben de demir parmaklıkların arasındaydım. Eşim ve çocuklarım perişan oldu. Bedeli bu olmamalıydı. Ben 12 yıldır belimi doğrultamıyorum” dedi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.