Stadyum Dolusu İşsiz üniversite Mezunu

Üniversitelerimizde mezuniyet törenleri başladı. Bundan 40-50 yıl önce protestolardan korkulduğu için bu tür törenler yapılmazdı. Yapılabilen yerlerde de salonlarda yapılırdı. Şimdilerde üniversiteler o kadar çok mezun veriyor ki, mezunlar salonlara sığmıyor. Bu nedenle de törenler stadyumlarda yapılıyor.
Mevcutları artık 40-50 binlerle ölçülen üniversiteler, aynı anda binlerce mezun veriyor. Henüz mezun olmamış öğrenciler de bu törenlerde acayip cübbeler ve kepler giyerek diploma almış görüntüsü veriliyor.
Ülkenin dört köşesinden koşup gelen anne, babalar, yakın akrabalar, büyük umutlarla okuttukları çocuklarının diploma törenlerini izlemeye geliyor. Sayıları artık iki yüzün üstüne çıkan üniversitelerden mezun olan yüz binlerce gencimiz de işsizler ordusuna katılmaya hazırlanıyor.
Geçtiğimiz günlerde açıklanan işsizlik rakamları içindeki genç ve diplomalı issizlerin sayısı, yeni mezun olan gençlerimizi nelerin beklediğine dair bir fikir veriyor.
Bir kaçı dışında, kapılarında yaldızlı harflerle yazılı “üniversite” sözcüğünden başka üniversite ile ilişkisi olmayan iki yüzü aşkın bina yığınından ibaret enkaza sahip olduk. Milyonlarca genç, zorlu sınavlar ve büyük umutlarla, yokluklarla mücadele ederek cemaatlere ve başka avcılara yem olmadan diploma almaya çabalıyor. Milyonlarca öğrenci velisi de olanaklarının son sınırlarını zorlayarak çocuklarının umutlarını destekliyor.
Adına “üniversite” denilen bu yapının rektörleri siyasal iktidarın kuklası haline getirilmiş, bir tek direktif ile istisnasız bütün üniversitelerin fakülte dekanları istifalarını verebiliyor. Hukuk katledilirken hukuk fakülteleri susuyor. Sanayi katledilip fabrikalar “özelleştirme” ninnisi ile kapatılırken mühendislik fakülteleri susuyor ya da destek veriyor. Ekonomi çökertilirken, iktisat fakülteleri sessiz. Tarih katledilirken, sanat ve edebiyat yok edilirken ilgili fakülteleri duyarsız kalan yapılara “üniversite” diyoruz. Bu yapılar milyonlarca gence lisans diploması değil, profesörlük payesi verse ne yazar…
Milyonlarca diplomalı gencimizin işsiz bırakılmasına yol açan her türlü girişim bizzat siyasal iktidarlarca yönetilip üretim yerine çökertme ekonomisi yürürlüğe sokulduktan sonra, stadyum dolusu gencin şarkılarla, türkülerle tribünleri dolduran velilerinin gözyaşları arasında diploma sahibi olmasının ne anlamı vardır?
Büyük alışveriş merkezlerindeki yeme içme yerlerinin garsonlarına, yollarda elinize broşür tutturan gençlere, evlerinize sayaç okumaya gelen görevlilere nereden mezun olduğunu sorunuz. İlkokul mezunu olanların bile yapabileceği bu işleri yapan gençlerimizin çok büyük çoğunluğu üniversite mezunu olduğunu söyleyecektir.
Büyük bir gençlik kitlesinin yüksek öğrenim görmesi elbette önemlidir. Ancak hiçbir hedefe yönelmeyen bu savurganlık, sadece kaynakları boşuna tüketmekle kalmıyor. Milyonlarca gencimizin umutlarını tüketiyor. Gençlerimiz bu durumu görüp son vermelidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.