Sporda değil, oyun da…

Mahalle aralarında eğlencenin en tutkulu halini yansıtan bir oyundu futbol.

Ama artık değil.

Hatta…

 Spor bile sayılmayabilir.

Kitleleri peşinde sürükleyen dev bir endüstri olup çıktı.

Tek kriter başarı.

Bu nedenle amatörlüğe yer bırakmayacak kadar profesyonel bir yapıya dönüştü.

Dünyadaki büyük takımlara baktığınızda evet birer başkanları var ama çoğu holdingler gibi yapılanmışlar.

Genel müdürleri var.

İşler onların üzerinden yürüyor.

Futbolcu keşfi kadar değerini bulan oyuncusu bir başka kulübe satmak da bu işin parçası.

Yani asla duygusallığa yer yok.

Fayda sağlamayan oyuncuyla yolların ayrılması gibi iyi getirisi olan oyuncuyla da yollar hemen ayrılabiliyor.

Buna profesyonellik deniliyor.

Kulüpler için geçerli olan bu durum oyuncular için de geçerli.

Onlar da işin oyun kısmında kalmıyorlar sadece endüstri kısmıyla da ilgililer.

Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’un ardından Süper Lig şampiyonluğu kazanan 5’inci takım olan Bursaspor’da son yıllarda işlerin yolunda gitmemesini profesyonellik bağlamında ele almak gerekiyor.

Şampiyon olmuş hiçbir takım bugüne kadar bir alt lige düşmemişti.

Maalesef Bursaspor bu talihsizliği yaşadı.

Düştüğü gibi çıkamadı.

Bu yıl da treni kaçırmayla karşı karşıya…

Transfer tahtası açılmadığı için altyapısındaki oyuncularla yola çıkan Bursaspor’da tahmin edilemeyecek bir başarı elde ediliyorken, birden bire Ali Akman olayı patlak verdi.

Frankfurt’a imza attığı için 2 Şubat’ta kadro dışı bırakıldı.

Profesyonel bir futbolcu istediği yere imza atar.

Bunu kabullenmekte zorlandığımız için kadro dışı bıraktık.

Peki bunun kime yararı oldu?

Bursaspor, üst üste yenilgiler almaya başladı.

Hedeften uzaklaşır duruma geldi.

Bursaspor’u yönetenler, yani başkan ve yönetimi kadar teknik heyet de işin profesyonelliğini biraz gözetselerdi, Akman’ı kadro dışı bırakmanın kimseye bir faydasının olmayacağını, aksine Bursaspor’a zarar vereceğini görebilirlerdi.

Akman’ı cezalandırmak isterken, içerideki uyumu bozdular.

Akman değil, bu kararla Bursaspor cezalandırıldı.

Akman’ın en son 11’de yer aldığı maç Altınordu.

Maç 2-1 kaybedilmiş.

Maç tarihi 31 Ocak.

2 Şubat’ta Ali Akman, Bursaspor’la sözleşme uzatmak yerine Frankfurt’a imza attığı için kadro dışı bırakılıyor.

Sonrasındaki oynanan maçlara bakın: Giresun… Balıkesir… Menemen maçlarını kaybediyor, arada bir tek Tuzlaspor’la beraberliği var.

Bugün de Akhisar’la karşılaşacak.

Takımın ahengi bozulmamış olsaydı bu maçların çoğu kaybedilmezdi.

Buradan şu sonuç da çıkmasın.

Akman olsaydı, maçların hepsi kazanılırdı gibi bir durum değil bu…

Olaya daha profesyonel yaklaşılsaydı, oyuncular kendini daha huzurlu hissedebilirdi.

Bu da takım olma ruhunu perçinlerdi.

Artık şunu kabul etmek gerekiyor.

Sedat gibi amatör ruhla Bursaspor’a sarılanların devri bitti.

Aidiyet duygusu artık büyüklük kavramıyla, para ile ölçülüyor.

İddia ile biçimleniyor.

Süper Lig’den düşmüş, yönetimsel sorunlarını aşamayan bir takımda oyuncuları tutmanın tek yolu zamanında cevheri görüp planlamayı yapmak.

Bunu yapamıyorsan suçu oyuncuya yüklemek yeni hataların anahtarı olur sadece…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.