Soruları çok daha önemliydi…

Bugüne kadar evdeki hesap hiç çarşıya uymadı.

Bütçe, her daim açık verdi.

Tutmadı.

Tutturulamadı.

Hani derler ya “Görünen köy kılavuz istemez” diye…

Önceki gün başlayan ve aralıksız 12 gün sürecek 2021 bütçe görüşmeleri sonuçlanıp Meclis’ten geçtikten sonra da daha önceki bütçelerden farklı olmayacak gibi…

Pazartesi start alan bütçe görüşmelerinin ilk gününde yani açılışında genelde genel başkanlar Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçmiş bütçe üzerinde görüşlerini dile getirirlerdi.

Parlamenter sistem rafa kaldırıldıktan sonra hükümet adına sadece Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay yerini aldı.

AK Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı olduğu için Meclis’te yoktu.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener milletvekili olmadığı için genel kurulda zaten yer alamıyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli vardı ama konuşma yapmadı.

MHP’nin görüşlerini grup başkanvekili dile getirdi.

HDP iki eş genel başkanıyla kürsüde yer aldı.

Daha çok Kürt meselesi üzerinden konuşmayı tercih ettiler.

Türkiye’nin 2021 bütçesini ekonomik veriler üzerinden irdeleyen tek lider Kemal Kılıçdaroğlu’ydu.

Hatta…

Sözlerini daha çok AK Parti sıralarında yer alan milletvekillerine dönerek söylemeyi tercih etti.

Bu nedenle kimi zaman interaktif durumlar da söz konusuydu.

Önündeki kâğıtlara bakmadan bir saat çok dikkat çekici bir konuşma yaptı.

Misal, dolar fırlamadan önce 128 milyar doların kime satıldığını sordu!

Merkez Bankası’nın eksi 55 milyar dolar nasıl açık verdiğini dile getirdi.

Süper Lig yayıncısına neden kıyak yapıldığını sordu!

Yayıncı kuruluş için doların 5.80’de sabitlendiğini, oysa aynı şeyin başka konularda yapılmadığını dile getirdi!..

Milli ve yerlilik konusunda da çarpıcı örnekleri vardı.

Ülkeyi yönetenlere karşı güven kalmadığı için vatandaşın TL yerine doları tercih ettiğini rakamsal değerlerle ortaya koydu.

Sakarya’daki Tank-Palet fabrikasını da unutmadı!

Bizzat Erdoğan’ın altında imzası olan evrakı göstererek, “Özelleştirme yok diyor ama altında imzası var” diyerek Tank-Palet fabrikasının Katarlılara verilmesini fabrika işçilerinin “Tank-Palet vatandır, vatan satılamaz” sözleriyle Meclis kürsüsünden eleştirmeye devam etti.

Şehit ve gaziler için toplanan yardım paralarının nereye gittiğini sordu!

Esnafa, çiftçiye, emekliye bütçenin hiçbir şey getirmediğini, salgın döneminde bu kesimlerin mağdur edildiğini vurguladı.

Konuşması bitip yerine geçtiğinde bütün bu iddialarına AK Parti cephesinden tek bir yanıt gelmedi!..

AK Parti Meclis Grup Başkanı Naci Bostancı, ama hemen hakkını teslim edelim sadece bu bütçe görüşmelerinde değil, daha önceki yasama dönemlerinde de hep nazik üslubuyla dikkat çekmişti yine o üslup çerçevesinde yanıt verirken bu konular yerine CHP’de kadın temsiliyetinin yüzde 12 olduğunu, AK Parti’de ise bu oranın yüzde 18 olduğuna dikkat çekti.

CHP tüzüğündeki yüzde 33 kadın kotasına vurgu yapmayı, Kılıçdaroğlu’nun Meclis kürsüsünden sorduğu sorulara yanıt vermeye tercih etti!

Peki, bu dikkat çekici konuşmada en çok ne öne çıktı?

Bunlar değil.

AK Parti sıralarından bir milletvekilinin “aday ol” demesine Kılıçdaroğlu’nun “Benim aday olmayacağımı kim söyledi?” sözü damga vurdu.

Bahçeli, Numan Kurtulmuş; Türkiye’nin ekonomisini masaya yatıran bütçe görüşmeleri yerine Kılıçdaroğlu’nun bu yanıtını öne çıkarmayı tercih ettiler.

Medya da haliyle bu konuya yoğunlaştı.

Oysa Kılıçdaroğlu’nun sorduğu sorular, “Benim aday olmayacağımı kim söyledi?” sözünden çok daha önemliydi.

Cevap veren çıkar mı acaba?..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.