SİVAS KURULTAYININ BUGÜNE YANSIMALARI

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Sivas Kurultayı’nın 100. Yıldönümünü kutladık. Bir daha böyle bir savaş yaşanmaması dileğiyle.
Sivas Kurultayının maddelerinin günümüzde de geçerli olan maddeleri var. Öncelikli maddesi “Manda (güdüm) ve himaye kabul edilemez”. Sivas Kurultayı’nda da, Erzurum Kurultayı’nda da düşünceler çatışması yaşandı. Ağır bir korku ve acizliğin tutsağı durumuna gelmiş, saltanat ve koca bir imparatorluk. Çare üretmek yerine teslimiyeti ve Türk Ulusunun özüne uymayan çıkış yollarını çözüm kabul edenlerle ; Ya Bağımsızlık Ya Ölüm diyenler !
Bağımsızlık Savaşımız öncesi hala saltanat ve imparatorluğu kurtarma dengesizliğine düşenler yüzyılların halkta yarattığı bezginlik, sinmişlik ve boş vermişliği değerlendirmek istedi. Pan-İslamizm, Pan-Osmanlıcılık ve ümmetçilik arasında sıkıştırdı. Savaşın başlangıç anlarında ise himaye ve manda görüşleri öne çıktı. Bu miskinlik, bu teslimiyetçilik elbette Türk Ulusunun yazgısı değildi, olamazdı. Bin yıllardır özgür yaşamış bir Ulus bir yabancı devletin egemenliği altında olamazdı, olmayacaktı da.
Bugün bile savunucularının olduğu, bir başka devletçe yazgıyı belirleme insanın yaradılışına da, Türk Ulusunun özbenliğine de aykırıydı. O günlerin İngiliz, Fransız ve Amerikan severleri bugün de var! Özellikle Amerikancılar, Türkiye’nin en küçük şeyini bile ABD’ye sormasını, hatta farklı bir şey yapmamasını isteyecek denli aymazlık içinde. Etliye sütlüye Amerika ne der anlayışı 2000’lerin güdüm ve himaye düşüncesidir ki; KABUL EDİLEMEZ!
Sivas Kurultayının sonuçlarından biri de, örgütlülük içinde halkın tüm katmanlarıyla tek cephede buluşmaktı. Diyebiliriz ki; o günlerin CHP’si Bağımsızlık Savaşımızın Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin tek erklilik altında toplanmasıydı. Kararlar önce çeşitli düşünce gruplarında tartışılıyor. Sonra oluşan Milli Mecliste görüşülüyor ve Milli karar alınıyordu. Dış etkiler Mecliste yok ediliyordu. Son 70 yıla baktığımızda Türkiye’yi yönetmeye aday siyasi partiler başka ülkelerde kuruluyor, programları ABD ve AB yönlendirmesi ile oluşturuluyor. ABD ve AB tarafından uygun bulunmayan karar alınamıyor. Alınan kararlar karşısında partiler tarihe gömülüyor. Ya da parti içinde çeşitli düşünce farklılıkları varmış gibi gösterilerek partiler dizayn ediliyor.
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ilkelerine aykırı olan bu anlayış düpedüz emperyalizme hizmettir, piyonluktur. Ulusa ve yurduna ihanettir. Oysa ki Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş temeli TAM BAĞIMSIZLIKTIR. Bu yoldan dönülmeyecektir!
YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.