Şiddet bunalımı içindeyiz…

Pınar Gültekin cinayetinin zihinleri allak bullak ettiği zaman dilimi içinde Türkiye’de hem kadın şiddeti hem de insanların birbirine hunharca davranışı son bulmadı.

Tansu Çiller’in oğlu Mert Çiller’in, eşi Zeynep Çiller’e uyguladığı şiddetin fotoğrafı siyaset cephesini de yakından ilgilendirdiği için çok öne çıktı ama…

Gün içinde şiddet odaklı o kadar çok haber vardı ki…

Denizli’de oğlunun nafaka artırım davasında şahit olan baba, eski gelininin yakınları tarafından gerçekleştirilen saldırısı sonucu mahkeme salonunun önünde yaşamını yitirdi.

İnegöl’de abi kardeşten birisi diğerini öldürdü.

Karacabey’de oğlunu bıçaklayan arkadaşını öldüren bir babaydı.

Bir gün içine o kadar çok şiddet haberi sığdı ki anlatılır gibi değildi!..

Şiddete boğulmuş günler yaşıyoruz.

Bu durumun önüne geçilmesi için yapılacakların bir an önce yapılması gerekiyor.

Ekonomik durgunluk…

Artan işsizlik…

İnsanları daha tahammülsüz hale getiriyor!

Şiddet sarmalındaki bir toplumun normalleşmesi için öncelikli olarak işsizlik sorununun çözüme kavuşturulması gerekiyor.

Elbette salgın döneminde bu derin konuları çözmek çok kolay değil ama iktidar sosyal devlet ilkesini hayata geçirerek sorunların çözümüne biraz olsun katkı koyabilir.

Bunun için de hızlı adımlar gerekli.

İşsizlik, tahammülsüzlük, şiddet sarmalı açısından önemli gelişmelerden bir tanesi de iktidarın ekonomiyi canlandırmak için inşaat sektörüyle ilgili kredi faizlerini aşağıya çekip, taksit sayısını bir yıl ödemesiz 15 yıl sınırına getirmesiydi.

Bu konuda devlet bankalarını devreye sokan iktidar kredileri 0,64’e kadar çekmişti.

Böylece bir yılı ertelemeli 15 yıllık borçlanma imkânı yaratıldı ancak bankalardan gelen bilgiler bu durumun kısa süreceğini gösteriyor!

İlk belirtisi de Ziraat Bankası’nın, 2. el binalarda bir yıl ertelemeli 15 yıl olan 0,74 faiz uygulamasını durdurması gözüküyor.

Bankaların, kredi faizlerinin kendileri için yeni bir açmaza dönüşmemesi için böyle bir yola gitmeyi zorunlu gördükleri ifade ediliyor.

Ve tabii…

İnşaat sektörünü hareketlendirmek için atılan adım hareketlilik yarattı ama bu işten kârlı çıkan uyanık müteahhitler, ev sahipleri oldu!

Düşük faiz nedeniyle kiracı olmaktansa ev sahibi olmayı tercih edenler ne yazık ki bu süreçte bankaya ödeyecekleri faiz dışında müteahhitlerin fiyatları bir anda 40-50 bin lira artırmasıyla bir nevi çifte faiz ödemek zorunda kaldılar!

Bu işten tek kârları uzun vadeli taksit imkânı elde etmeleri.

Ama ceplerinden çıkan para taksitler bittiğinde belki de iki ev fiyatını bulmuş olacak!

Maalesef sistem vatandaşı değil, parası olanı koruyor!

Fırsatı ona tanıyor!

Sorun da burada başlıyor!..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.