Sevr Paranoya mı?

Osmanlı devleti açısından Birinci Paylaşım Savaşını noktalayan Sevr antlaşmasının 98. yılındayız. 10 Ağustos 1920 günü Paris’in Sevr kasabasında savaşın galiplerinin Osmanlı devleti temsilcilerinin önüne koyduğu anlaşma metni hiç itirazsız imzalandı. Ancak Sevr antlaşması asla uygulanamadı.
İstanbul hükümeti teslimiyet ve yok oluş antlaşmasını imzaladığında Çanakkale kahramanı Mustafa Kemal Paşa, Ankara’da Büyük Millet Meclisini kurmuş ve ulustan aldığı yetki ile bu meclis içinden hükümetini oluşturmuş, direnişe başlamıştı. Ankara hükümeti daha imzalandığı ilk gün Sevr antlaşmasını bir paçavra gibi yırtmış, üzerinden sadece üç yıl geçtikten sonra Türkiye Cumhuriyetinin tapu senedi Lozan antlaşmasını imzalamıştı.
İtilaf devletleri ve sonradan onların yerini alan ABD emperyalizmi Sevr antlaşmasını hiçbir zaman aklından çıkarmadığı gibi, Lozan antlaşmasını da kabullenemedi. Türkiye’nin yurtseverleri bu gerçeği her fırsatta genç nesillere anımsattı. Ancak bu anımsatma bazılarını çok rahatsız etti. Sevr anımsatması yapanlara sıkılmadan “paranoyak” damgası vuruldu.
Oysa Batının Sevr rüyası gören temsilcileri her şeyi açık açık yapıyordu. NATO toplantılarında çantalarından “yanlışlıkla” Sevr haritasına uygun haritalar çıkıyordu. Bu yalan da ülkeyi yönetenlerce yutuluyordu. Çantadan yanlışlıkla Türkiye haritası yerine başka bir ülkenin haritası çıması inandırıcı olabilir.
Ancak “yanlışlıkla” Sevr haritası çıkmasının inandırıcılığı yoktur.
Eş zamanlı olarak Türkiye’de çimento fabrikaları satın alan bir Fransız firmasının ülkemizde de dağıttığı ajandanın arkasında Sevr haritasının basılı olması da yadırganmadı.
ABD tarafından ortaya atılan BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) içinde eş-başkanlık görevi aldığını söyleyen lider de Sevr haritası ile bire bir aynı olan BOP haritasını görmezden geldiği gibi, Sevr antlaşmasını hükümsüz kılan Lozan antlaşmasını tartışmaya açtı.
Türkiye Cumhuriyeti dünyanın en stratejin noktasında bulunuyor. Asya ile Avrupa’nın, Avrupa ile Afrika’nın, Afrika ile Asya’nın buluşma noktası olmak dışında Ortadoğu petrol bölgesinin de kavşak noktası olmak, Akdeniz ile Karadeniz’i bağlayan boğazlara da egemen olmak gibi jeostaratejik bir noktada konumlanmış.
Bu nedenle Batılı emperyalistlerin Sevr rüyası hiç bitmeyecektir.
Sevr hatırlatması bir paranoya değil uyarıdır. Sevr’in önünü kesecek olan da Türkiye Cumhuriyetinin tapu senedi Lozan antlaşmasıdır.
Bu gerçeği aklımızdan çıkarmamalıyız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.