ŞERİATIN KESTİĞİ PARMAK

MUSTAFA SOLAK KÖŞE YAZISI

İslam tarihi alanında yaptığı çalışmalarla bilinen Aydın Tonga’nın beşinci kitabı “Şeriatın Kestiği Parmak” geçtiğimiz günlerde okuyucularla buluştu. Yazar, kitabın varoluş sebebini şöyle ifade etmektedir:

“İktidar odaklı dini örgütlerin amaç edindikleri devlet nasıl bir yargı düzenine sahip olacaktır? Bu devletin hukuk anlayışı yani şeriat yapısı nasıl şekillenecektir? Bu düzende özelde kadın hakları genelde insan hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü nasıl sağlanacaktır? Sözüm ona bir “İslami devlet” kurulduğunda bizi bekleyen nedir? İşte bu kitap bütün bu soruların cevabına kapı aralamak adına kaleme alınan yazıların derli toplu biçimde okunması amacıyla oluşturuldu.”

Yazarın da belirttiği üzere kitap “şeriat” olarak ifade edilen İslam hukukunun farklı alanlarda nasıl uygulandığını, güncel olaylardan yola çıkarak yanıtlamaya çalışmakta. “Şeriatın Kestiği Parmak, Şeriat Bize Vaat Ediyor, Güne Damgasını Vuran Söylemlerde Bağnazlık, Güncel Olaylar, Din-Siyaset İlişkisi” başlıklı bölümlerden oluşan kitabın son bölümünde ise yazarın farklı yerlerde yayınlanan röportajları yer almakta.

Dini esaslara dayalı bir devlet kurulduğunda uygulanması muhtemel yasaları bilmek elbette oldukça önemlidir. Zira bu doğrudan hepimizin hayatını ilgilendiren bir konu. Tonga’nın kitabında işte bu çarpıcı örneklerle de karşılaşıyoruz. Bu örneklerden birisi hiç şüphesiz namaz kılmayanların durumu ile ilgili. Kitaptan öğrendiğimize göre “şeriat kurallarına” göre namaz kılmayanlar üç mezhebe (Hanbeli, Şafi, Maliki) göre öldürülmekte Hanefi mezhebine göre ise hapsedilmekte. Belirttiğimiz üzere kitapta bununla ilgili ibretlik bilgiler mevcut. Örneğin Osmanlı’da namaz ile ilgili soruların nasıl yanıtlandığı yazar şöyle aktarmakta:

       Mesele: Bazı Müslümanlar “çıbanlarım vardır” bazıları da “yaralarım vardır” diye özür gösterip namaz kılmasalar, şeran özür olur mu?
Ebu Suud: Namaza özür olmaz, kanı akarken dahi kılmak lazımdır.

       Mesele: Bir kişi namazı inkâr edip “inanana namaz gerekmez” derse ona ne yapmak gerekir?
Ebu Suud: Öldürülmesi gerekir.

     Mesele: Bir topluluk namaz kılmayıp Ramazan orucunun da farz olduğunu inkâr ederse ne yapmak gerekir?
Ebu Suud: Kâfirdirler, ortadan kaldırılmaları gerekir.

            Din olgusunu, tarihsel koşullar ve ilgili dönemin sosyal, siyasal, ekonomik üretim yapısıyla birlikte yorumlayan, tam bu noktadadini, yaşanan toplumsal gerçekliğin tezahürü olarak ifade eden Aydın Tonga, “Şeriatın Kestiği Parmak”la bu söylemini sürdürmeye devam ediyor. Kitabın bütününde dinin yaşama içkin yanını işaret etmekten çekinmeyen yazar, aynı zamanda iktidar odaklı din anlayışı ileyaşamı kuşatan “şeriat” yasalarını dacesaretle gözler önüne seriyor. Nihai olarak şunu söyleyebiliriz ki; “Şeriat Kestiği Parmak” gerek güncel gerekse de tarihsel olarak yaşanan İslamcı anlayışı öğrenmek isteyen okurlar açısından başucu eserlerden biri olarak değerlendirilebilir.

Not: Yazarın “Emeviler”, “Muaviye”, “Derin İslam”, “Kadızadeliler” adlı 4 kitabı daha vardır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.