SENDİKALARIN SESSİZLİĞİ

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Akp ile turuncu sendikalar tavan yaptı. Zorla üye kaydı, baskı hissetmemek için isteksiz üyelik emperyalizm döneminin en kanlı kripto sendikalar dönemini anımsatıyor. O dönem emeğin direnişinde bulunan sendikalara karşı oluşturulan kripto sendikalar saldırılar düzenliyor, can yitiğine neden oluyordu. Kapitalist ve emperyal güçler günümüzde daha farklı yol izliyor. Bi’atçı, itaatkar, emek ve emekçi temelinde yol izlemeyen, izlemeyecek sendika kur duruyor. Akp döneminde de izlenen yol takıyye yani din ve inanç eksenli sendikalar kurdurmak oldu. Etliye, sütlüye dokunmayan ve emeğin alın terine değinmeyen bu tür sendikaların sessizliğini olağan karşılamak gerekiyor. Ancak bir gün onlarında altındaki pösteki yanacak ve bedelini ağır ödeyecektir. Çoğunu devlet memurlarının oluşturduğu hatta zorunda bırakıldıkları bu tip sendikalar “devlet memurlarının iş güvencesi” Akp’ce hazırlanan tasarıda ellerinden alınacak, bu onların en büyük sınavı olacak. Bi’atçı, itaatkar kimlikleri mücadeleye nasıl yansıyacak göreceğiz. Atasözümüzdür ki; “açlık sofiliği bozar” der.
Emek ve emekçi temelinden uzak bir diğer sendika tipi de kendini “Devrimci” diye adlandırmaktadır. Ancak devrimciliği bölücü hdp ve pkk eksenindedir. Hdp’li belediyelerdeki taşeronlaşmaya gıkları çıkmamakta, işten çıkarmalarda sesleri duyulmaz olmaktadır. Hdp, pkk mitinglerinde boy göstermeyi “Devrimcilikle” özdeşleştirmek “Devrim tarihine” ihanettir. Devrimcilik etnik, mezhep ya da benzeri bölücü oluşumlara dik durabilmek, emperyalizm beslemesi örgütlerle işbirliğine girmemektir.
Yurtsever, milliyetçi, Vatan ve emek kavramlı sendikalarımız ise sessizlik içindedir. Gelen tehlikeleri görememekte, gördüklerini ise anlatmama hastalığına yakalanmıştır. Bünyeyi saracak bu sessizlik Vatan Bütünlüğü içinde Ulus Birliği içinde tehlike yaratmaktadır. Belirli bölümler çaba içerisinde olsa da yeterli değildir. Ekonomik yangın fişekleri çoktan atılmış, borçlanma ekonomisinin ihaneti ülkemizi sarmaya başlamıştır. Çalışma güvencesine, kıdem tazminatını, hizmet sürelerine Akp ve işveren saldırısı olanca hızıyla sürmektedir.
Türkiye İşveren Sendikası Konfedarasyonu 2011 yılında bir yayınında şunu açıklamıştır. “Belirli süreli iş sözleşmelerinin yapılmasına sınırlamalar kaldırılmalı, denkleştirme süresi uzatılmalı, telafi çalışması uygulanabilir hale getirilmelidir ” (TİSK’in Temel Görüş ve Önerileri,s 12). Yine 2016 yılında “Belirli süreli iş sözleşmesinin ilk kez yapılmasında objektif koşul aranması ve ilk yenilemede zincirleme kabul edilerek BELİRSİZ SÜREYE dönüşmesi, bu tür iş sözleşmelerinin kurulmasını sınırlandırmaktadır. (…) Belirli süreli iş sözleşmesinin yapılmasında objektif koşul aranması unsuru KALDIRILMALI ve 24 ayı geçmemek üzere veya en fazla 2 DEFA ÜST ÜSTE YENİLEBİLMESİNE imkan tanınmalıdır. (TİSK 26. Genel Kurul Çalışma Raporu, 3 Aralık 2016,s 128)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ‘nın 30 Mayıs 2014 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Ulusal İstıhdam Stratejisi (2014-2023) belgesinde şöyle yazmaktadır. “Belirli süreli iş sözleşmeleri için belirlenen süre içerisinde TEKRARLANMA imkanı sağlanacaktır. İşgücü piyasalarına esneklik sağlayan bir sözleşme türü olan BELİRLİ SÜRELİ iş sözleşmelerinin kullanımının kolaylaştırılması amacıyla İŞ KANUNUNDA gerekli DÜZENLEME YAPILACAKTIR. (Sy 67)
İşveren ve Akp tarafından yapılan sözcük oyunu “tekrarlanabilir” ve “yenilenebilir ” den oluşmaktadır. Belirli süreli iş sözleşmeleri ile hem kıdem tazminatı ortadan kaldırılmaya hem iş güvencesi ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 18.09.1996 gün ve 1996/9-489 E 1996/594 K sayılı kararı şöyledir; “Belirli süreli iş sözleşmelerinde sözleşmenin kendiliğinden sona ermesi durumunda kıdem tazminatının hüküm altına alınması doğru değildir. Çünkü böyle bir durumda sözleşme sürenin bitimi ile sona etmektedir ki, bu fesih şekli kıdem tazminatına hak kazandıran hallerden değildir. ”
Hükümetin 10 yıl sürekli çalışılmışlığa 6 yıl kıdem tazminatı, işverenin yıllık 10 gün tutarında kıdem tazminatı önerilerinin gerçek hedefi kıdem tazminatının TÜMDEN kaldırılmasının temeli gerçeğin üstünün örtülmeye çalışılmasıdır. Sendikaların sessizliği Ulusal Birliği tehdit eden bu emperyalist tuzakları, kapitalist saldırıların iştahını kabartmaktadır. Ekonomik yangının ilk kıvılcımlarını fark eden Emek Dünyasının ilk gardını almasının tam zamanıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.