Seçmene saygı gösterilsin

 

Karacabey'de yaşıyorum. 36 yıldır seçmen statüsündeyim. Bu yaşıma geldim, bu kadar istikrarsızlık ve samimiyetsizlik görmedim. Siyaset sahnesinin son 10 yılında gördüğüm yalana bu güne kadar hiç rastlamadım.

Duygularımızla oynuyorlar.

Yalanları, yanlışları hayretler içinde izlerken, şaşıyorum!

Büyük Türk Devleti olarak övündüğümüz, gurur duyduğumuz, “Türkiye Cumhuriyeti, ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür” ilkesi benliğimize kazınmışken, parçalanmak isteniyor.

Gelişmeler öyle hızlı ki, yetişemiyorum, gördüklerime inanamıyorum!

Yeni Anayasa çalışmaları yapılırken, gerçekler halktan gizleniyor.

Halk da, gerçekleri görmemek için inatla uyukluyor.

Oysa, gerçekleri görmemek, saflıktan da öte büyük bir tehlikedir.

Matematiksel rakamlarla ekonominin çok iyi gittiği ve üretimde artış olduğu anlatılıyor.

İşsizler ordusunun büyüdüğü, çöp bidonlarından yiyecek ve giyecek toplayanların sayısının her geçen gün biraz daha arttığı görmezden geliniyor.

Görünen eğitimsizlik mi? Yoksulluk mu?

Evimizin önüne bakalım; Karacabey'de de durum aynı.

Belediyemize ait, Hükümet Konağı arkasındaki işyerlerinden birinde BİM Alışveriş Merkezi vardı. Belediye buralarını yıkacağını beyan ederek kiracılardan tahliye istedi. Bu güne kadar BİM'in haricinde tahliye olmadı.

Şimdi ise burasının, “Gıda Bankası” adı altında, kadınlara toplanma yeri olarak tahsis edilmesi söylentileri yayılmaktadır.

Sormak istiyorum: Belediye Başkanımız, “Ben devletimi yurt dışında temsil ettim. Çok başarılı oldum. Şimdi doğup büyüdüğüm ilçemin halkına hizmet etmek istiyorum. Beni seçerseniz Karacabey'e çağ atlatırım” diyordu.

Biz de oylarımızla Ergün Koç'u baş tacı yaptık. Yapmaz olaydık. Ekonomi iyi ise, “Gıda Bankası” niye?

Eğitimimiz yetersizse, kadın toplanma yerine, tiyatro salonu yapılsa, ilköğretim okullarımıza yardım yapılsa daha iyi olmaz mı?

Ayrıca, halkımızın büyük teveccühü ile milletvekili seçtiğimiz, Ankara'daki temsilcimiz Önder Matlı'nın, Belediye Başkanımız Ergün Koç'la ilgili söylediği, “Parti olarak içimize sindiremedik” sözleri bizleri derin düşüncelere sevk etmiştir.

Ergün Koç, sindirilemeyecek kadar kötüyse, neden belediye başkanı yaptınız? İyiyse, çalışkansa, neden partiden attınız?

Partimiz değerini mi bilemedi?

Aklımız karıştı. Şaşırdık kaldık. Kime güveneceğimizi, kime oy vereceğimizi bilemez duruma düştük.

Lütfen seçmenin duygularıyla daha fazla oynamayın. Lütfen yalan söylemeyin!

Konuşma sırası 2014'te bize de gelecek!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.