“Saadet Partisi Türkiye’nin teminatıdır”

Saadet Partisi İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, düzenlediği basın açıklamasında gündeme ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Referandum sonrası hem Türkiye hem de dünya olarak çok hızlı gelişmelere şahit olduklarını belirten Koçak, “Bir taraftan bazı güçler İslam ülkelerine karşı saldırılarını yoğunlaştırırken, maalesef biz içerde kendi kendimizle uğraşıyoruz. Nereye baksak bir problemle karşılaşıyoruz. En önemlisi de Müslümanların kendi aralarındaki menfur çatışmalardır. Her yerde kan ve gözyaşı hakim. Ve maalesef bu meselelere sahip çıkacak bir ülkenin bir kurumun olmamasıdır. Batı 2. Dünya Harbi’nden sonra bir takım kurumlar meydana getirmişler; ne kadar verimlidir, ne kadar adildir. Bunun üzerinde durmuyorum ama bazı müessesler kurmuşlar. Biz İslam alemi olarak maalesef böyle kuruluşlardan mahrumuz. Atılan adımları da adeta başarıya ulaştırmamak adına elimizden geleni yapıyoruz. Bu tür meselelerde öne çıkması geren bir D-8, bir İslam İşbirliği Teşkilatı yok. Arada sırada sadece cılız sesleri duyuyoruz ama bu da yüreğimizi soğutmuyor” dedi.

Avrupa Konseyi’nin Türkiye’yi tekrar gözetim almasını da değerlendiren Koçak, açıklamasına şöyle devam etti: “Hukuk devleti kanunlara uymakla sağlanır. Kanunlar üzerinde yorum yapmak hiçbir kuruma fayda vermez. Bundan dolayı maalesef YSK’nın aceleyle bir takım kararlar vermesine şaşırdık. YSK belgeler üzerinde karar vermeliydi. Arkadan ortaya atılan iddiaları görünce de dehşete düştük. Bu referandum hukuki olarak geçerli olarak gözüküyor ama maalesef kimseyi mutmain etmedi. Türkiye’deki gelişmeler de dikkate alınarak kurucusu bulunduğumuz Avrupa Konseyi tarafından dışlandık. Bizi denetim sürecine soktular yeniden. Bu konu bizi cidden üzdü. AB Konseyi bizim asırlardır kabullendiğimiz prensipleri benimsedi. İnsan haklarına önem vermek, hukukun üstünlüğüne karar verdiler. Ve bu fikirde olan ülkeler bir yanlışlığın olmaması için sürekli istişare etmeye karar verdiler. Şimdi bu konsey asıl sahibi olan bizi bu kararlara uymamakla itham ederek, gözetim altına alıyorlar. Bu da bizi incitiyor.”

Türkiye’nin dünya üzerinde yalnızlaştığına vurgu yapan Koçak, “Dünyada yalnızlaştık. AB’den dışlandık, İslam Birliği ülkeleri ile ilişkilerimiz ferdi temaslarla sınırlı kaldı. Rusya ile olan irtibatlarımız da biraz serinledi. Bugünkü iktidarın tek sığınağı ABD ve İsrail’dir. Dünyada bütün ülkeler arasında Türkiye’nin sınırlarını tanımayan BOP adı altında geliştirdiği stratejiyle Ortadoğu’yu bölüp, parçalamaya çalışan ABD bizim stratejik müttefikimizmiş. Yetmedi bizim topraklarımız üzerinde hak iddiasında bulunan İsrail’de bizim stratejik müttefiklerimiz arasında. Bu kabul edilebilir gibi değil. Bizi parçalamak isteyenlerle stratejik müttefik olamayız. Bugünkü Ortadoğu’daki kargaşanın temelinde ABD’nin BOP hayali ile İsrail’in Arz-ı Mev’ud hayali yatar” dedi.

İktidarın bir beka sorunu olduğuna dikkat çeken Koçak, şunları kaydetti: “AB sevdası uğruna neredeyse Ege’den vazgeçtik. Hemen yanı başımızdaki bir adaya Yunanistan askerleri gelip mangal keyfi yapıyorlar. Biz de ‘kınadık’ diyoruz sadece. Türkiye’nin bir Beka sorunu var. Bu hadise de çok açık bir şekilde gösteriyor. Bu beka sorunu başkanlık sistemine geçilerek önlenemez. Bugün başımıza gelenler hükümetin hızlı alamadığı kararlardan dolayı değil, yanlış aldığı kararlardan dolayı başımıza geldi.  Eğer yunanlar gelip bizim adalarımız üzerinde mangal keyfi yaparsa ve biz de seyredersek, bizim bir beka sorunumuzun olduğunu gösterir. Kıbrıs’ta biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden neden vazgeçiyoruz? Bu bir beka sorunudur. Kıbrıs şahsiyetli bir dış politikanın sonucu toprağımızda yer alıyor. Nerde o politika şimdi? Yok.”

Saadet Partisi’nin referandum sürecinde gösterdiği tavırla Türkiye’nin teminatı olduğunu gösterdiğini ifade eden Koçak, “Bugünkü iktidar Türkiye’nin bekasından çok kendi bekası için çalışıyor. Hukukun üstünlüğünden korkuyor. Çünkü hukuk işlediği zaman yaptığı hataları görüyor. Yapılan referandumda özellikle iktidar partisi Türkiye’nin kamplaşmasını kendi bekası için faydalı gördü. Saadet Partisi olarak nerdeyse yalvardık yakardık ‘yapmayın’ diye. Bugün Türkiye’nin teminatı emin olun Saadet Partisi’dir ve şuurlu kadrolarıdır. Referandum sürecinde ülkede barış ve huzurun tesisi için en büyük gayreti bizim teşkilatlarımız gösterdi. Türkiye’nin bugün yüzde 65-70’i şartlar uygun olduğu zaman Saadet Partisi’nin bu ülkenin huzuru, barışı, kalkınması, bağımsızlığı, bekası için tek çözüm aracı olduğu görecektir ve görüyorlar da. Saadet Partisi’nin bu süreçte sergilediği tavrı Türkiye’ye örnek oldu. Sadece Türkiye değil, yurtdışına da örnek oldu. Biz ülkemizi seviyoruz. Ülkemizin birlik ve beraberliği için elimizden gelen bütün fedakarlığı yapmaya hazırız” dedi.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.