Perişan olduk!

Karacabey Ziraat Odası Başkanı Nuri Karaca, çiftçinin domates ve mısır fiyatlarında hüsran yaşandığını belirterek, durumun içler acısı olduğunu söyledi.
Karacabey Ovası’nın temel geçim kaynağı olan domates ve mısır fiyatlarındaki bu düşüşün üreticiyi perişan ettiğini vurgulayan Karaca, “Domates fiyatları şu anda çok kötü gidiyor. Serbest piyasada kilosu 8,5 Ykr’a satılıyor. Oysa geçen yıl şu sıralarda 25 Ykr’tan domates satıyorduk. Şimdi tam bir hüsran yaşanıyor. Salça fabrikalarıyla sezon başında domates alımı için 12-13 Ykr üzerinden sözleşme yapıldı. O zaman kompoze gübrenin torba fiyatı 24 YTL’ydi. Ekime girerken bu fiyat 70 YTL’ye çıktı. Motorin fiyatı da yüzde 40 artı. Beklenmedik bu artışlar karşısında salça firması yetkililerine faks çektim. ‘Hiç olmazsa fiyatı 15 Ykr’a yükseltin. Yoksa çiftçi çok büyük sıkıntı çekecek’ dedim. Bu yapılmadı. Çiftçi 3 gün boykot yaptı ve tarlaya girip domatesini toplamadı. Ama fiyat artmadığı gibi serbest piyasada domatesin fiyatı 8-8,5 Ykr’a kadar düştü. Fabrikalar sözleşmeli üreticiden domates alıyor ancak fire olarak büyük miktar düşülüyor. Tabi sözleşmeli üretici yerine piyasadan 8-9 Ykr’a domates alan da oluyor. Domatesin tarlada en fazla 3-4 gün bekleme süresi var. Çabuk çürüyen bir ürün olduğu için toplanıp ne fiyat verilirse satılıyor” dedi.

MISIR FİYATLARI’DA DÜŞÜK
Önceki gün açıklanan mısır fiyatlarına değinen Karaca, durumun içler acısı olduğuna dikkat çekti. Geçen yıl 48 Ykr’tan satılan mısırdan bu yıl 50-55 Ykr fiyat verilmesini beklediklerini dile getiren Karaca, “Mısır fiyatını olumlu ve yeterli bulmadık. Biz geçen yıl mısırı 48 Ykr’tan satmıştık. Bu sene 50-55 Ykr fiyat verilmesini bekliyorduk gübre ve mazot fiyatındaki artıştan dolayı. Hatta maliyet hesabımızı kalem kalem Bakanlığımıza da bildirdik. Bize göre açıklanan mısır fiyatı 43 Ykr. Prim olarak verilecek 4 Ykr 6-7 ay,belki de 1 yıl sonra ödeneceğinden fazla bir yararı olmayacak. Mısıra primsiz müdahale fiyatı olarak en az 50 Ykr verilmeliydi” diye konuştu.
Karaca, biyodizel üretiminde kullanılmasından dolayı mısıra talebin artmasına karşın, rekoltede kuraklığın etkisiyle düşüş beklendiğine vurgu yaptı ve şöyle devam etti: “Ben Türkiye’de mısır üretiminin bu sene 3 milyon tonun üzerine çıkacağını sanmıyorum. Sonuçta yine 1-1,5 milyon ton mısır açığı ithalatla kapatılmaya çalışılacak. Ama bu pek kolay olmayacak. Dünya mısır rekoltesinde hem bir daralma var, hem de biyodizele kaçış var. O yüzden mısır stratejik bir ürün haline geldi. Şu sıralarda Çukurova Bölgesinde mısır hasadı var. Ardından Ege’de ve 15 Ekim’den itibaren de Karacabey dahil Marmara Bölgesinde mısır hasadı yapılacak. Ancak bu fiyatla TMO’ya Karacabey’den mısır satan olmaz. Bizim bölgemizde hasat dönemine kadar mısır fiyatının 50 Ykr’a kadar çıkacağını umuyoruz. Bu konudaki güvencemiz de Bandırma’daki tavuk işletmeleri. Bu firmalar büyük miktarda mısır alıyor. Çukurova Bölgesinden alımlarda kilogram başına 6 Ykr nakliye bedeli ödendiğinden firmalar alımı Karacabey’den yapıyor. Hasat dönemine kadar mısır fiyatı beklediğimiz gibi 50-55 Ykr’a çıkarsa çiftçi ancak o zaman para kazanır ve domatesten kaybını telafi edebilir” diyerek sözlerini noktaladı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.