Okul – Sınav – Dershane

On yıllardır milyonlarca öğrenciyi okul-sınav-dershane üçgenine sıkıştırdılar. Kırk yılı aşkın süredir bu cenderede suyu sıkılmayan öğrenci ve veli kalmadı. Yıllar önce kendisi aynı cendereye giren veliler sonraları çocukları adına aynı tezgahtan geçti.

Bu altın üçgeni hazırlayanlar günün birinde adına cemaat dedikleri ortaçağ örgütlenmelerinin bu altın üçgenin kaymağını yiyeceğini belki de hiç düşünmemişti. Ama cemaat düşünmüştü.

Devran döndü bu kez okul-sınav-dershane üçgenine hem hükümet hem de cemaat sıkıştı. Üstelik 2 taraf birbirini aynı üçgen içinde sıkıştırıyor.

AKP koalisyonunun Başbakan kanadı cemaatin sayısal gücünün azlığına rağmen elde ettiği gücü sınırlamak için cemaati dershaneler üzerinden sıkıştırmaya kalktı. Ne var ki cemaat bir yandan basın üzerindeki etkinliğini kullanarak, diğer yandan da parti içindeki adamlarını kullanarak iktidarı sıkıştırmaya başladı.

Cemaatin arkasındaki mutlak ABD desteği de yabana atılacak gibi değildi ve bu çatışma tam da ABD'nin RTE'nin üstünü çizdiği söylentilerinin ardından geldi. AKP koalisyonu meclisi bile toplayamaz hale geldi.

Okul-Sınav-Dershane üçgeninde anahtar kavram sınav.

Milyonlarca çocuk ve gencin gelecek kaygısı ile yarış atı gibi hazırlandığı sınavlarda başarılı olmanın yolunun dershaneler olduğu düşüncesi yıllar boyunca toplumun hafızasına kazındı. Dershaneler artık gençlerin  öğrenim hayatının vazgeçilmez aşaması olmuştu.

Eğitim sistemine indirilen ağır darbeler, öğretmenlerin sayısal yetersizliği ile yetişmelerindeki eksiklikler, ücretlerinin azlığı, kalabalık sınıflar başarısızlığı büyüten kartopu yumağının büyümesine neden oldu.

Çaresiz veliler ise çocuklarının bu amansız yarışta kaybetmemesi için her şeylerini feda ederek dershanelere yatırdılar. Maddi durumu daha iyi olan aileler çocuklarını özel okullara verseler bile dershaneler yine devredeydi.

Bu durumda başarı dershanelerin, başarısızlık ise okulların oluyordu. Sınav sonuçları belli olduğunda veliler çocuklarını yıllarca eğiten okullara değil, 7-8 ay test tekniği veren dershanelere teşekkür ediyordu.

Bu sarmal içinde bazı veliler bir şey daha keşfettiler. Bazı dershanelere giden öğrenciler sınavda daha başarılı oluyordu. Bu dershanelere devam eden çocuklara çözdürülen sorular “nedense” sınavda da çıkıyor, dahası cevap anahtarları şifreli oluyordu.

Türkiye'de yakın tarih çalınan sorular, tekrarlanan sınavlarla doludur. Çok yakın tarihlerde ortaya çıkan şifreli soru skandalları sonrası büyük kitle gösterileri ile doludur. Başbakan bu gösterileri bastırmak için gençleri kendi yandaşlarını sokağa salmakla tehdit etmiştir.

İnternet kullanıcıları google arama motoruna girip “sınav skandalı” yazarlarsa 62 nilyon 700 bin sonuçla karşılaşacaklardır. Üniversite Giriş Sınavından Kamu  Personeli Seçme Sınavına, Hakimlik Sınavından Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Sınavına, İş Güvenliği Uzmanlığı Sınavından Askeri Kurumlar Giriş Sınavına kadar her alanda sınav rezaleti yaşanmaktadır. Bu rezaletleri ortaya çıkarmakla görevli olan polislik mesleğine giriş için yapılan sınavda bile skandal yaşandığı için 5 yıl önceki sınavların iptal edildiği unutuldu bile.

Bu rezaletler soruşturulur gibi yapılsa da hiç birinden sonuç alınamadı. Soru hırsızlığı yapanların adresi hep aynı yere çıkıyordu. Ortada mahkumiyet olmasa bile bütün yollar cemaate çıkıyordu.

Bu durumdan mağdur olanlar ise işin kolayını buldular ve sınav kazanmak için cemaat bağlantılı dershanelere koştular. Sonuçta bu tür dershaneler çığ gibi büyüdü ve bu günkü güce ulaştı. Dershanelerden devşirdiği kadroları devlet kadroları içine yerleştirirken  elde ettiği parasal gücü de her alanda kullandı. 

Bu güce ulaşırken de ortağı oldukları AKP iktidarından her türlü desteği gördüler. Nitekim Başbakan RTE son Rusya seyahati dönüşünde uçaktaki gazetecilere yaptığı açıklamada “Bu güne kadar cemaat ne istedi de vermedik” şeklinde itiraf gibi bir açıklama yaptı.

Ülkemizde bu güne değin onlarca sınav skandalı yaşandı. Başbakan cemaati gerçekten sıkıştırmak istiyorsa bu rezaletin üstüne gitmelidir. Yok eğer cemaat bu konuda temiz ise iktidarın siyaseten sorumlu olduğu bu rezaletin üzerine gitmelidir. Eğer cemaat bu olayda masum ise bünyesindeki milyonlarca öğrencinin hakkını korumalıdır.

Kavga bu altın üçgen üzerinden yapılırsa hiç değilse bu güne dek yaşanan rezaletleri milyonlarca öğrenci ve velisi öğrenir ve bu sektörde  harcanan milyarlarca liranın hesabı sorulur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.