Ocaklar sizi de kucaklar!

Belde olmadan önceki durumunu bilen köylülerin turizm gelirleri 6 kat artınca yüzleri gülmeye başlamış…

Erdek'e bağlı 4 kilometre uzaklıktaki 1900 nüfuslu bir beldeden söz ediyorum. Adı Ocaklar.

            1999'da belde olurken yeni bir sayfa açan Ocaklar'da öncelikle biyolojik arıtma tesisi yapılması, yatırıma nereden başlanması gerektiğini hatırlatıyor. Doğal dokunun korunması anlayışının öne çıkarılması, insana yönelik hizmetlerin geri dönüşündeki güzellikleri görmemize neden oluyor.

            Bakımsız, düzensiz, toz toprak içindeki mezbelelik bir köyden, tatilcilerin çekim merkezi olmasına ve ekonomisinin 6'ya ka

yazıstlanmasına tanıklık etmemiz Ocaklar dümenindeki kaptanın tam not almasını sağlıyor.

            Çağdaş bir belde konumuna ulaşan yapısıyla Türkiye'ye örnek gösterilen Ocaklar'ın kaderini değiştiren Belediye Başkanı Hüseyin Durak'ın konuğu olduk.

            İstedik ki, Hüseyin Durak'ı yakından tanıyalım. İstedik ki, Ocaklar'ı masaya yatıralım ve ayrıntılı bilgi alalım.

Ocaklar'ın pırıl pırıl sokaklarında biraz dolaştıktan sonra masmavi denizin kenarında oturduğumuz çay bahçesinde Hüseyin Durak'la çaylarımızı yudumlamaya başladık.

            Kapıdağ'ın eteklerindeyiz. Hava temiz, büyüleyici güzellikteki orman oksijen pompalıyor. İçimizi ısıtan şirin beldenin sahilindeki kum gümüşü çağrıştırıyor. Önümüzde billur gibi bir deniz. Güneş denize kulaç atarken bir yandan çay keyfi yapıyor, diğer taraftan da söyleşimizi sürdürüyoruz.

            Yazmanı, saymanı, temizlikçisi, çaycısı ve başkanı ile birlikte cennet gibi beldenin belediyesindeki hizmet kervanında çalışanların sayısının 19 olduğunu öğreniyoruz.

            Belediye'nin İller Bankası'ndan gelen 17 ile 18 bin liranın dışında ciddi bir geliri olmadığını öğrendiğimizde ise (kira, işgaliye, tellaliye, emlak vergisi gibi öz kaynaklar hariç) hayretler içinde kalıyoruz.

            Erdek'lileri kıskandıran Ocaklar'a sihirli bir el değmiş sanki.

Hoşgörüsünden aldığımız cesaretle biz soruyoruz, Ocaklar'ın çalışkan, üretken, bir o kadar da onurlu duruş sergileyen Belediye Başkanı Hüseyin Durak, en kazık sorularımıza bile duraksamadan dobra dobra içtenlikle yanıt veriyor.

            İsterseniz biraz da Hüseyin Durak'ı dinleyelim:

 

İ.B.- Hüseyin DURAK kimdir? Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

 

H.D.- 1958 yılında Ocaklar Beldesi'nde doğdum. İlkokulu Ocaklar'da, Ortaokulu bir yıl Erdek'te olmak üzere İstanbul'da tamamladım. 1977 yılında İstanbul Bayrampaşa Endüstri Meslek Lisesi Torna Tesviye bölümünden mezun oldum. 1978 yılında girdiğim Balıkesir Devlet Mimarlık ve Mühendislik Fakültesinin İnşaat Mühendisliği bölümünden 1982 yılında mezun oldum. Vatani görevimi tamamladıktan sonra 1984 Kasım'ında Erdek Belediyesi'nde İnşaat Mühendisi olarak göreve başladım. Bu görevimden 1988 yılının Haziran ayında kendi isteğimle ayrıldım. 1988-1999 yılları arasında serbest çalıştım. 1989 yılında üyesi olduğum SHP (Sosyal Demokrat Halkçı Parti)'den Erdek Belediye Başkan adayı olarak yarışa katıldım. SHP'de, Mahalle Delegeliği, İlçe Başkanlığı ve Kurultay Delegeliği yaptım. 1999 yılında Belediye teşkilatı kurulan Ocaklar Beldesi'nde yapılan Belediye Başkanlığı seçimlerine DSP adayı olarak katılıp kazandım. Daha sonra 2004 ve 2009 yılı seçimlerinde CHP adayı olarak Ocaklar Belediye Başkanlığı görevine seçildim. 1986 yılında Ferah Durak (Pulat) ile evlendim. Cansu adında bir kızım, Anıl adında bir oğlum var. Belediye Başkanlığı görevimin yanında 2011 Kasım ayından itibaren 162 Sayılı Erdek Zeytin Tarım Satış Kooperatifi yönetiminde görev yapmaktayım.

 

İ.B.- Siyasete ne zaman ve nasıl başladınız?

 

H.D.-Öğrencilik yıllarında öğrenci derneklerinde ve sivil toplum örgütlerinde çalıştım. Aktif siyasete 1988 yılında girdiğim SHP'de başladım.

 

İ.B.- 1999 yılında seçildiğiniz Ocaklar Beldesi Belediye Başkanlığı görevine 2009 yılında 3.kez getirildiniz. Başkanlık görevinde aralıksız 13 yılı geride bırakırken seçmene verdiğiniz sözleri yerine getirebildiniz mi, hedeflediğiniz yatırımları gerçekleştirebildiniz mi?

 

H.D- 1999 yılından bugüne kadar üç dönem ve toplam 13 yılını DSP'den iktidar Belediye Başkanı olarak, geri kalan 10 yılını muhalefet Belediye Başkanı olarak hizmet vermeye çalıştım. Hiçbir seçim döneminde yerine getiremeyeceğimiz vaatlerde bulunmamaya ekip olarak özen gösterdik. Her üç dönemde de seçim beyannamemizdeki vaatlerden çok, köyden kente dönüşme gayreti içinde olan belediyemizin acil ihtiyaçları olan hizmetleri belirleyerek, kısıtlı bütçemiz ile tüm ekip ve belde halkı olarak bu hizmetlerin gerçekleştirilmesi için gayret sarf ettik. Popülist politikadan uzak, sadece eksiklerimizi tamamlama gayreti içinde olduk. İşin reklam tarafını hiç düşünmedik. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz hiçbir yatırım için açılış, tören v.s. için bir tek kuruş harcamadık. Yapabildiğimiz her yatırımı tamamladık ve halkın hizmetine sunduk. İşin reklam tarafında hiç olmadık. Amacımız reklam değil eksiklerimizi tamamlamak oldu.

            Göreve geldiğimiz gün ekip olarak tespitler yaptık ve hedefler belirledik. 13 yıl boyunca bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için gösterdiğimiz gayretin yanında her iki dönemde de mensubu olduğumuz siyasi partimize helal getirmeye özen gösterdik.

            Belirlediğimiz tespitlerden bir tanesi beldemizin ana gelir kaynağı olan turizm konusunda oldu. 1999 yılında zeytincilik ve turizm sektöründeki gelir seviyemizin tespiti oldu. Zeytincilik ve turizm gelirlerimiz 1999 yılında eşit seviyede iken, bugün turizm gelirimiz diğer gelirlerimizin 5-6 katına çıkmış ise yerel yönetim olarak getirdiğimiz ve yaptığımız yatırımların ne kadar doğru tespit edildiğinin göstergesidir. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz hizmetleri çok küçük bütçelerle hayata geçirmemizde  tüm çalışan personelimizin büyük özveri ve gayretinin de katkısı olduğunu belirtmek isterim.

            Hedeflediğimiz yatırımların büyük bölümünü gerçekleştirdiğimizi rahatlıkla söyleyebilirim.

            Ekibimin desteği ile gerçekleştirdiğimiz yatırımları tek tek saymak istemiyorum. Ancak 2005 yılından beri hizmet veren ve düzenli çalışmadığı ifade edilen arıtma tesisimiz İller Bankasınca küçük ölçekli belediyeler arasında Türkiye'ye örnek olarak gösterilmektedir. Büyük şirketlerin bile zaman zaman arıtma masraflarından imtina ettiği için suçlandıkları dönemde belediyemizin arıtma tesisi 2005 yılından beri hiç ara vermeden çalışmaktadır.   

 

İ.B.- Balıkesir'in 2014 yılına kadar Büyükşehir olacağı ve Erdek'in de Büyükşehir il sınırları içine alınacağı söyleniyor. Yasanın çıkması durumunda Ocaklar Beldesi Erdek'e bağlı bir mahalle konumuna düşecek. Söz konusu yasayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Çıkarsa ne yapacaksınız?

 

H.D.- Büyükşehir yasasının taslağı konusunda hiçbir bilgim yok. Tasarının olumsuz yada olumlu ne getirdiğini bilmiyorum. Ancak söylendiği gibi çıkarsa bu kadar büyük coğrafyada hizmet vermek mümkün değil. Bence bölgenin Büyükşehir yasasına ihtiyacı yoktur. Bölgemizde turizm hareketinin olumsuz etkileneceğine inandığım sanayi yatırımlarının yerine, zarar vermeyecek turizm sektörünün gelmesini sağlayacak düzenlemelere ihtiyaç vardır.

            Büyükşehir yasasının hazır olduğunu biliyoruz, ancak hiçbir komisyondan geçmedi. Yasanın görüşülmesinin yeni yasama dönemine bırakıldığını biliyorum. Büyükşehir yasasının bütün şehir olarak çıkması durumunda Ocaklar'ın Erdek'e çok yakın olması nedeniyle belediye hizmetlerinden olumsuz etkileneceğini tahmin etmiyorum.

 

İ.B.- Ocaklar Belediye Başkanlığı ile birlikte 162 sayılı Erdek Zeytin tarım Satış Kooperatifi Başkanlığı görevini de yürütüyorsunuz. Zorluğu ortada. Sizce etik mi? Kooperatif Başkanlığını düşündüren etkenler nedir?

 

H.D.- Ocaklar Belediye Başkanlığı yanında 162 Sayılı Erdek Zeytin Tarım Satış Kooperatifi yönetiminde görev yapıyorum. Elbette zorluğu oluyor. Ancak etik mi? Sorunuzu anlamakta güçlük çekiyorum. Zeytin Kooperatifinin üyesi olan herkes kooperatif yönetimine talip olabilir. Halen mevcut diğer kooperatiflerde ve birlik merkezinde yerel yöneticilerimiz görev almaktadır. Eski yıllarda rahmetli Ali Haydar Sarı da belediye başkanlığı yanında Marmarabirlik yönetiminde uzun yıllar görev yapmıştı.

 

İ.B.- 3 dönemdir Belediye Başkanı seçilmeniz halkın size olan sevgisini gösteriyor. Ancak başkan olduktan sonra servetinizin çok büyüdüğü söyleniyor, doğru mudur? Doğruysa nasıl büyüdüğünü açıklar mısınız?

 

H.D.- Ben bu soruyu size sorduran nedeni bilmiyorum. Ancak çok açık yüreklilikle şunu söylemek istiyorum. Siz gazetecisiniz. Böyle konuları sonuna kadar takip edip, bir şey varsa çıkarmanız en büyük görevinizdir. Bu konuda size bütün açık yürekliliğimle şunu söyleyebilirim. 1999 yılında göreve seçildiğim günden bu yana eşim ve bana ait mal varlığım ilgili birimlerde ve belediyemizde mevcuttur. Göreve geldiğim gün, kimseye borcum yoktu, hacizlerim yoktu, tüm bankalarda neyim varsa hepsi verdiğim mal bildirimlerimde bulunmaktadır.

            Size bu konuda söyleyebileceğim şudur, "Dilediğiniz zaman hatta bu söyleşiyi yayınlamadan size genel vekalet vererek, her kurumdan 1999 yılındaki durumum ile bugünkü durumum arasında birkaç günde kendiniz bir tespit yaparak, 1999 yılındaki mali durumum ile bugünkü mali durumum arasında bir liralık lehimde fark tespit ettiğiniz taktirde bütün kamusal görevlerimden hiç tereddüt etmeden ayrılacağımı söylemek istiyorum." Siz bu soruyu sorduktan sonra bu görevi de yapmanız gazetecilik borcunuz olsun.

 

İ.B.- Son yıllarda Ocaklar'da sık sık meydana gelen yangınları neye bağlıyorsunuz?

 

H.D.- Ocaklar'daki yangınlar ile ilgili sorunuza şöyle cevap verebilirim. 13 yıllık görevim sırasında üç tanesi bir yıl içinde olmak üzere altı kez yangın oldu. Bunun üçü Erdek Belediyesi ile ortak kullandığımız çöplükte, diğer üç tanesi aynı günde üç ayrı noktada aynı saatlerde meydana geldi. Bunun dışında bir yangın hatırlamıyorum.

 

İ.B.- Katılım paylarının bir yıl önce toplanmasına karşın Ocaklar'daki alt yapının henüz tamamlanmamış olmasını nasıl açıklarsınız?

 

H.D.- Beldemizin kanalizasyon projesi İller Bankası 2012 yatırım programında bulunmakta ve 2011 yılı birim fiyatlarına göre keşif bedeli 10 milyon liradır. İller Bankası belde belediyelerinin su ve kanalizasyon işlerini 2009 yılından beri SUKAP yüzde 50 hibe, yüzde 50 yerel yönetim katkısı ile gerçekleştirmek üzere bir proje başlattı. Bu kapsamda projeleri hazır olan belediyeler müracaat edebilmekte idi. Biz projemizi ivedi olarak gerçekleştirmek için halkımızın katkısına müracaat ettik. Büyük bölümü de (tamamı değil) destek vererek, projemiz İller Bankası kontrolünde belediyemiz tarafından yapılarak SUKAP kapsamına alındı. Vatandaşlarımızın katkısı sayesinde projemiz bu noktaya gelmiştir. Projemizin 2012 yılı içinde yapım ihalesinin de gerçekleşmesi konusunda gerekli tüm çabayı yerel yönetim olarak göstermekteyiz. 

 

İ.B.- Halkın yüzde 50'sine içme suyu bağlantısı yapılmamasından kaynaklanan şikayetlere ne diyorsunuz? Gölet yeterli gelmiyor mu? Yeterliyse gölet suyu nerelere aktarılıyor?

 

H.D.- Bu iki soru için yüzde olarak söylemek gerekirse doğrudur. Yüzde 50'ye yakınında şebeke suyu yoktur. İhtiyaçları yer altı suyundan karşılanmaktadır. Biz göreve geldiğimiz gün beldemizdeki bina sayısı bin çivarında iken bugün 2 binleri geçti. 1999 yılında mevcut suyumuz belde merkezine yetmez iken bugün ikinci konutların dışında otellerin büyük bölümünde şebeke suyu kullanılmaktadır. İller Bankası aracılığı ile toplam 35 Lt/sn debiye sahip üç kuyu açtırdık, ancak üç kuyumuzda da demir oranı çok yüksek çıktı. Başka da kuyu açabileceğimiz alan mevcut değildir. Dolayısıyla akarsulara yöneldik. Çeşitli derelerin yanında, örneğin Kale Deresi'ne kendi imkanlarımız ile su toplama kaptajı yaptık. Bu yaptığımız gölet değildir. 55 bin ton kapasiteli su toplama kaptajıdır. Ve bizi çok yoğun geçen Temmuz-Ağustos aylarında rahatlatmaktadır. Her gün kendi cazibesi ile hiç bir enerji kullanmadan 1500 ton/gün su almaktayız. İçme suyu arıtma projemiz tamamlandığı zaman açılan derin kuyular devreye girdiğinde su problemimiz çözülecektir.

 

İ.B.-Yazın nüfusu 40 bini bulduğu söylenen Ocaklar'ın en işlek sahil bandındaki ışıklandırmaların yetersizliği kimden kaynaklanıyor?

 

H.D.- Şehirlerin aydınlatma ile ilgili bakım, onarım ve yapım işleri bildiğiniz gibi bugünkü ismi ile UEDAŞ'a aittir.

 

İ.B.- Arıtma tesislerinin düzenli çalışmadığı ve kanalizasyonlardan çıkan pis kokuların halkı çok rahatsız ettiği biliniyor. Yıllardır süren bu sıkıntının nedenlerini anlatır mısınız?

 

H.D.- Arıtma tesisimiz 2005 yılı Nisan ayında hizmete girmiştir. Hizmete girdiği tarihten bugüne kadar (periyodik bakımları hariç) düzenli olarak kesintisiz çalışmaktadır. Hem İller Bankası hem de Çevre İl Müdürlüğünce her ayın değişik günlerinde kontrol edilmektedir. Bugüne kadar hiçbir olumsuzluk yaşanmamıştır. Hatta Türkiye'ye örnek gösterilmektedir.

            Kanalizasyonun bir bölümündeki koku şebekesi olmayan bölümdeki fosseptiklerden çekilen atık suların vidanjörlerle son noktadaki bacaya deşarj edilmesi sırasında yaşandı. Bu sıkıntı geçiciydi ve şu anda bitmiş durumda. Fosseptiklerden çekilen atık sular arıtma tesisine gelirken oluşan deşarj esnasındaki şelale durumundan zaman zaman koku yayıldı. Ancak arıtma tesisinin yanında oluşturulan yeni deşarj noktası bu yıl tamamlandı. Vidanjörler doğrudan arıtmaya gelmeye başladı ve bu koku problemi de halledilmiş oldu.

 

İ.B.- Ocaklar'daki inşaat çalışmalarının tatilcilerin geldiği günlere sarkması doğrumudur?

 

H.D.- Bölgesel olarak yoğun turizm sezonumuz 01 Temmuz ile 30 Ağustos tarihleri arasındadır. Genelde inşaat yasaklarımızı bu tarihlerde uygulamaktayız ki diğer sektörlerde yasaktan fazla etkilenmesin diye. Ancak belde merkezindeki elektrik şebekesinin yeraltına alınma çalışmaları Mayıs sonuna sarktığı için bizim de çalışmalarımız bu sezon biraz uzadı. Bu gecikmede belediyemizden kaynaklanmış değildir. İşi yapan firmayı da çok suçlamak istemiyorum. Çünkü mevsim yağışlı geçince doğal olarak işin planlanan tarihten iki ay geç tamamlanmasına neden olmuştur.

 

İ.B.- CHP'den neden istifa ettiniz? Bundan sonra siyaseti hangi partide yapmayı düşünüyorsunuz?

 

H.D.- CHP'den 2009 seçimlerinden üç ay sonra istifa ettim. İstifa nedenim 2009 şeçimleri öncesi ve sonrasındaki gerek il yönetiminin, gerekse genel merkezin tutarsız tutumları nedeniyledir.

            Siyaset yapmak için illaki bir siyasi partiye mensup olmayı gerektirmez. İnsan dünya görüşüne yakın bir partiye sade üye olarak da üye olmadan da hizmet edebilir. Ancak önce insan diyen, insan odaklı siyaseti benimseyen bir parti insan onurunu hiçe sayan uygulamalar içinde bulunamaz. Bu kendisi ile çelişmektedir.

            Bundan sonra siyaseti hangi partide yapmayı düşünüyorsunuz sorusuna, "Pazara kadar değil mezara kadar Fenerbahçeliyiz" diyerek cevap vereyim.  

 

İ.B.- Son olarak, sizin söylemek istediğiniz bir şey var mı?

 

H.D.- Bu imkanı bana verdiğiniz için teşekkür ederim.

 

İ.B.- Biz teşekkür ederiz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.