Nilüfer Kadın Korosu ‘Sıra Gecesi’ni de ele geçirdi

Nilüfer Kadın Korosu ve Koro Şefi Dr. Aysel Gürel ile ilk tanışmamız Mart 2013 tarihinde, Rast Makamından Roman Havasına konseri ile olmuştu. Çok beğendiğim ve etkilendiğim bu konseri yazıp anlatmam ve paylaşmam lazımdı.
Yazının başına oturduğumda önce koroyu araştırdım bir. Kimdiler, kimlerdendiler, neydiler, neciydiler…
Kısa araştırmanın sonunda edindiğim bilgiler ve konser izlenimlerim sonucu çıkan yazının başlığı koro hakkında her şeyi anlatıyordu.
Onlar “Her Derde Deva Bir Koro”ydular…
Daha sonra pek çok konserlerine davet edildim. Kimilerine gittim, kimilerine gidemedim. Gidemesem de onları her zaman uzaktan da olsa izledim.
Lakin özel programlarda bizzat arayarak beni konsere davet eden Aysel Hocamızı kırmak ne mümkün…
“Bak bu kez çok farklı bir konser olacak, muhakkak izlemen lâzım, yerini ayırdım” dediği her konserde fikrimiz şaştı, şirazemiz kaydı.
Biz de bıraktık kendimizi konserin akışına.
Her zamanki gibi bir koro sahnede, bir koro koltuklarda karşılıklı söyleyip durduk şarkıları.
Aysel Hoca kez konseptin epey Sıradışı olacağının tüyosunu vermişti hafiften.
Gittik…
Konserlerini sosyal sorumluluk projeleri kapsamında veren koronun bu geceki konseri Saniye Rıza Kız Çocuklarını Koruma Derneği yararına idi.
Açılış İmre Erten’in okuduğu ve kendi şiiri olan “Anadolu Kadını” şiiriyle başladı. Ardından Aynur Özpazarbaşı yaptı açılış konuşmasını.
Sonrasında “Dünya Kadınlar Günü”ne özel bu konserde, Şef Dr. Aysel Gürel, sözlerini kendisinin yazıp hicaz makamında bestelediği “Kadına Şiddet Olmasın” marşını solo olarak yine kendisi seslendirdi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı onaylı marşın seslendirilmesi bir farklılığa daha imza attı.
Koro üyelerinden bir gurup kadın, marşı solo olarak söyleyen Aysel Gürel’e işaret diliyle eşlik ettiler.
“Cinayetler olmasın,
Özgecanlar solmasın,
Hayatın baharında,
Kalpler elem dolmasın”
105 kişilik dev kadro ile sahne alan kadınlar Müzeyyen Senar’ı anarak başladılar programlarına. Barkovizyonda görüntüsü, fonda sesi vardı Senar’ın.
Benzemez Kimse Sana…
Evet, kimse ona benzemiyordu, benzemeyecekti de…
Senar’ın ardından bildiğimiz şarkılarla devam etti konser. Solistler Filiz Büyükçoban, Gülay Sürücü, Aynur Öztan, Nermin Başaran, Gülsenem Yılmaz ile Yasemin Demirci idi.
Aysel Hoca şarkı aralarında anlattığı fıkralarla olsun, şarkıları birbirine bağladığı kısa sunumlarıyla olsun konseri daha biz bize hale getiriyordu.
Bu arada; amatör koromuzda dikkatimi çeken bir değişikliğe değinmeden duramayacağım. Yaklaşık iki yıldır tanıdığım korist kadınlar ilk tanıdığım günlere nazaran daha gençleşmiş görünüyorlardı, seslendirilen şarkılar ise gittikçe daha zor eserlerden seçilmişti.
Hem disiplinli çalışmanın, hem de sosyal hayatın içinde olmanın getirisi olduğu gün gibi ortadaydı.
Lakin bu gecede bilmediğimiz başka bir şey daha vardı.
İşte o bilmediğimiz ‘şey’ kendisini ikinci bölüme saklamıştı.
****
Ve perde!
Perde açılınca ortaya çıkan manzara yine görülmeye değerdi.
Rengarenk giysileri içindeki onca kadın Türkiye’de bir ilke imza atıyorlardı.
Kadın Sıra Gecesi…
Saz heyeti poşularını bağlamış, sahnenin ortasında koristlerden Zarif Ulak ve Nesrin Çavuşoğlu çiğ köfte yoğuruyor, zılgıt çekenler, ellerde allı pullu mendiller…
Urfalıyam Ezelden…
Sahne tarafı böyle olur da izleyici tarafı rahat durur mu dersiniz? Durmadı elbet…
Sahnenin sağ köşesinden şefliğe devam eden Aysel Hoca da yöresel kıyafeti içinde, başına çattığı çatkısı ile adeta aşiret anaları gibiydi.
Bir ara Kazancı Bedih seslendi barkovizyondan.
Aysel Hoca’nın çiğ köfte yoğuranları kontrole gelip de köftenin kıvamını tavanda denemesi ise ömre bedeldi…
Kısacası koromuz, ellerinin hamuruyla Sıra Gecesi’nin de hakkından geldi.
Birbirinden acılı Urfa türkülerini yine aynı lezzette neşretti.
Harran Kebap’ın sponsorluğunda tüm salona servis edilen dürüm çiğ köfte ve ayran ise konserin tadı tuzu biberiydi.
****
Nilüfer Kadın Korosu’nun Saniye Rıza Kız Çocuklarını Koruma Derneği yararına sahne aldığı sekizinci konserdi bu.
Yine koro geçtiğimiz yıl çeşitli dernekler yararına 50 bin liralık bir gelir sağlamıştı.
Koroyu ilk kez izleyen Bursa Vali Yardımcısı Ergun Güngör, konser sonunda Aysel Gürel’in konser başında söylediği, “Bu koro anlatılmaz, ancak yaşanır” sözlerinin ne kadar doğru bir tespit olduğunu itiraf etti ve bundan sonra koronun takipçisi olacaklarını belirtti.
Habibe Çıngıllıoğlu’nun yapacağı teşekkür konuşmasının kelimeleri ise konserin yüksek enerjisinden mütevellit kafesinden uçmuş, gidip iyilik meleklerinin kanatlarına konmuştu.
Fazla söze hacet yoktu, biz hepsini gördük, hepsini duyduk…
EMEĞİN ve YÜREĞİN ZAFERİ
Bunun yanında Vali Yardımcısı Ergun Güngör, Saniye Rıza Kız Çocuklarını Koruma Derneği Başkanı Habibe Çıngıloğlu’na esas müjdeyi verdi.
Saniye Rıza kızları için “çok katlı” Sevgi Evleri Projesi en kısa zamanda hayata geçecekti.
Bu da hedefe ulaşmışlığın getirdiği memnuniyetti, coşkuydu, zaferdi.
Ne kadar gurur duyup ne kadar sevinseler yeriydi.
****
Koroya tekrar dönecek olursak;
Aysel Hoca’nın yaratıcılığı ve koristlerin çalışkanlığı ile yol alan koronun yolu üzerinde bizleri daha nelerin beklediğini merak etmiyor değiliz.
İzleyenleri her seferinde şaşırtmayı başaran ekibin çıktıkları bu yolda ‘her derde deva olmaya’ devam edişlerini takdirle izliyoruz.
Hele de konserin ardından gidilen ve konserin kritiğinin yapıldığı çorbacı muhabbetlerinin birebir takipçisiyiz…
cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.