Nevruz yasaklansın!

Nevruz Bayramı ya da kısaca Nevruz; Afganlar, Anadolu Türkleri, Arnavutlar, Azeriler, Farslar, Gürcüler, Karakalpaklar, Kazaklar, Kırgızlar, Kürtler, Özbekler, Tacikler, Türkmenler ve Zazalar tarafından kutlanan geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve bahar bayramı.

İçinde olduğumuz gerilimden ötürü valilikler, “meydana gelebilecek muhtemel huzursuzluğun ve kışkırtmanın engellenmesi”, “milli güvenlik, kamu düzeni, başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” ve “suç işlenmesinin önlenmesi” gibi nedenlerle bu yılki Nevruz kutlamalarını yasakladılar.
* Nevruz etkinliği Bingöl, Batman, Hakkari, Şanlıurfa, Mersin, Mardin, Muş, Tunceli, Diyarbakır Silvan, İstanbul dahil bir çok il ve ilçede valilik kararlarıyla yasaklandı!
* 21 Mart dışındaki Nevruz kutlamalarına yasak!
* HDP tarafından Nevruz kutlaması çağrısı yapılan 82 merkezin bir çoğu için, mülki amirlerden yasaklama kararları geliyor. Diyarbakır’da 21 Mart’ta yapılacağı açıklanan kutlama için ise hazırlıklar sürüyor.

Esas yasaklanması gereken bir Nevruz var ki akıllara zarar.
Ne zaman televizyonu açsam da kanallar arasında dolaşsam bu Nevruz’a rastlıyorum.
Esra Erol’un programında, hep aynı koltukta, hep aynı ekşi surat ifadesi ile oturuyor, hep aynı kimseyi beğenmez halleri ile ona buna çemkiriyor, hep aynı tripleri atıyor.
Çok vazgeçilmez olmalı ki bir türlü programdan azat edilmiyor. Talipler Nevruz tarafından yerin dibine sokuluyor. Yenilen pehlivan güreşe doymazmış misali bu kez de yeni bir talip Nevruz’un karşısına geçiyor.
Düşünce şu: “Beni kesin beğenir”…
Talip kuyruğu acaba nereye kadar uzanıyor diyorum, yurdum insanının fikriyatını aklım almıyor.

Nevruz kızımız tam bir Tarkan “hastası” imiş. Gelen taliplerden Tarkan kriterleri bekliyor. Hatta bir keresinde kendisini Tarkan’a benzeten bir çocuk çıkmıştı karşısına, onu da beğenmemişti.
Onun bu hastalığını bilen Esra kızımız kendisine Tarkan’ın yeni çıkan albümünü getirmiş.
Video haline getirilmiş o görüntülerden anladım ki program tam “reytinglik” olmuş. Zaten amaç da bu ya neyse.
Nevruz kızımız Tarkan CD’sini görünce kendini yerlere atıyor, dizlerinin üzerine çöküyor, CD’yi öpücüklere boğuyor, ağlasam mı ağlamasam mı karar veremiyor. Sonunda ağzındaki baklayı çıkartıyor: “İşte ben Tarkan’ı istiyorum!”
“Hasta” demiştim ya, kusuruna bakmayınız.

Kimseleri beğenmemesinin nedeni hep Tarkan.
Tarkan gelsin ve kendisini alsın götürsün diye bekliyor.
Yeni albümü de çıkmışken Tarkan bir çılgınlık yapar da Esra’nın programını basar mı bilmem. CD’sine bu kadar çıldıran Nevruz kendisini görünce şak diye düşer bayılır, orası kesin.
Aman siz limonları, kolonyaları hazır edin…

Bakıyorum da; insanın “insan olma onuruna aykırı” bu programlar ne eğlence programı, ne izlence programı, ne bilgi verme programı, ne o, ne bu, ne şu programı.
Hepsi ama hepsi sinir bozma ve beyinleri uyuşturma programı.
RTÜK’ten medet ummak boşuna.
Programlı yapılan programlar kısacası.

Hani Nevruz kutlamaları can güvenliğimiz için yasaklanıyor ya, televizyon Nevruzları da aynı gerekçeyle yayından kaldırılsın diyorum ben.
Biliyorum; Nevruzlar bitmez yayından kaldırmakla, lakin en azından örnek olup üremez.
Kumanda elinde, izleme diyeceksin.
O inisiyatif herkeste olsa iyi de…

Akıl ve ruh sağlığı bozuk canlıların yaşadığı, akil insanların öldüğü bir memleket olduk sonunda.
Arzulanan ve hedeflenen her neyse ramak kaldı, oldu olacak!

Yasaklanan Nevruz bir “bahar bayramı”, yasaklanmayan Nevruz ise bir “akıl tutulması”.
Kendi içinizde hangisini yasaklayıp hangisini yasaklamayacağınıza siz karar verin şimdi.

cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.