Mustafa Kemal falcı mıydı?

Genellikle bilim adamları ile felsefeciler geleceğe ilişkin çıkarımlar yapar.
Romancılar da geleceği kurgusal olarak anlatmaya çalışırlar. Bu kestirimlerin bir kısmı gerçekleşir, bir kısmı ise; geçmiş dönem insanlarımızın geleceğe ilişkin yanlış hayali olarak kalır!
Acaba dünyada kaç devlet adamı vardır ki, geleceğe ilişkin öngörülerinin tamamına yakını çıksın? Çağın çok ötesini düşünebilen ender insanlardan biridir Mustafa Kemal Atatürk…
Avrupa’da imparatorlukların bir bir devrildiği, ulus devletin egemen olduğu çağda, Türkler’in de bir ‘ulus devlet’e sahip olması gerektiğini ortaya koyarak, Cumhuriyet ilan edilmesini sağlamıştır.
***
Birinci Dünya Savaşı’ndan Osmanlı İmparatorluğu yenik çıkmış, ama bütün cephelerde yenik çıkmamıştır tabiî ki. Örneğin, Yakup Şevki’nin başında bulunduğu 9. Ordu, Ekim Devrimi nedeniyle zayıflayan Rus Ordusu’na karşı saldırıya geçerek, Bakü dahil, Kafkasya’nın büyük bölümünü işgal eder. 30 Ekim’de Mondros Mütarekesi imzalanınca, İstanbul Hükümeti 9. Ordu’ya, Kars, Ardahan ve Batum’u İngilizler’e terk etme emrini verir.
Ordu komutanı Yakup Şevki Paşa bu emri reddeder.
Paşa, İngilizler’i bir süre oyaladıktan sonra emri uygulamak zorunda kalır, ama emrindeki kuvvetleri Erzurum’a çekerken, yönetimi Kars’ta kurulan Milli Şura hükümetine devreder. Halka silah da dağıtan Yakup Şevki Paşa, yerel milisleri örgütleyerek, emperyalizme karşı direniş bayrağı da açar.
İngilizler tıpkı Mustafa Kemal’e yaptıkları gibi Yakup Şevki Paşa’nın azledilmesini, İstanbul’a getirtilmesini işbirlikçi hükümetten isterler.
O sırada Erzurum’da kurulu bulunan Vilayet – i Şarkiye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti yöneticileri, Paşa’nın İstanbul’a gitmeyip kalmasını, liderliği üstlenmesini, mücadeleye devam etmesini isterler ama dinletemezler. Paşa, 14 Nisan 1919 tarihinde yani Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmasından yaklaşık bir ay önce İstanbul’a hareket eder, gözlerinden rahatsız olmasına karşın hastaneden alınıp tutuklanarak Malta’ya sürülür.
Bu sürgünden tam bir ay sonra 14 Mayıs’ta aynı orduya Mustafa Kemal komutan olarak atanır ve Yakup Şevki’nin kabul etmediği görevi Mustafa Kemal üniformalarını çıkararak kabul eder ve tarihin en haklı savaşına öncülük yaptı.
İşte Mustafa Kemal’in büyüklüğü, cesareti ve liderliği buradan gelmektedir.
***
Mustafa Kemal’in bir başka doğru analizi, öngörüsü, Meclis – i Mebusan’ın toplantısıyla ilgilidir. İtiraz etmesine karşın İstanbul’da toplanılmasına karar verilen Meclis, İngilizler tarafından basılıyor ve üyelerin büyük çoğunluğu tutuklanmıştır. Mustafa Kemal çok doğru bir öngörüyle İstanbul’a gitmeyerek hem tutuklanmaktan kurtulmuş, hem de yeni Meclis’in Kurtuluş Mücadelesi’ni başlatmasının önünü açmıştır.
Mustafa Kemal’in bu ileri görüşlülüğü cumhuriyetin ilanı öncesindeki hazırlıkların ve savaşımının temelidir.
***
Tüm bunların dışında sanki bugünleri de görmüş gibidir Büyük Önder Mustafa Kemal…
Yani cumhuriyete karşı gerici bir dinciliğin bir gün hortlayabileceğini biliyordur.
Yıl 1934…
Türkiye’yi ziyaret eden İran Şahı’na Mustafa Kemal Çankaya’da bir veda yemeği verir. Türkçe’yi de iyi bilen Şah ile Mustafa Kemal arasında şu konuşma geçer:
Şah: “Biraderim, yarın memleketime dönüyorum. Ziyaretim çok yararlı oldu. Burada gördüğüm yeniliklerin çoğunu orada uygulayacağım!”
Mustafa Kemal: “Çok memnun oldum. Kardeşiz. Komşuyuz. Birbirimize benzersek iyi olur. Yalnız din adamlarınıza nasıl davranacaksınız?”
İran Şahı: “Onlara dokunmayacağım. Bu konuda bir şey yapmayacağım. Onlar beni destekliyor. İyi geçiniyoruz.”
Mustafa Kemal: “Unutmayın ki toplumda köklü değişiklikler yapmak isteyen lider, yobazlarla meydan muharebesi vermeye ve bunu kazanmaya mecburdur. Öyle yapmazsa, on, yirmi, belki elli sene sonra din adına hareket ettiğini iddia eden biri çıkar. Her şeyi alt üst eder!”
Şah, ülkesinde gericilerle ve gerici din adamlarıyla mücadele etmez ama Türkiye İran’dan farklıdır. Türk Milleti Atatürk’ün önderliğinde kurtuluş mücadelesi verirken, gericiliğe ve yobazlığa karşı da mücadele verir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.