Musa’nın Asa’sı

Refi Taviloğlu uzun yıllar Marmarabirlik'te Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı. İki yıldır da başkan vekilliği görevini yürütüyor.

Erdek 162 Sayılı Zeytin Tarım Satış Kooperatifi Başkanı Hüseyin Durak da, Taviloğlu'nu destekliyor. İkili iyi bir ekip görüntüsü veriyor.

Buraya kadar iyi güzel.

Güzel de, Refi Taviloğlu geçen hafta "Marmarabirlik'te Erdek adına kaygılarım var" diye kısa bir açıklama yapınca kıyametler koptu.

Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, açtı ağzını, yumdu gözünü, verdi veriştirdi: Taviloğlu'nu uyumsuzluk ve huzursuzluk çıkarmakla suçladı. Marmarabirlik’te bu nedenle olağanüstü genel kurul kararı alındığını ve Taviloğlu'nun yönetimden uzaklaştırılacağını duyurdu.

Zeytincilik potansiyeli ile dikkat çekici gelişme kaydeden Karacabey’i yıllardır kapıda bekleten Marmarabirlik’te anlaşılan kazan kaynıyor.

Asa, Hüseyin Durak'ın da kapalı kapılar ardında gizli pazarlıklar yaparak Marmarabirlik'e yeni başkan ve müdür aradığına dikkat çekti. Başka bir deyimle Taviloğlu ile Durak’a kapıyı gösterdi.

Asa'nın en çarpıcı açıklaması ise Erdekli zeytin üreticilerinin satıldığını söylemesiydi. Kimlerin nasıl satış yaptığı açıklanmasa da mide bulandırıcıydı.

Hidamet Asa'nın haddini aştığı ortada.

Taviloğlu, 20 yıldır Marmarabirlik'in her kademesinde başarıyla görev yaptı. Uyumsuzluk ve huzursuzluk adına bugüne değin hiç bir yakınma duyulmadı. Hüseyin Durak'ın da çürümeye yüz tutmuş Marmarabirlik'e başkan ve müdür araması kadar doğal bir şey olamaz. Bunun adına da satış denemez. Durak, neden Erdekli zeytin üreticilerini satmış olsun? Çamur at izi kalsın çalışması yapılıyor gibi.

Asa, tavşana kaç tazıyı tut politikası uyguluyor. İkili mi oynuyor dörtlü mü pek de belli olmuyor.

Asa, Marmarabirlik’te 07 Ekim’de yapılacak olan kongreyi lehine çevirmek adına Karacabeylilere, “Hazır olun. Yakında beraberiz, biz ikimiz bir bütünüz” mesajları gönderiyor.

Yüzünü Erdek’e döndüğünde ise, “Öyle bir şey yok. Erdek’in hamisi benim. Kem gözle bakan karşısında beni bulur” şarkıları söylüyor.

Asa, Musa'dan aldığı talimatları iyi uyguluyor.

Belli ki, AKP Marmarabirlik'te dikensiz bir gül bahçesi kuruyor.

Adliye Sarayı

Erdek Hükümet Konağı'nın 107 yaşında olduğu söyleniyor.

1905 yılından beri kullanılan tarihi binanın işlevini tamamladığını ve şu anda ihtiyacı karşılayamadığını bilmeyenimiz yok gibi.

Dün 5 bin olan nüfus, bugün 25 binlerde. Yazın tatilcilerin gelmesiyle bu rakam 200 bini aşıyor.

Özellikle Adliye çalışanları nefes alırken zorlanıyor. Yer yetersizliğinden 7-8 metrekareye düşürülen odalardaki çalışanlardan sağlıklı üretim beklemek haksızlık olmaz mı?

Kısaca Hükümet Konağı " Ben yokum" diyor da, Erdekli siyasetçilerimiz bunu bir türlü göremiyor.

Özellikle AK Partili yöneticiler ne iş yapıyor?

İktidar nimetlerinden Erdek'e neden aktarma yapılamıyor?

Adliye Sarayı yapılmadık ilçe kalmadı neredeyse. Erdek bunu hak etmiyor mu?

Erdek'e yeni Adliye Sarayı yakıştırılamıyor mu?

Yasalara saygı

Yasalar, topumsal düzenin adaletidir. Yasalara işlerlik kazandırmayanlar ya da çürümesine ön ayak olanlar, gün olur kendileri ihtiyaç duyabilir.

Tarihin tozlu rafları bu örneklerle doludur.

Yazımıza neden böyle giriş yaptık biliyor musunuz? Erdek’teki kaçak konduların giderek artmasından. Üstüne üstlük bunlara Belediye'nin teşvikçi olmasından.

Düşünebiliyor musunuz? Halkın ortak kullanımına ait plajlar işgal altında.

Tatilciler dertli mi dertli. İtilmekten, kakılmaktan, taciz edilmekten yakınıyor. Dayanamıyorlar ve Belediye'nin teşvik ettiği yasal olmayan uygulamayı Kaymakamlığa aktarıyorlar.

3091'i çalıştırması gereken Kaymakam İsmail Kaygısız, ne yapıyor?

Duyduklarımız doğruysa, Belediye Başkanı Hüseyin Aysan'ın hafifçe kulağını çekiyor.

Başka?

Bir ilke imza atarak tatilcilerin eline birer kağıt tutuşturuyor ve üstüne de, "Dileyen dilediği yerde denize girebilir" yazıyor.

Olmaz ki, top taca atılırken böyle de ofsayta düşülmez ki.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.