MÜHÜRSÜZ=BÜYÜK İSRAİL

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Halkın oylamasına sunulan ancak halka güvenilmeyerek; mühürsüz ve etik değerlerden uzak Halkoylaması ülkemize Hayır’lı olacak mı? Öncesinde binlerce sorusuna yanıt verilmeyen ve verilemeyen sorular, ileri demokrasi (!) kurallarının hiçe sayıldığı bir ortamda milyonlarca soruya dönüştü. Cia-Pentagon tasarısı Başkanlık Sistemi (adı ne olursa olsun) küçükte olsa bir oy ile kabul gördü.
Nasıl bir ortamda Halkoylaması yapıldı? Tasarı Cia-Pentagon’undu. Türkiye ile ilgili hazırladıkları raporda şu yazıyordu. “Türkiye’de iktidarları yola getirsek Meclis, Mecliste çoğunluğu elde etsek Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanlığına uygun adayı desteklesek yargı, yargıyı çözsek Türk Silahlı Kuvvetleri işgal tasarımızı engelliyor. Bunun tek yolu Başkanlık Sistemi”. Beraber yürünen bir sapkın cemaatle Müslüman Ahlakı ve Peygamber Sünneti takıyyesiyle dinci gibi gözüken kesimler onyıllardır iktidara getirildi. “Benim muhalefetim’de” dizayn edildi. Buna karşın Türk Ulusunun özünde olan Devlet bilinci bu sistemi yine engelleyecekti. Devreye hemen Yahudi lobisi girdi. Garip ama acı gerçek. İnananları Siyonist İsrail diyerek tepki koyduran kesim Yahudi lobisinin ardına sığınmaktan çekinmedi. Abdülhamid Han denen zavallı Büyük İsrail tasarısını gerçekleştirememişti. Oysa temel amaç Irak-Suriye-İran üçlüsünden toprak çalarak İsrail’i genişletmekti. Buna da kılıf uyduruldu, kürdistan adlı piyon devlet. Irak’ta amerikan askerlerine okunan başarı dualarıyla 1 milyon müslüman katledildi. Kadınlar tecavüze uğradı. Cami kasetleri daha o zaman çıktı. Dua edilen amerikan askerleri Irak’ta camilere pota kurup basketbol oynadı. Emperyalizme göre, piyonlarına göre “olsun’du demokrasi gelecekti ya Irak’a”. Yetinilmedi demokrasi için Irak’ta, Libya’da tutuklanan direnişçiler Guantanamo’ya götürüldü, cezalandırılmak için. Demokrasi hamisi Amerika kutsal kitap Kur’an’ı lağımlara attı. Müslüman ahlakı diyenlerin gıkı çıkmadı. “Olsun’du demokrasi geliyordu ya”.
Halkoylaması sırasında çıkarılan yasalar hiçe sayıldı. Yurtdışında propaganda yasaktı, üstelik yasayı çıkaran iktidardı. Ancak ilk o bozdu. “Demokrasi araç olmaya” devam ediyordu. Çıkarılan yasada mühürsüz pusula geçersizdi. Yasaya karşın YSK kendi yasasını ilan etti. “Kabûl ediyoruz, dilediğiniz kadar MÜHÜRSÜZ geçerlidir”.
Karşı görüşte olanlara saldırılar, konuşturulmama, propaganda gereçlerini ortadan kaldırma, 20 yandaş kanal, 40 yandaş gazete eşliğinde ileri demokrasi (!) kuralları uygulamaya girdi. Sonuçta gereken oyun 2 puan üstü ancak sağlandı ve demokrasi de dev bir adım daha atıldı.
Bundan sonrası…. Hz.Muhammed 13 yıl boyunca yalnızca resmi kaynaklarca 60 civarında insanı İslâm’a kazandırabilmişti, vazgeçmedi. Mustafa Kemal Atatürk iki elin parmakları kadar insanla Samsun’a çıktı, vazgeçmedi. Şu anki dönem birebir Osmanlı Devletinin son zamanları. O iki elin parmakları kadar olanlar nasıl Bağımsızlık Savaşı verebilecek milyonlara ulaştıysa, 60 kişi bile olmayan gerçek Müslüman Ahlâkı donanımlı insanlar İslam’ı nasıl yüz milyonlara yayabildiyse Büyük İsrail tasarısı da öyle tarihe gömülecektir. Görev büyüktür, görev yakıcıdır, görev gelecektir. Görev Amerikan emperyalizmini, Büyük İsrail tasarısını tarihe gömenler arasında olmayı gerektirmektedir. Görev bekleyen, görev alacak Vatan duygusu, iman duygusu olanların gereksindiği güç damarlarındaki soylu kanda vardır. Bu güç herkesi kurtarmaya yetecektir, şu anda destek olanlarımız da dahil olmak üzere.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.