Mondros Yürürlükte mi?

Bugün, 95 yıl önce imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşmasının yıldönümü. Tarihimizin en karanlık günlerinden biri.

Ateşkes anlaşmasının hükümlerine baktığımızda bunu kolayca görebiliyoruz. Ne acıdır ki günümüz gelişmelerini dikkatle izleyip 95 yıl öncesiyle karşılaştıranlar şu ilginç soruyu sorabilirler:

Mondros bugün de yürürlükte mi?

Türk ulusu, Kurtuluş Savaşı ile hem Mondros anlaşmasını, hem de bu anlaşma sonrası imzalanan Sevr anlaşmasını yırtıp atmıştı. Limni adasının Mondros limanına demirli İngilizlerin Agamemnon zırhlısında imzalanan anlaşma ile Troya'lılar bir kez daha yenilgiye uğratılıyordu. Miken Krallığının ordusunu savaşa götüren komutanın Agememnon'un adını alan gemi, Troya'nın karşısındaki Limni adasının Mondros limanında Anadolu'nun bağrına bir hançer daha saplamıştı.

Anlaşmanın üzerinden çok geçmeden yurdumuzun stratejik bölgelerinin işgaline başlanmıştı. Mustafa Kemal ve arkadaşları bu karanlık belgeyi yırtıp attı. Yırtılıp atılan bu anlaşmanın en önemli maddelerini günümüz koşulları ile karşılaştıralım:

1.Çanakkale ve Karadeniz Boğazlarının açılması ve Karadeniz'e geçisin sağlanması; (Gürcistan'da 2008 yılında yapılan ABD yanlısı darbeden sonra Amerikan donanmasının Karadenize çıkmak istemesine izin vermeyen Türk donanmasının başına gelenleri anımsayınız)

2. Türk sularındaki tüm mayın tarlalarının, torpido kovanlarının ve öteki engellerin yerlerinin gösterilmesi ve bunların taranması ya da kaldırılması için, istemde bulunulunca, yardım edilmesi.  

3. Karadeniz'deki mayınlara ilişkin eldeki tüm bilgilerin verilmesi. (Bu 2 konuda NATO güçlerinden gizli saklımız yok).

5. Sınırların denetlenmesi ve iç güvenliğin sağlanması için gerekli olan askerî birlikler dışında, Türk Ordusunun gecikmeksizin terhis edilmesi. (Komutanlarımızın büyük çoğunluğu hapiste. Son olarak askerliğin kısaltılması adına ordu terhis ediliyor)

6. Türk karasularında ya da Türkiye'nin işgalindeki sularda bulunan tüm savaş gemilerinin teslim edilmesi; Türk karasularında kolluk ya da benzeri amaçlar için gerekli görülebilecek belirli küçük gemiler dışında, anılan gemilerin gösterilecek Türk limanında ya da limanlarında gözaltına alınması. ( Şu sıralar donanmayı harekete geçirecek komutanların hapiste olması nedeniyle donanmamız zaten limanlarda bağlı)

7. Müttefiklerin, kendi güvenliklerini tehdit edecek herhangi bir durum ortaya çıkarsa, herhangi bir stratejik noktayı işgal etme hakkı bulunması. (NATO güçleri ve ABD dilediği yerde üs kurabiliyor. Füze savunma tesisi kurabiliyor. 1 Mart 2003'de TBMM'de red edilen tezkere ile Güneydoğu Anadolu işgal edilecekti)

8. Şu sırada Türk işgali altında olan tüm limanların ve barınakların Müttefik gemilerince özgürce kullanılması ve düşman tarafından kullanılmasının önlenmesi. özdeş koşullar, ticaret ve Ordunun terhisi amaçları için Türk sularında bulunan Türk ticaret gemilerine de uygulanacaktır. (ABD 6. Filosunu anımsayınız)

12. Türk makamlarının haberleşmeleri dışında, tüm telsiz telgraf ve kablo istasyonlarının Müttefiklerce denetim altına alınması.  (Türkiye'nin haberleşme sistemi yıllar önce yabancıların eline geçti. Genelkurmay Başkanı bile dinlenebiliyor)

14. Ülkenin gereksinimleri karşılandıktan sonra, Müttefiklere Türk kaynaklarından kömür, akaryakıt ve deniz gereçleri satın alma kolaylıkları gösterilmesi. Bu nedenlerden hiçbir ihraç edilmeyecektir. (Bu madde yıllardır yürürlükte).

20. Beşinci Madde uyarınca terhis edilecek Türk Ordusunun, taşıtlarıyla birlikte, araç ve gereçlerinin, silâhlarının ve cephanesinin kullanılış biçimi konusunda verilebilecek buyrukların yerine getirilmesi. (1974 Kıbrıs çıkartması sırasında araç ve gerecimizi kullanamayışımızı, Ege Ordusunun bu nedenle kurulduğunu anımsayınız)

21. Müttefiklerin çıkarlarını korumak için Türk Donatım (İaşe) Bakanlığına bir Müttefik temsilcinin atanması. Bu temsilciye, işbu amacın gerektirdiği tüm bilgilerin verilmesi. (Ülkemizin kozmik odalarına bile girildi)

24. Altı Ermeni ilinde (Vilâyetı sitte) karışıklık çıkarsa, Müttefikler bu illerin herhangi bir bölümünü işgal etme hakkını ellerinde tutarlar. (Bu konu gündemden hiç düşmedi)

Görüldüğü gibi anlaşmanın asıl amacı Türk Ordusunun bel kemiğinin kırılması. Cumhuriyetimizin 90. yılını kutlarken böyle bir karşılaştırma yapmak ne kadar acı. Cumhuriyet bayramını buruk kutlamamız, iktidarın bayram kutlamalarını yok etmesi belki de bu yüzden…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.