Milletin efendisi muhtaç hale geldi!

Demiröz, Türk çiftçisinin tarımdan uzaklaştırıldığını iddia etti:

Demiröz, Sosyal Demokrasi Derneği Eskişehir Şubesi ile Memleket Sevdalıları Eskişehir Şubesi'nin ortaklaya düzenledikleri “Türkiye Nereye Gidiyor” Toplantılarının “Ekonomi ve Tarım” başlıklı panelinde yaptığı konuşmada Türkiye tarımının geldiğin son durumu gözler önüne serdi.
Tebebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın yönettiği panelde tarımın Cumhuriyet dönemindeki evrelerini aktaran İlhan Demiröz, Cumhuriyet tarihi boyunca tarımın ülkede çok önemli bir role ve güce sahip olduğunu anlattı. Devletin uyguladığı tarım destekleri, kooperatifleşme gibi bir takım ayrıntılı verilerle IMF ve Dünya Bankası politikalarıyla yıllar itibariyle Türk tarımının nasıl yönlendirildiğini, geçimini tarım ve çiftçilikten sağlayan köylülerin ve küçük üreticilerin hangi yollarla mağdur edildiğini aktaran CHP Milletvekili İlhan Demiröz, AKP iktidarı döneminde uygulanan tarım politikalarını da eleştirdi.
Tarıma 43, rantiyeye 455 milyar aktarıldı
Demiröz, “Türkiye'de tarım desteklenmiyor. Son 9 yıllık dönemde tarım sektörüne bütçeden verilen destek toplam 43 milyar lira. Aynı dönemdeki toplam faiz ödemeleri ise 455 milyar lira. Yani bir avuç yerli ve yabancı rantiyeye yapılan ödeme, milyonlarca çiftçiye yapılandan 11 kat daha fazla” dedi.
2006 yılında bugünkü AKP iktidar döneminde çıkarılan Tarım Kanunu'nun 21. Maddesini anımsatan İlhan Demiröz, “Her yıl tarımsal destekleme için bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın en az yüzde 1'i düzeyinde olmak zorunda iken bu rakam ancak binde 5-6 dolayında gerçekleşti” diye konuştu.
Küresel büyük sermayenin Türkiye'deki tarım politikalarını etkilediğini anlatan İlhan Demiröz, şunları söyledi: “Türkiye tarımı köylülerden ayrılmaya çalışılıyor. Köylüler çalışmadan yan gelip yatan, devletin desteğine alışmış bir kesim olarak gösteriliyor. Bunun yerine piyasa kurallarına göre davranan, kâr ve rekabet odaklı çiftçilerin (ya da tarım işletmelerinin) hakim olmaları isteniyor. Uzun yıllardır bazı kesimlerin söylediği 'Tarımda işletmelerin küçük ve parçalı oluşu verimlilik önündeki en önemli engeldir' demagojisine sarılarak acımasız piyasa koşulları dayatılıyor ve küçük işletmeler tasfiye edilerek büyük şirketlerin ve çokuluslu şirketlerin egemen olması isteniyor.”
Emek ve üretim odaklı program şart
Uygulanan neoliberal politikalarla küçük toprak sahibi çiftçilerin tasfiye edildiğini; bu sürecin kazananın dünya piyasalarına da hakim olan çokuluslu tarım-gıda şirketleri olduğunu dile getiren İlhan Demiröz, sözlerini şöyle tamamladı:
“Tarımı girdiği bu sarmaldan kurtarmanın tek bir yolu var: Uluslararası tarım-gıda tekellerinin çıkarlarını esas alan sözde reform programlarını terk edip, kendi insanımızın ihtiyaçlarına ve ülkenin özgül -iklim ve toprak- koşullarına göre oluşturulacak üretim odaklı bir programı hayata geçirmek. Bunun için tıkanan ve tasfiye edilen eski ilişki ve kurumların yerine halkın demokratik ilişkilerle ördüğü, üreticinin inisiyatifini ve iradesini yansıtan kurumlar oluşturulmalı. Söz ve kararın üreticilerde olduğu yapılar, üretici birlikleri, kooperatifler, demokratik yollardan oluşturulmalı.”
Panele katılan CHP İstanbul Milletvekili Müslüm Sarı, CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Bülent Gülçubuk da birer konuşma yaptı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.