MHP’den neden istifa ettim?

MHP’ye 1976 yılında katıldım. Sırasıyla, İlçe delegeliği, İl delegeliği, İlçe yönetim kurulu üyeliği, Genel Merkez delegeliği ve son yerel seçimlerde, belediye meclis üyesi adaylığı görevlerinde bulundum. 42 yıl süren üyeliğim sırasında hiç bir görevden kaçmadım. Bu süreç içinde üyesi olduğum partime zarar verecek hiçbir kötü eylemde bulunmadım.
Son bir yıl öncesine kadar MHP’nin bütün çalışmalarına katıldım. Rahmetli Başbuğun toplantılarına ve cenaze törenine de katılanlardanım.
Başbuğ Türkeş, Bursa’da bir toplantıda, “Önce ülkem, milletim, sonra partim, din için, bayrak için, vatan için canını seve seve veremeyecekler varsa salonu terk etsin” demişti. İki dakika bekledikten sonra devam etti: “Ülkücü mafya var diyorlar, ülkücüden mafya olmaz, mafyadan ülkücü olmaz. Ülkücü olmak o kadar kolay değilDİR. Ülkücüler, sahabelerin yaşadığı hayatı yaşayanlardır. Ben ülkücü adayıyım” diyerek sözlerine sürdürdü.. Çok etkilenmiştim. O günkü bu sözleri iliklerime işledi ve ilkelerim oldu!
Referandum öncesi, katılmış olduğum son toplantıda ise, İl Başkanımız şu cümleleri kullandı: “Memleketin bu gidişatına göre partide hala genel kurul isteyen varsa vatan hainidir.” Bu sözler de, MHP’de demokrasi kalmadığı inancımı bir kez daha net bir şekilde ortaya koydu.
İl Başkanımızın bu sözlerinden sonra söz istedim: Vatan haini olmadığımı ve burada bulunan bir tek ülkücünün de vatan haini olmadığını söyledikten sonra İl başkanımızdan sözünü geri almasını istedim.
Başkan biraz direndikten sonra, “Hayri bey haklısın, biraz fazla gittik, öyle olsun. Ben şimdiye kadar olanları değil bundan sonrasını kastettim.” cevabını verdi.
Özüre yakın bir konuşma yaptı. Ancak tatmin olmadım. Biraz yüksek ses tonuyla devam ettim: “Başkanım ben attığım imzamın ve verdiğim sözün arkasındayım, kırmadan, dökmeden, partimde hala değişimden yanayım.
Başkanım yaklaşık bir saat konuştunuz, ancak bilmediklerimizi anlatmadınız.
AKP’yi devletin bekası için destekliyoruz dediniz, açıklık getirmediniz!
Neden?
80 vekilden, 40 vekile düştük, açıklık getirmediniz! Biz sizi 07 Haziran’da millet vekili olarak Ankara’ya gönderdik, karşımıza İl Başkanı olarak çıktınız, bunun sebebini söylemediniz!
“Yerel seçimler erkene alınabilir, çok çalışacağız, başaracağız” dediniz, yol haritası çizmediniz,” gibilerinden konuşmalar yaparken biraz sıkıldıklarını gözlemledim ve konuyu değiştirdim:
“Başkanım salonda, partimize yıllarca hizmet eden bir çok ilçe başkanlarını, belediye başkan adaylarını, meclis üyelerini, eski yöneticileri göremiyorum. Onları davet etmediniz mi? dediğimde, Hüseyin Erol Başkanımız, “Herkese mesaj gönderdik, herkesi davet ettik” dedi.
Peki niye gelmediler soruma, “Bilmiyorum” cevabı verdi!
Bu cevaba şöyle devam ettim, o kişileri buraya getirmenin yolunu bulmalısınız, bulamıyorsanız şapkanızı önünüze koyup yeniden düşünmelisiniz.
Partimizin desteklediği iktidarın besleyip büyüttüğü, devletin her kademesine yerleştirip ülkemizin başına bela ettiği örgüt lideri ne diyor? “Çoğalacaksınız, çoğalacaksınız, çoğalacaksınız ve sonunda memleketi ele geçireceksiniz!”
Şaşkın bakışlar arasında kalmıştım.
Sözüm bittiğinde bir arkadaşıma vermek için yanıma aldığım, 2014 Şubat ayında, dönemin başbakanı ile Fetö liderinin pasta paylaşımda anlaşmazlığa düşeceğini anlatan, ”Bir büyük bir kocaman bana, bir ufak bir küçük sana” isimli yazımın yer aldığı Meltem Gazetesini İl Başkanıma uzattım. İl Başkanından önce yanındaki kişi gazeteyi aldı, İl Başkanı da apar topar ayağa kalkarak, “Toplantı bitti” dedi.
O toplantıdan sonra, İl delegeliği ve Genel merkez delegeliği görevlerim bitti.
İstifa etme sebeplerimin başında; MHP’de demokrasi kalmaması, tek adam rejiminin desteklenmesi, MHP’nin, önce AKP’nin şubesi olması ve sonrasında ise AKP’den farkı kalmaması yer almaktadır.
Düşünün, hedefi kızıl elma olan, dünyadaki Türk’lerin liderliğine soyunan bir partinin cumhurbaşkanı adayı bile yok!
Ülkücülere “Mahlukat” diyen, MHP Genel Başkanına ağza alınmayacak her türlü hakaretleri yapan, Cumhuriyet tarihinde kazanılan bütün varlıkları satan, defalarca “Erken seçim vatana ihanettir” dedikten sonra, partimizi kayıtsız şartsız kendisini destekletmeye mahkum eden bir partiyi desteklemek istemediğim için üzülerek istifa ettim.
Başta İlçe Başkanı ve Milliyetçi Hareket Partisinde hiç kimseye kırgın değilim. Kimde hakkım varsa helal ediyor, herkesten helallik diliyorum.
Yaşasın “Millet ittifakı.”
Her şey değişir duygular değişmez. Her kişi kendisine yakışanı yapar. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.