“Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar”

AHMEY AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

İngiltere Kralının ziyaretinde Atamız yemek verir. Çalışanlardan biri servis yaparken tabakları düşürür. Ortam birden sessizleşir. ATATÜRK “Ekselansları, Türk Milletine herşeyi öğrettik ama “UŞAKLIK” yapmayı öğretemedik” der.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğundan bu yana Batı emperyalizminin saldırısı altında. Kaynağı güneşin varlığı gibi gerçektir ki; Abd-İngiltere-İsrail ve yardımcı aktörleri ile bu saldırı sürmektedir. Bunları biliriz de; bilmemiz gereken en önemli şey “Amerikalılardan daha çok Amerikalı ” olanlardır. 24 Temmuz 2015’de Türkiye Cumhuriyeti Devleti içte ve dışta dinci, bölücü örgütlere harekât başlattı. Ülkemizin içinde can alan örgütlere yapılan bu harekata karşı çıktılar. Kendi ülkesinin ordusunu küçümseyerek “Türk Ordusu dağı taşı vuruyor “dediler. Rojava’ya gidip Abd’nin kara gücüm dediği pkk-pyd-ypg ile poz verdiler. “Türk Ordusu Amerikan koridorunda giremez” dediler; Mehmetçik dümdüz etti. Işidi yuvasına dek kovaladı. “Türk Ordusu çamura battı “dediler. Yaşadıkları, Yurttaşı oldukları ülkenin değil emperyalistlerin sözcüsü, destekçisi oldular. “Bizi Abd yönetiyor, bölge ülkeleriyle işbirliği yapamayız” dediler. Yapmayı bırakın Cenevre’deki emperyalist masayı dağıtıp Astana’da bölgedeki savaşların, ayrılıkların son bulması için “Asya Masası ” kuruldu. Kalemleriyle, demeçleriyle “Asya karanlıklarına gömülüyoruz” diyorlar. Bağımsızlık Savaşını bölge ülkeleriyle dayanışma içinde vermiş. Komutanı olduğu Bağımsızlık Savaşının, Kurucusu olduğu Türkiye Cumhuriyetinin mimarı Atamızın dediği “Biz Türkler Asya’lı bir milletiz” deyimi bu bozguncuların umurunda bile değil. Daha da kötüsü “Türk Devriminin ” ne olduğunu bilmiyorlar, okumuyorlar. Onlar Soros vakfının, İsrail kökenli, İngiltere kökenli yayınları okuyup onları yazıyor, onları söylüyorlar.
“Türkiye’de sağ kesim, Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşunun 700. yıldönümünü , Cumhuriyete alternatif bir model içeriği içinde kutlamakla, Türklük bilincinden ne ölçüde yoksun olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Osmanlı Devleti, 622 yıllık bir geçmişiyle, olumlu ve olumsuz yönleriyle elbette ki biz Türklerin devletidir. Ancak nasıl bir Türk sağıdır ki; Türk Ulusçuluğu yerine “Osmanlı Ulusçuluğunu”, Türk dili yerine “Osmanlıcayı”,Türk Edebiyatı yerine “Divan edebiyatını “,Türk Kültürü yerine “Osmanlı kültürünü ” alternatif olarak ortaya çıkaran ve geliştiren; yönetici sınıfın yetiştirildiği “Enderun”a Türkleri kabul etmeyen, “etrak-ı biidrak” (Algılamasız Türkler) biçimindeki hakaretamiz söylemlere tepki göstermeyen; bir başka deyişle üst kültür kimliği olarak Türklüğü reddeden bir ımparatorluğu model olarak, hem de 21. Yüzyıla girmekte olduğumuz şu sıralarda -gıpta ve özlemle- önerebilirler? Kaldı ki, geriye dönüşün asla mümkün olmadığı, değişimin kendinden gayri herşeyin değiştiği bir dönemde, bu kesimin, muhafazakarlığın, yanı sıra Türk Ulusçuluğuna sahip çıkmaları ise ayrı bir çeliskidir”… Bu yazı katledilen Aydınlarımızdan Dr. Necip Hablemitoğlu’nun 1999 yılındaki yazısından alıntıdır. O kesimden bir ses Milliyetçi “Ülkücüleri ” cepheye sürmeye kalkıştı. Akla ve bilime aykırı önerileriyle herkesi güldürdü. Ancak aslolan şudur ki; “Abd müttefikimizdir” sözünü söylemeye de devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bekasının sömürgeci, katil Abd ile olabileceğini öne sürüyor. Mehmetçik taşeron örgütlere tam operasyona başlıyor. “O ses” çıkıyor tıpkı iç içe oldukları Akp gibi Mehmetçiği sırtından vuran açıklamalar yapmaya başlıyor. Elinde tahta kılıç (!) tanka yürüyecek kahraman pozuna bürünüyor. 90-91-92 diye saymaya başlıyor! Ne jeopolitik ve stratejik bilgiden ne askeri bilgiden ne milliyetçilikten nasibini almamış “o ses” “Abd müttefikimizci” olabiliyor da Türkiye Cumhuriyeti Milliyetçisi olamıyor. Sanki pentagonun sesi!
“Medeniyetten uzaklaşıyoruz”…Bir (Y)arkadaş vize krizinden sonra böyle söylemde bulunuyor. Övdüğü medeniyet; Batı medeniyeti! Hani ülkemizi paylaşmış, Bağımsızlık savaşımızla denize döktüğümüz medeniyet! Başımıza dinci, bölücü terörü bela eden, besleyen medeniyet! 41 ülkeden toprak çalarak (Türkiye’mizde dahil) 2.İsrail kurmaya çalışan medeniyet! Vatan toprağından parça vermemek, toprak bütünlüğümüzden ödün vermemek için aynı sıkıntıları yaşayan bölge ülkeleriyle işbirliği yapmak “medeniyetten uzaklaşmak” değildir. Ona Tam Bağımsızlık, özgürlük denir. Ekonomik anlamda sömürgesi olduğumuz Batı medeniyetinden ayrı ekonomik işbirlikleri yapmak “Tam Bağımsızlıktan söz edebilmemiz için ekonomik bağımsızlığımızı sağlamalıyız” diyen Atatürk’ün ilkelerine sahip çıkmak demektir; (Y)arkadaş! Ulusal Ozanımız Mehmet Akif Ersoy ne güzel demiş; “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar”…Sanki “Sorosun sesi” gibisin (Y)arkadaş!
Kilise papazı her sabah kilise çanının dibinde boş bir şarap şişesi ve bir avuç pislik bulurmuş. Bundan bıkmış. Gece çalılıkların ardına gizlenmiş. Bir süre sonra o artıkların sahibi gelmiş, çömmüş çanın dibine. Papaz çıkmış, ensesinden yakalamış. “Yahu müslümansın desem şarap içmezsin, hıristiyansın desem kilise çanının dibine etmezsin. Sen olsan olsan “Amerikalısın” demiş. Sahi Mehmetçik Vatan Savaşı verirken ayrı telden çalanlar kimin nesi? Yoksa “Sahibinin Sesi” mi?…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.