Mazot üreticiye farklı, yatla gezene farklı verilmeli!
Gökalp, konferans öncesi MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman ve partililerinle birlikte Karacabey'de açılan Tarım Fuarı'nı gezdi.
Ardından Şükran Yemişçioğlu kültür Merkezi’ndeki konferansa geçen Gökalp'i burada Karacabey Kaymakamı Dursun Balaban ve AK Partili Belediye Başkanı Ergün Koç karşıladı.
Konferansı ilgiyle dinlendiği gözlenen Prof. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp, tarım politikasının birinci meselesinin gıda güvencesi olduğunu söyledi.
Bakanlık yaptığı dönemde de 75 milyon insanın gıda güvencesini sağlamaya çalıştığını ifade eden Gökalp, “Son 9 yıldır Tarım Bakanlığı'ndan ya da meclisten, gıda güvencesiyle ile ilgili hiç bir şey işitmiyorum. Gıda güvencesi üretirseniz olur, üretmeyenin gıda güvencesi olmaz. İthal ettiğiniz sürece gıda güvenceniz olmaz. Ben ithalatı durduralım, almayalım demiyorum. Tamam, istiyorsanız alalım, hatır için alalım, ama üretelim, ürettiğimiz zaman alalım, o bize dokunmaz.
Gıda güvencesi şarttır!
Şu anda Türkiye'de gıda güvencesi tehlikededir. Yıllar önce, böyle giderse et 40 liraya çıkar dedim, üstüme yürüdüler, ancak et 40 liraya çıktı. Bu tabloyla 1-1,5 yıl sonra et 80 lirayı bulur. Üniversite hocası olarak şimdiden söylüyorum, depolarınızda yeriniz varsa biraz un alıp depolayın. Dünya nüfusu 7 milyar ve bugün dünyada 1 milyar kişi aç ve her sene aç sayısı katlanarak gidiyor. Bunlar benim değil Birleşmiş Milletler'in rakamları. Peki bu aç insanlar gıda yokluğundan dolayı mı açlar? Üretemedikleri için açlar.
Üretmezsek gıda güvencesini garanti altına alamayız, aç kalırız. Peki nasıl üreteceğiz? Bunu dünyada üretmeyi en iyi bilen milletiz. Niye üretemiyoruz? Çünkü mazot 4 lira. Bakanlıktaki arkadaşlar tutturmuşlar, sanki 2002'den önce bu ülkede tarım yoktu, 2002'de biz geldik şöyle oldu, böyle oldu diyorlar. Ben de dedim ki 2002 ile 2012'yi karşılaştıralım. Ben demedim ki o zaman çiftçi iyi diye. Benim kullandığım mazot farklı olmalıdır dedim.
Mazot fiyatları herkese aynı olmamalı!
İlk defa Türkiye Cumhuriyeti'nde bir tarım bakanı çıktı dedi ki, ‘benim mazotum Akdeniz'de yata konulan mazottan farklı olmalıdır. Adalet budur.’ Çünkü ben mazotu ekmek üretmek için kullanıyorum, Akdeniz'deki gezmek için kullanıyor. 2002 Kasım ayında mazot 1 lira 10 kuruş, şimdi 3 lira 97 kuruş. Bunu ister Mercedes'e koyun, ister yata koyun, ister traktöre koyun, isterseniz traktörle ayçiçeği tarlasına girin, ister Akdeniz'de yatın üzerinde viski için aynı fiyat. Üstelik köylü mazotu 4 liradan da alamıyor, taksitle aldığı için 4 lira çıkıyor 6 liraya. İngiltere'de çiftçinin kullandığı kırmızı dizel 2 lira 10 kuruş, Amerika'da 1 lira 97 kuruş, Rusya'da 1 lira 74 kuruş, ekonomik kriz olan Ukrayna'da 2 lira, ama bende 4 lira; o zaman ben gıda güvencesini nasıl sağlayacağım?
Tarım ve Köyişleri eski Bakanı Gökalp, adaletsizliğe dikkat çekti:
Hükümet, muhalefet ve meclis bu milletin gıda güvencesini garanti altına alacak bir kanun çıkarmalıdır. Tarım kanunu çıkarıldı, ama bunların hiçbiri yok. Tohumculuk kanunu çıktı bir şey yok. Aksine tohumculukla ilgili her şeyi özelleştirdiler ve özele verdiler” diye konuştu.
Üretim olmazsa biteriz!
Hükümetin tarım politikasını eleştiren Gökalp, “Türkiye'de tarım politikası için kafa yormaya gerek yok. Bizim uğraşacağımız yer tarlada köylüyle beraber olmalıdır. Ankara'da bakanlıkta oturmakla olmaz, tarlada olacaksın. Politikamız üreten tarım olmalı, ama maalesef bugün ithal eden tarım var. Yunanistan'dan pamuk, Bulgaristan, Romanya ve Ukrayna'dan ayçiçeği ithal ediyoruz, Amerika'dan pamuk, buğday ve ceviz ithal ediyoruz, bir ceviz bile üretemiyoruz. Son yıllarda ülkenin kapıları her ithalata açıldı.
Tarım Bakanlığı 17 milyar dolar tarım ihracatımız var diyor, Türkiye İhracatçılar Meclisi ise 5.1 milyar dolar diyor. Biz hangisine inanalım? Bakanlık, tarım ihracatımız yüzde 4,8 arttı diyor. Evet arttı ancak, ithalatta ne kadar arttı. Sayın Başbakan bunu niye açıklamıyor. İthalat yüzde 38 arttı. İşte politika bu. Burada siyaset yapmıyorum. Ekmekle siyaset olmaz” şeklinde sözlerini noktaladı.