Madenci tamam da idarecilere ne oluyor?

Çevre, telafisi olmayan kararlar sonucu her yıl kirleniyor…

Yok ediliyor.

Bunu en iyi Tarım Bakanlığı çalışanları biliyor.

Çünkü ÇED raporları için yapılan başvurulara baktığınızda yerinde kararlar verebilen tek kurum olarak Tarım Bakanlığı kalmış.!

Biliyorlar ki…

Toprağa düşen her beton parçası, ağacın gövdesine değen her testere bir daha geriye dönüşü imkânsız sonuçlar doğuracak.

Bir ağacın…

Bir ormanın…

Bir avuç toprağın hangi şartlarda oluştuğunu çok iyi biliyorlar!

Ranta kurban edilmesinin nasıl sonuçlar doğuracağını görüyorlar!

Ve dahi…

Namuslu elleriyle o toprakları ekip biçen insanların yaşadıklarını anlıyorlar.

Vicdanlarıyla meslek ahlâklarıyla onları sahipleniyorlar.

Aylardır topraklarını korumak için mücadele eden Kirazlıyaylalılar’ın devlet eliyle nasıl yalnızlaştırılmak istendiğini bugün herkes daha iyi anlıyor!

Köylerine kimsenin girmesine izin verilmediği gibi onların da köylerinden çıkmasına izin verilmediği zamanlar oluyor.

Misal…

Hafta sonu Dünya Çevre Günü dolayısıyla Kirazlıyayla’ya gitmek isteyen akademik odalara, sivil toplum örgütlerine Yenişehir Kaymakamlığı tarafından izin verilmediği görüldü!

Öyle ki…

Köye giden yol Barçın köyü girişinde kesilmişti.

Köylüler, kendilerine desteğe gelen çevrecilerle 14 kilometrelik bir yolculuk sonucu buluştular.

Jandarmanın bütün engellemelerine rağmen o barikatları aşıp kendilerine desteğe gelen çevreciler ve akademik oda temsilcileriyle buluşabildiler.

Bu buluşmanın maden şirketini bu kadar korkutmasını herkes anlıyor da Yenişehir’i ve Bursa’yı yönetenleri neden bu kadar korkuttuğunu insanlar anlamakta güçlük çekiyorlar!

Maden şirketinin büyük ortağı milli de değil!

Neden bu kadar savunuluyor?

Anayasal haklar bir şirket için neden çiğneniyor?

Köy sakini Recep Sarı, Yenişehir Kaymakamı’nın tehdit gibi sözlerini de anlattı o gün orada!..

İnsan inanamıyor?

Türkiye nasıl bu hale geldi?

Vali, kaymakam, hele hele asker denildiğinde halkın yüreğinden bir şeyler kopardı!

Ya şimdi?

Çok yazık!

Hafta sonu o köylüyü o sıcakta yürümek zorunda bırakan zihniyet, Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’sinin zihniyeti olamaz!..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.