Libya’ya askeri müdahale

            19 Mart
Cumartesi günü Amerika Birleşik Devletleri öncülüğünde Libya’ya askeri
operasyon başladı. Vurucu güce kısaca bir göz atalım: Başta dünyanın en büyük
emperyalist sömürgecisi Amerika ve yanında Kanada; bunlara ilaveten dünyanın
eski sömürgecileri İngiltere, Fransa ve İtalya…

            Bildiğiniz
gibi Kuzey Afrika ülkelerinde bir süredir devam eden halk ayaklanmaları
Tunus’ta Bin Ali’nin, Mısır’da Hüsnü Mübarek’in koltuklarından
”indirilmeleriyle” sonuçlanıp, Libya’ya sıçramıştı. Yaklaşık bir ay kadar
önce Kaddafi’ye karşı ayaklanan bir takım güçler tam başarılı oluyorlardı ki aniden
işler tersine dönerek Kaddafi ayaklanmacıları köşeye sıkıştırdı. İşte ne
olduysa bu anda oldu ve ABD, Kanada, İngiltere, Fransa ve İtalya, Birleşmiş
Milletler’den de onay alarak Libya’ya askeri operasyona başladılar. Yani bu
isimlerini saydığım kutsal ittifak sömürgecilerinin aklına birdenbire Libya’da
Kaddafi’nin sivillere karşı savaş başlatacağı geliverdi. Halk ayaklanması,
Amerika’nın istediği yönde Kaddafi’yi devirecekmiş gibi başarılı bir şekilde
gelişirken, işler tersine dönüp olaylar Kaddafi lehine gelişmeye başlayınca
savaş gündeme alınmıştır. Buradan çıkarmamız gereken sonuç; olayları en
başından beri uluslar arası sömürgeci güçlerin tetiklediğidir. Sadece Libya
olayında değil, isyan ateşinin ilk yakıldığı ülke olan Tunus’tan beri…

            Sevgili
Okurlar;

            Dünya
petrol rezervinin yaklaşık %2’si Libya’dadır. Bu ülke üzerine oynanan oyunlar
petrolün düzenli arzını sağlamak içindir. Amerika Birleşik Devletlerinin
yeryüzünde kendi hegemonyasını sürdürmek için istediği zaman bastığı dolarların
yegâne karşılığı Arapların petrolüdür. Dünyanın neresinde petrol varsa
mafyavari tabirle ABD oraya ”çökmektedir.” İşte komşumuz Irak’ta
yaşanılagelen savaş bunun en güzel örneğidir. Amerika yanına İngiltere’yi de
alıp 2003 yılının başlarında Irak’a çökeceği zaman bunu ”demokrasi” adına
yaptığını söylemiştir. Yani Irak petrollerine el koyma operasyonunu, Irak’ta
demokratik bir rejim kurma maskesinin arkasına saklamıştır. Rakamlar çelişkili
olmakla birlikte 2003 yılından beri Amerika, Irak’ta demokrasiyi ”yerleştirmek”
adına 110,000 kişinin katili olmuştur, binlerce kadına tecavüz edilmiştir.

            Amerika’nın
Libya’ya müdahale etmesinde kesinlikle Kaddafi’nin sivil halka saldırması gibi
nedenler yoktur. Kaddafi’nin bir diktatör olması Amerika’nın umurunda değildir.
ABD için kendi sözünden çıkmayan bir diktatör yeterlidir. İşin o boyutuna
bakarsanız ABD’nin sözünden çıkmayan Suudi Arabistan’da demokrasi mi vardır?
Suudi Kralı da sanki bir diktatör değil midir? Kral ailesi Suudi halkını
sömürmemekte midir? Prensler ve çocukları yüzbinlerce dolar maaşa
bağlanmışlardır. Bütün ülke petrolünden ayrıcalıklı bir zümre faydalanmaktadır.

            1994
yılında Ruanda’da 3 ay içinde yaklaşık 800,000 insan Hutu’lar tarafından
kesilerek öldürülmüştür. Bu soykırım sırasında acaba ABD, Kanada, İngiltere,
Fransa ve İtalya neden müdahale etmemiştir? Petrol sahibi Somali’ye 1993
yılında Birleşmiş Milletler Barış Gücü gönderirken, Ruanda neden kimsenin
umurunda olmamıştır? Avrupa’nın göbeğinde 1990-1995 arasında Sırplar binlerce
Boşnak’ı soykırıma uğratırken neden NATO barış gücü müdahale etmek için1996
yılını beklemiştir? Ruanda’yı hiç görmeyen, Avrupa’nın ortasında yaşanan
vahşete 6-7 yıl boyunca seyirci kalan uluslar arası güçler, nasıl oldu da 2 gün
içinde Libyalı sivillere sahip çıkmayı akıl ettiler?

            Bu sürecin
sonunda kimse Libya’ya, Mısır’a veya Tunus’a demokrasi geleceğini sanmasın.
Irak’ta demokrasi tesis edildi mi ki buralarda tesis edilsin? Yapılan şey
sadece diktatörlerin nöbet değişimidir. Bu diktatörlerin gönderilip yerlerine
yenilerinin oturtturulacağından kimsenin şüphesi olmasın.

            Bu arada
20 Mart Pazar günü iktidar şakşakçısı medyanın gazeteleri ”savaş naralarıyla”
basıldı. Hey güzel Allahım! Müslüman Libya, bir Hıristiyan güç birliği
tarafından vuruluyor, yandaş medya alkış tutuyor. Bunların derdi ancak halkı
kandırarak, ihale alıp, keselerini doldurmak. Dışarıda vurulan Müslüman bir
ülkeymiş, içeride yıkılan demokratik ve laik hukuk devletiymiş hiçbirinin
umurunda değil!   Saygılarımla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.