Kripto Partililik

Halk arasında “gizli din taşımak” deyimi vardır. Anlayabilmek mümkün.
İçinde yaşadığı toplumdaki baskılar nedeniyle ya da nihai hedefinin taşıdığı tehlike medeniyle inancını açıklayamayan kişilerin yöntemidir.
Dinler tarihine baktığımızda farklı inançlara yapılan katliamlar nedeniyle inancını gizlemenin haklılığını da görüyoruz.
“Kripto Yahudilik” bunlar içinde en bilinenidir.
Musevilerin tarih içinde oradan oraya sürülmesi nedeniyle gizli din taşıma eylemi “kripto Yahudilik” olarak kullanılagelmiştir.
Özellikle İspanya Musevilerinin Osmanlı devleti ve Katolik Avrupa’sındaki yaşamları en bilinen örnektir.
Bu konunun ülkemizdeki uzmanı ise Prof. Dr. Yalçın Küçük olup zaman zaman konuyu abarttığı, sadece isminden dolayı bazı kişileri “kripto Yahudi” olarak nitelediği söylenir.
Zaman içinde bu deyim sadece inançlar için değil, niyetler için de söylenir olmuştur.
Belirli bir niyetle yola çıkan insanlar içinde olup başka bir niyeti olanlar için de bu deyim kullanılır hale gelmiştir.
Son yıllarda siyasal yaşamımızda kullanılmasa bile pek çok kişinin bir parti içinde başka bir siyasal partinin düşüncelerini savunmadan uyguladığı görülmektedir.
Türk siyasal yaşamında baskılar nedeniyle özellikle sol partilerin gizli örgütlenmeye gittiklerine sık rastlanır.
Ancak, illegal parti dediğimiz bu gurupların mensupları gerçek düşüncelerini saklamadan cesaretle savunmuşlardır.
Bizim konumuz “kripto partililer”.
Yani başka bir parti içinde kendi partisini gizleyenler.
Burada sözünü ettiğimiz eylem doğrudan doğruya art niyet içerir. Kendi amacına ulaşmak için başka parti içinde kendini son ana kadar gizlemek.
Kendi yakın dost arkadaş çevresi içinde söylediklerini asla içine yerleştikleri partiler içinde savunmazlar.
Bu duruma daha çok merkez sağ ve merkez sol adı verilen partilerde rastlanmaktadır. Son yıllarda ortaya çıkan olaylar ve kasetlerden bu işin üstatlarının F tipi örgüt mensupları olduğu anlaşılmaktadır.
Bu gurup mensupları sağ, sol demeden neredeyse bütün partilere sızmaktadır.
Elbette bu durum en çok içine sızılan partileri ilgilendirmesine rağmen bazı partilerin “oy kazanma” adına bu duruma katlandığı, altlarının oyulmasına razı geldiği görülmektedir.
Son yıllarda CHP içinde de F tipi dahil pek çok yapılardan gelen bu tür sızmaların olduğunu üzülerek görmekteyiz.
Bunlar içinde en yakından tanıdıklarımız “solcu” olduğunu kendi dar gurupları içinde açıkladıkları halde parti içindeki zorlama ideolojik değişikliklere asla ses çıkarmayanlardır.
Değer verdiklerini söyledikleri düşüncelerine sokakta tanımadıkları bir kişi söz ettiğinde kavga çıkaranlar, içinde bulundukları, yöneticisi, hatta milletvekili oldukları parti kökten değişiklikler yaşarken ağızlarından alenen tek itiraz sesi yükselmez.
Kapalı kapılar ardında itiraz ediyor görünseler bile asla yazılı bir metnin altına imza koymazlar.
Bulundukları parti içine şu ya da bu nedenle girmiş çok aykırı düşünce sisteminin adamları apaçık kendi düşüncelerini hayata geçirmek için ulu orta açıklamalar yapıp partiyi yok ederken kıllarını bile kıpırdatmazlar.
Gözleri hep Genel Başkan ve etrafındakilerdedir.
Parti içindeki bu köklü değişikliklere itiraz edip partiyi rotasından saptırmaya karşı açık mücadele yürüten gerçek partililer “parti disiplini” adı altında doğranırken, sessizce köşelerine çekilirler. Sorsanız geçmişlerinde ne kahramanca mücadeleler vermişlerdir.
Bu “kahramanlar” girdikleri parti içinde tırtıl yavaşlığı ile hareket ederler.
Adeta kendilerine ipekten bir koza ören bu tırtıllar, bir süre sonra kozalarını delerek rengarenk bir kelebek halinde uçuşurlar.
Ancak kanatları sert rüzgarlara alışkın olmadığı için kolayca dağılır.
Zaten kozasını delen kelebeklerin ömürleri de çok kısadır.
Geriye bıraktıkları yumurtaların nerede olduğunu bulmak çok zordur.
Gerçek yaşamda bu kelebeklerin en işe yararları ipek böceği kelebeği olmakla birlikte ne yazık ki ipekçilik Türkiye’de ekonomik ömrünü tamamlamıştır.
Anlayana…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.