Korku dağları beklerken…

Ömrümün yarıya yakını sıkıyönetim altında geçti. Üniversiteye kadar olan ilk gençlik yıllarımızı çıkartırsak bilinçli yaşadığımız yılların yarıdan çoğunun sıkıyönetim altında geçtiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Kaderde 4 günümü daha sıkıyönetim altında yaşamak varmış. Muğla Valiliğinin Başbakan RTE'nin Muğla gezisi nedeniyle yayınladığı bildiri tam anlamıyla bir sıkıyönetim bildirisi.

AKP iktidarı bizlerin eleştirilerini haklı çıkarmak için büyük bir yarış yapıyor. Bir gün olsun yazdıklarımızın yanlış olduğunu kanıtlamak için bile olsa bizleri utandıracak bir eylem içinde olmuyorlar. 29 Kasım Cuma günü bu köşede yayınladığımız “İki Yanlış Gezi” başlıklı yazımızda RTE'nin Muğla'ya yapacağı 2 günlük gezinin zamanlamasının yanlış olduğunu belirtmiştik. Yazımızda mülki amirlerin gezi öncesi “kriz merkezi” oluşturduğunu, “kriz merkezinde” görevlendirilecek insan kalmayınca ADD yöneticisi kamu görevlilerine bile görev emri geldiğini anlatmıştık. 

Bazı dostlar abarttığımızı söylediler. Oysa yazımız Valilik açıklamasından yaklaşık 1,5 gün önce Çarşamba gecesi kaleme alınmıştı. Cuma günü yazımız gazetede yayınlandığında yazdıklarımızın abartı değil eksik olduğunu gördük. Başbakan'ın 2 günlük Muğla gezisi sırasında tüm Muğla'da 4 günlük sıkıyönetim ilan ediliyordu.

Bu güne dek Başbakan'ın hiçbir yurt gezisinde görülmeyen ölçüde alınan önlemler ve getirilen yasaklar ister istemez bize “korku dağları bekliyor” sözünü anımsattı.  

Başbakan'ı Muğla'da bu kadar korkutan ve sıkıyönetim dönemlerini andıran önlemler almaya iten Muğla yerelinde AKP'nin iktidar olamayışı değil. RTE'yi korkutan Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin işçileri ile buralara kömür sağlayan maden işçilerinin özelleştirme karşıtı eylemleri.

Enerji işçilerinin 2,5 ayı aşan eylemleri sırasında ne kadar kararlılık gösterdiğini bizler kadar AKP iktidarı da görmüş olacak ki bu kadar sert önlemler alıyorlar.

Madem enerji işçilerinden bu kadar korkuyorlar yerel seçime 4 ay kala bu gezinin ne gereği var? Bu gezi ile RTE bir yandan kimseden, hatta enerji işçilerinden bile korkmadığını göstermek isterken, diğer yandan da yaratılacak olası bir provokasyondan yararlanarak enerji işçilerinin direnişini kırmak isteğidir.

Muğla'nın enerji işçilerinden bu kadar korkacağınıza bir ilki gerçekleştirerek bu özelleştirmeden vazgeçtiğinizi açıklayın. Korkunuzu da yenin. Bu bir yenilgi olmayacaktır. Kazanan Türkiye olacaktır. 

Bu satırlar teknik nedenlerle Başbakan'ın gezisinin başlamasından önce yazılıyor. Dileriz RTE'nin gezisi sırasında herhangi bir kışkırtmaya meydan verilmez ve aklı selim galip gelir. Tüm Muğla'ya yaşatılan 4 günlük sıkıyönetimin ayıbı AKP iktidarına yapışır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.