Kızıl elması demokrasi olan ülkücü!

Ve beklenen oldu, Selçuk Türkoğlu kervanı yola çıktı.

Türkoğlu, İYİ Parti İl Başkanlığı’nda düzenlediği bir toplantıyla adaylığını duyurdu.

Müthiş bir adaylık açıklamasıydı

Koridorda konuştuğum partililerden biri, “Meral Akşener ve Mustafa Bozbey’in gelişinden sonra toplanan en büyük kalabalıktı” dedi.

Salon tıklım tıklım doluydu, koridorlar insan kaynıyordu.

***

Görünen o ki, 1989 yılında Kayseri’den Bursa’ya gelen Selçuk Türkoğlu epeyce dost biriktirmiş…

Alkışlarla salona girdi, sık sık “Selçuk Başkan” sloganlarıyla konuşması kesildi.

Açıklama masasında Türkoğlu’nun sağına soluna İYİ Parti Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Avukat Ayşegül Özyiğit Gül, partinin Türkiye genelindeki kurucularından Sermin Özensoy, Osmangazi İlçe Başkanı Dr. Mehmet Hasanoğlu, İl Başkan Yardımcısı Cengiz Bayduz, Orhangazi İlçe Başkanı İsmail Kaya ile Gürsu İlçe Başkanı Hatice Deniz oturdu.

İl başkan adaylarından Zafer Milli, ülkücü dünya görüşünün saygın isimlerinden Şükrü Gökçek, ‘ülkücü şehit’ Erol Ateş’in annesi Habibe Ateş, bir süre önce ölen Sedat Hiçdurmaz’ın eşi ve çocukları da açıklama sırasında Türkoğlu’nun yanında yerini almıştı.

***

Tane tane ve vurgulu bir konuşma yaptı Selçuk Türkoğlu…

Şehitlerimizi anarak başladı konuşmasına, ama orada bile iktidara ve FETÖ’ye önemli eleştirileri vardı:

“Biz bugün değil, ta ezelden 2 bin 229 yıldır Metehan’ın kurduğu Türk ordusunun hep yanında olduk.

Türk ordusuna Ergenekon, Balyoz ve kumpaslar kurulduğunda da ordumuzun yanındaydık.

Bugün şehitlikten, birlikten, beraberlikten bahsedenler dün ‘TSK Fatih Camisini bombalayacak’ iftiralarını attığında da biz ordumuzun yanındaydık.”

Sendikacılık yaptığı dönemde zulüm gören herkesin yanında olduğunu anımsatan Selçuk Türkoğlu, “Başkanlığım süresince sessiz kaldığım bir tek haksızlık, mazlumun ve mağdurun yanında olmadığım bir tek hukuksuzluk yoktur ve bunu en iyi Bursa kamuoyu bilmektedir” dedi.

Doğrusu bir gazeteci olarak bunun tanığıyım.

28 Şubat döneminde başörtüsü mağdurları için Valilik önünde eylem yapan oydu.

İktidar ve Fetullah Gülen çetesi terör estirirken, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yanında yer alan yine oydu.

Hatta şimdi AKP’nin en amansız savunucusu bir gazeteci (!) Selçuk Türkoğlu’nu, “Ergenekoncu” diye yaftalayıp jurnallemişti.

Konuşmasında İYİ Parti’nin doğuş sürecine de değinen Türkoğlu, bu konuda şunları söyledi:

“Başlangıçta hep birlikte verdiğimiz parti içi demokrasi mücadelemizin hukuksuzca ve gaddarca engellenmesi ile mevzunun parti içi demokrasi mücadelesinden çıkıp ülkenin umudu haline gelmesi üzerine; hepimize düşen artık bu umuda cevap vermek ve elimizi değil, tüm varlığımızı taşın altına koymaktı…

Cumhuriyet tarihimizin en büyük ihanet gecesi olan 15 Temmuz’dan sonra herkesin korkup sindiği, herkesin geri adım attığı, herkesin vaziyet kolladığı bir ortamda bir ses hiç susmamıştı. Hiç korkmamıştı, hiç sinmemişti, hiç vaziyet almayı ve beklemeyi düşünmemişti. O sesin sahibi cesurlar hareketinin lideri, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’di. Ve bu salonda bulunan pek çok arkadaşım o sese kulak verdik, Türkiye o sese kulak verdi.”

***

Muhalefet etmenin ihanet sayıldığı bir dönemden geçtiğimize dikkat çeken İYİ Parti Bursa İl Başkan Adayı Selçuk Türkoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Demokrasi yalnızca bir yönetim biçimi değildi bizim için, problemlerimizi çözme metodumuzdu aslında… Fakat Türkiye neredeyse yirmi yıldır hiçbir problemini demokrasinin kurallarıyla çözmüyordu… Şaibeli seçimler, çalınan sorular; devlete doldurulan akrabalar, medyaya çöreklenen yandaşlar; ihalelerin peşkeş çekildiği ahbap çavuşlar; israf, görgüsüzlük, milleti bölen düşmanca söylemler; hak arayan herkesi düşman ilan eden ayrımcı ve bölen siyaset dili; nefret dili, kamplaştıran devlet dili her geçen gün demokrasiyi mumla aratıyor. Kıymetli Dava Arkadaşlarım, Türkiye’nin en temel sorunu demokrasidir. Ve demokrasi Türkiye’nin kızıl elmasının adıdır.”

***

Selçuk Türkoğlu’nun, adaylık gerekçesini ilişkin söylediklerini tek cümleyle özetleyebilirim:

“CHP İl Başkanı İsmet Karaca gibi sokakta olacak; yerel yönetimlerle ilgili denetim görevini etkili bir şekilde yapacak ve parti içi demokrasinin gerçekleşmesi için çaba gösterecek.”

Bu yazının dipnotu: Toplantı sonunda söz alan Habibe Ateş’in, “Biz şehidimizi birilerini tek adam yapmak için vermedik. Türküm, Türkçüyüm, Atatürkçüyüm” demesi yoğun alkış aldı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.