Kimi kandırıyorsunuz?

Muğla'dan Başbakan geçti.

Belki de politik yaşamının en başarısız, en tedirgin  gezilerinden birini yaptı.

Her an protesto edilme korkusu, her köşeden çıkıverip slogan atacağı düşünülen gemler, ya da bir binaya asılıverecek bir pankart tedirginliği, Başbakan'ın yakın çevresinden korumalarına, yerel kamu görevlilerinden parti yöneticilerine kadar herkese sinmişti.

İki günlük Başbakan gezisi Muğlalılara 12 Eylül günlerini anımsattı. Her türlü toplantı yasaklandı. Dershaneler tatil edildi. Maçlar iptal edildi. Ön-gözaltılar uygulandı. Dernek binaları basıldı. Parti binalarına asılmış dövizler kaldırılmak istendi. Bazı yollar trafiğe kapatıldı. Araçlar çekildi. Kente giriş çıkışlar denetim altına alındı. Helikopterler sürekli uçtu. Hiç görmediğimiz türden polis araçları ne kırmızı ışık dinledi, ne yaya geçidi…

Bütün bu baskı ortamının nedeni işyerlerini sattırmamak için direnen Muğlalı enerji işçilerinin iktidar çevrelerinde yarattığı korku idi.

Oysa Başbakan ve çevresini korkularından arındıracak sihirli cümle 2 kelime idi. “Özelleştirmeden vazgeçtik”.

Eğer RTE bu cümleyi kurabilseydi, belki de bu sözleri Yatağan Termik Santralinin önündeki direniş çadırında işçilerin alkışları arasında söyleyebilirdi.

Başbakan bu sözleri söyleyemeyeceğini bildiği için Muğlalılara 4 günlük sıkıyönetim yaşatıldı.

Başbakan bunları söylemek yerine Tes-İş ve Maden-İş Şube Başkanlarını Marmaris'teki otelde kabul etti. Başbakan'ın sendika liderlerini kabul ettiği saatlerde Yatağan'daki direniş çadırının önünde de heyecanlı bir bekleyiş vardı. Aslına bakarsanız RTE'nin ne demek istediğini kendisi bile anlamadı.

Bizim anlayabildiğimiz kadarıyla Başbakan bir orta kademe bürokratının işi zamana yayma politikası gibi savsaklama yoluna gitti. En azından 29 Mart 2014 tarihinde yapılacak yerel seçimler sonrasına kadar işçileri oyalama yoluna gitti.

Anlatılanlara bakarsanız işçilerin direnişindeki kararlılık karşısında geri adım atan Başbakan ihaleye girecek şirketleri evrak ya da yeterlilik yönünden oyalayacakmış.

Düşünebiliyor musunuz  bu güne kadar onlarca özelleştirme ihalesine teklif veren şirketler eksik evrakla girecekler ya da yeterlilik koşulunu yerine getiremeyecekler.. Sadece ihale dosyalarının binlerce lira, geçici teminatların milyonlarca lira olduğu böyle bir ihalede teklif verecek firmaların yeterliklerinin olmadığı gerekçesi ile ihalenin erteleneceğini 2 ay önceden açıklamak AKP döneminin devlet ciddiyeti olsa gerek.

İşin aslına gelince: Başbakan Muğla'ya gelmeden günlerce önce enerji işçileri görüşme için 3 hedef isim seçmişlerdi. Başbakan, Enerji Bakanı ve Maliye Bakanı. Bu seçim gerçekçi bir seçimdi ve en doğru seçim ise Maliye Bakanı ile görüşülecek olması idi. Ancak bu doğruluk Maliye Bakanlarının Başbakan'a direnebildiği ülkeler için geçerli idi. Daha gerçekçi bakış Başbakan'ın 2 dudağı arasından çıkacak cümle ile özelleştirmenin iptal edilebileceği idi.

Ülkemizin içine düştüğü mali kriz nedeniyle yeni yılda yaşanacak para sıkıntısını aşmanın tek yolu elde avuçta kalmış son varlıkları yok pahasına satmak olduğu noktasında tüm ekonomi yorumcuları görüş birliği içindeler.

Özelleştirme programındaki santrallere aç kurtlar gibi saldıran enerji şirketlerine verilen sözler bile artık 2. plana düşmüştür. İktidar para edecek her şeyi satmak zorunda kalmıştır. Bu uğurda altın yumurtlayan tavuk Milli Piyango ve Sayısal Loto bile satılmak üzeredir.

Gerçek bu iken korku dolu gözlerle Muğla gezisine çıkanların işçileri geçici olarak yatıştırmak amacı ile söylenen sözlere kimse inanmaz. Özelleştirme ihalesinin iptalinin açıklanmasını politikacıların itibarını zedeleyeceği yolundaki mazeretlerin de  özellikle AKP iktidarı için inandırıcılığı yoktur. Sadece son birkaç aylık geri dönüşlerin sayısı belirsizdir.

Muğla gezisinde Başbakan'a eşlik ederken apar topar Irak'a gitmek zorunda kalan Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın aynı gün imzaladığı anlaşma ile daha geçen hafta Barzani ile imzaladığı anlaşmaları geçersiz kılması iktidarın geri dönüşleri için son örnektir. Ne yazık ki geriye dönmemek sadece işçiler söz konusu olduğunda akıllarına gelmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.