Karataş; “SHANNAN Mektubu Paçavradır”

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Emekli Tümgeneral Beyazıt Karataş, “Milli Savunma Bakanlığına ABD Savunma Bakan Vekili Shannan tarafından gönderilen mektubu paçavra olarak niteledi. Karataş sözlerine şöyle başladı; “Haziran 2019 tarihinde ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan tarafından Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a bir mektup gönderilmiştir. Gönderilen mektup, ABD tarafından daha önce devamlı olarak dile getirilen S-400 alırsanız F-35 programından çıkarılması başta olmak üzere Türkiye’ye yönelik bir dizi tehdit, şantaj ve yaptırımları içermektedir.
ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan’ın mektubu özetle; politik, askeri ve ekonomik olarak Türkiye karşı yaptırımların uygulanacağını kaba ve terbiyesizce bir lisanla ortaya koymaktadır. Mektupla ilgili düşüncelerimi çok net olarak ifade etmek istiyorum. Bu bir ültimatomdur. Ültimatom, farklı kullanımları olan bir sözcüktür. Ültimatom uluslararası ilişkilerde; Bir devletin başka bir devlete verdiği ve hiçbir tartışma veya karşı koymaya yer bırakmaksızın, tanıdığı sürede isteklerinin yerine getirilmesini istediği NOTA’dır.. Ayrıca günlük kullanımda; uyulması gereken kuralları kesin ve mutlak bir lisan ile anlatmaya da ültimatom denir.”
Karataş ön bilgilerin ardından konuşmasını şöyle sürdürdü; “ABD Kongresinin her iki kanadı tarafından neredeyse haftada bir Türkiye’ye baskı uygulamak için aldığı kararlara, çıkardığı veya çıkaracağı yasalara, şımarık ve hukuk tanımaz davranışlara cevabımızın, daha sert bir şekilde verilmesinin gerektiğini sade bir vatandaş olarak tekrar vurgulamak istiyorum. Benim için “paçavra hükmündeki” son mektuba değil, ABD Senatosunda yaklaşık iki yıldır Rum, Ermeni, FETÖ ve PKK lobilerince desteklenen senatörler tarafından özellikle bütçe kanunları içerisine yerleştirilen Türkiye aleyhine kanunlar ve kanun tasarılarına, özetle Türkiye’nin S-400’leri almasını bahane göstererek aslında politik, ekonomik, F-35, CH-47F Chinook helikopterleri, UH-60 Black Hawk helikopterleri ve F-16 uçakları başta olmak üzere silah, malzeme teçhizatı kapsayan geniş kapsamlı silah ambargosunu içeren askeri yaptırımların hazırlıklarına da artık daha ciddi tepkilerin hem iktidar tarafından hem muhalefet tarafından verilmesini bekliyorum.”
Karataş sözlerine şöyle son verdi; “Türkiye’ye yönelik bu saldırılar devam ederken ABD bırakın boy aynasına bakmayı, sudaki yansımasına bile bakmaktan uzaktadır. Biz o zaman Türkiye’nin S-400 füzeleri için neden ısrarcı olduğunu bir kez daha ifade edelim, öğrenelim, etrafımızla paylaşalım. ABD ve bazı Batı ülkeleri, PKK/KCK, PYD/YPG ve FETÖ/PDY ile mücadelede Türkiye’ye karşı iki yüzlü bir politika uygulamakta ve terör örgütlerini destekleyerek ülke güvenliğimizi yıllardır tehdit etmektedir. ABD’nin çeşitli bahanelerle yüksek teknoloji ürünü silahları, son yıllarda ise daha düşük kapasiteli silahları, bırakın Patriot satmayı tabanca bile satmaktan vazgeçmesi üzerine Türkiye farklı kaynaklara ve işbirliği yapacağı ülkelere yönelmiştir. Türkiye elbette PKK/KCK ve PYD/YPG’ye kara gücüm diyen, 21 Mart 1999’dan beri FETÖ elebaşına ev sahipliği yapan, 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında olan ülke ve ülkelere karşı bazı yaptırımlar uygulayacaktır. Bunlardan birisi de siyasi karar gerektiren Rusya’dan S-400 alımı örnek olarak gösterilebilir.
Öncelikle S-400 alırsan F-35 vermem tartışmalarını ABD başlatmıştır. S-400’lere ilişkin tartışmayı başlatıp yanlış zemine çeken ve Türkiye’ye tehditler savurmaya kalkan ABD’dir. ABD, F-35’leri tartışmaya açarak uçakların eksikliklerinin ortaya çıkmasına ve kamuoyu tarafından yakından takip edilmesine imkan tanımıştır. ABD tam da bunu yapmış, tekrarlıyorum çok da iyi olmuştur. Çünkü; F-35 ‘lerin tüm teknik bilgi ve eksiklikleri ortaya çıkmıştır. Türkiye F-35 tuzağına düşürülmekten kurtulma aşamasındadır.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.