Karadere’nin kaderi, Karacabey’in alın yazısı mı?

Kara Dere bölge halkının bildiği gibi Manyas Gölü’nden başlayıp Karacabey Boğazı’na dökülür. Gölden başladığı noktadan denize dökülene kadar tarım alanları buradan sulanır. Yüzlerce, belki de binlerce kişi bu dereden balık tutarak ailesinin rıskını temin ederdi! Tatlı su balıklarının bütün türleri, 100 kilonun üzerinde yayınlar vardı. Diğer türler azda olsa yaşıyor, ancak yayının nesli tükendi!!! Köylere içme suyu gelene kadar Kara Dere bölgenin meşhur içme suyuydu!!!
Taki Mauri Maya fabrikası kurulana kadar! Bu işletme Bandırma’nın Aksakal Beldesi’nin sınırları kenarında! Kenarında olması sebebiyle o bölgeye faydası çok, zararı hiç yok! Bu işletme her kabahatinin sonunda yalanı seçti! “ Dereyi biz değil, bölgedeki diğer işletmeler kirletiyor” iddiasında bulunarak suçunu hep inkar etti!
Ancak biz bunu 1994 yılında görüntülerle belgeledik. O dönem TRT’de çalışan rahmetli kardeşimiz Servet SOMUNCUOĞLU ile çalışma yapmıştık. İşletmenin ötesinden başlayarak yaptığımız çekimler sırasında balık ölümlerinin fabrikanın atık bıraktığı noktadan başladığını belgeledik. (Çektiğimiz görüntüleri Çevre Bakanlığı ve yetkili bütün makamlara ulaştırdık). Bir gazeteci ve bir çevre mühendisiyle fabrikaya gittik. Çökertme havuzunu bize arıtma diye yutturmaya çalıştılar, ancak mühendis, “Bu arıtma değil, çökertme havuzu” dedi. Gazeteci, “Arıtma kuracağınıza söz verirseniz, sizin hakkınızda olumsuz haber yapmayacağım” dedi. Fabrika Müdürü arıtma sözü verdi, arıtma kuruldu ancak maliyeti yüksek oluyormuş diye çalıştırmıyorlar. Ancak zarar görenlerin yaptırım uygulama yetkisi yok! Yetkisi olanların yaptırım uygulamadığından, maalesef zararı gören Karacabey!!!
O gün fabrika müdürü bana ömrüm boyunca unutamayacağım sözler söyledi, aynen naklediyorum: “Hayri bey, duyduğum kadarıyla senin balık çiftliğin varmış, bizim sana bir zararımız yok. Bizimle niye uğraşıyorsun? Deredeki balıklar ölürse, daha çok, daha pahalı balık satarsın” dedi!!! Tüylerim diken, diken oldu! Siz ne mezunusunuz soruma “Üniversite” cevabı verdi!
“Siz o diplomayı torpille almışsınız, hayat ve yurttaşlık dersinden sınıfta kalmanız lazım. Demek ki ben veya birileri para kazanacak diye canlılar katledilecek, çok yazık, sizi kınıyorum” dedim. Servet, bendeki garipliği sezdi ki, yanımıza gelince konuşmamız sonlandı. Bu çalışmalar sırasında köyümüze defalarca gelip halkı bilgilendiren, bize inanılmaz destek veren, hatta “Sürgün gidebilirsiniz.” sözüme, “Memleketin her yeri vatan toprağı, ben herşeye razıyım” diyerek bizlere insan üstü destek veren Kaymakamımız Sayın Mehmet DEMİR Beyi minnet ve saygıyla anmadan geçmek istemiyorum. Sağsa sağlıklı ömür, tebtili mekan olduysa Rabbim Cennetine koysun. Şu andaki Sayın Kaymakamımızdan da aynı duyarlılığı talep ediyorum.
28 Ocak günü Bursa’daydım, Sultaniye köyünden bir arkadaşım aradı. “Fabrika yine atık salmış balıklar ölüyor. Gazeteye mi yazacaksın, yetkililere mi söyleyeceksin, birşeyler yap” dedi. Hemen İlçe Tarımı, Jandarmayı aradım. Su Ürünlerindeki memur “Birkaç gün önce aldığımız su numunelerinin cevabı gelmedi” dedi. Bursa’dan döndüğümde İlçe Tarım Müdürüne çıktım. Müdür Bey de “Maalesef ki bizim yetki alanımız dışında, yaptırım uygulayamıyoruz” dedi.
Yetkililere şunu sormak istiyorum. Karacabey ayrı bir eyalet mi? Yoksa Patagonya devletinin İlçesi mi? Lütfen yasaları işletin!!!
Yazımın başlığındaki gibi, KARA DERE’nin kara kaderi, Karacabey’in ve bölge halkının değişmez alın yazısı mı?!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.