Karacabeyli Fethullahçıların 20 yıl önceki saldırıları

Karacabey’de, “Karacabey İşadamları Derneği” adı altında 20 yıl önce örgütlenen Fethullahçı’lar, ilk kez vitrine çıkarken, DSİ Sosyal Tesisleri’ndeki gövde gösterisini hiç unutamam.
Derneğin kurucu başkanı Ö. K. ağzına kadar dolu salonda konuşurken, üstü kapalı yeni bir Türkiye yaratacaklarını ima etmişti. Karacabey’i yöneten tüm bürokratlar oradaydı. Buz gibi bir hava esmişti ancak, salonda benden başka eleştirisel yaklaşım sergileyen olmamıştı. Birkaç dakikalık sessizlikten sonra Ö. K.’ye, Milli Eğitim Müdürü Sami Kaya’nın yanında, “Okul yaptırıp, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışlayamaz mısınız?” sorusunu yönelttiğimde, aldığım yanıt tüylerimin diken, diken olmasına neden olmuştu.
Ö. K.’nin yanıtı, “Kendi okulumuzu kuracağız.”
Ne demekti, “Kendi okulumuzu kuracağız.” Ö. K. devamını getirmedi. Sorularımı yanıtsız bırakarak yanımızdan uzaklaştı.
Keyfim kaçmıştı. İçeride, “Türkiye’de değil de, sanki başka ülkede bir araya gelmiştik” havası esiyordu. Fazla kalmadım ve salondan ilk ayrılan oldum.
Dile kolay, 20 yıl önce FETÖ’nün sapık olduğunu, 70’li yılların başında Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkıp yerine dini esaslara dayalı bir devlet düzeni kurmaya çalışmaktan İzmir’de tutuklandığını ve 7 ay hapis yattığını söylediğimde, vatan haini ilan edildim.
Aynı yıllarda Karacabey’de kurucusu olduğum Atatürkçü Düşünce Derneği’nin başkanlığını yürütüyordum.
Türkiye’yi parçalama taktiklerinin, genellikle yalan üzerine kurgulu karşı saldırılarla yaratılan algı içinde Atatürkçüleri ortadan kaldırmaktan geçtiği anlaşılmıştı ki, FETÖ, 1999’da Amerika’ya uçuruldu.
Sonra, 10 yıl süren FETÖ-AKP koalisyonunda hainlerin, Türkiye’nin böbrek yataklarına girdiği görüldü.
“17-25 Aralık” darbe girişimcilerinin habercisi oldu. Çevresi kuşatılan ve tamamen yalnızlaştırılan Recep Tayyip Erdoğan’ın, FETÖ’cülere karşı 5-6 yıl boyunca tek başına sürdürdüğü mücadele yeterli olmadı.
Türkiye, 15 Temmuz’da, uçurumun eşiğine gelmişken darbeciler, milletin bütünlüğü ile karşılaştı. Anlayacağınız darbe girişimcileri bütünlük içindeki millete tosladı.
Gelinen noktadaki Atatürkçü çizgi çok önemli fırsat yaratabilir.
Laikliğe sarılır, demokrasiye kurum ve kurallarıyla işlerlik kazandırılırsa, Türkiye’nin önü açılır.
Aksi halde, “Taksim’e o kışlayı yapacağım” diye inatla haykırmak, TSK’nın yaşam damarlarına oksijen pompalayan kurumları kapatmak, yeni tarikatlara zemin hazırlamaktan başka bir işe yaramaz.
Sapla saman karıştırılmazsa bir gecede, Atatürkçü olan şakşakçılara göz yumulmazsa, önemli bir fırsatı akılcı kullanma olanağının keyfi yaşanabilir.
*****
Aşağıda, 20 yıl önce, 01 Nisan 1996 tarihinde, Fethullahçılar Karacabey’de örgütlenirken, Meltem Gazetesi’nde yazdığım “KARSİAD” başlıklı yazıyı, yeni yapılanmadaki çalışmalara ışık tutsun diye aynen yayımlıyorum:
“KARSİAD
Tüzükteki tam adı: Karacabey İşadamları Derneği. Kısa adı: Karsiad.
Üç ay önce resmiyet kazanan ve gerçek yüzünü gizleyen bu derneğin başını Fethullah Hoca’nın Karacabey’deki müritleri çekiyor.
Bakmayın Karacabey İşadamları Derneği dendiğine.. Ne ararsanız, kimi sorarsanız bulabilirsiniz burada.. Karacabeyli işadamlarından başka..
Amaçları: Dini inançların kuvvetlendirilmesi. Milletin Refah’ının yükseltilmesi. Vatanın kurtarılması.. (Kimden kurtarılacaksa)
32 kısım, tekmili bir arada..
Yöneticileri Karacabeyli olduğunu söyleyen bir dernek düşünün.. Karacabey Kaymakamı’nı, Belediye Başkanı’nı, Garnizon Komutanı’nı, Emniyet Müdürü’nü, Savcı, Yargıç, Milli Eğitim Müdürü, Gençlik ve Spor Müdürü, Tarım Müdürü, Müftü, Siyasi Parti Başkanları, Oda Başkanları, kısaca ilçe yöneticilerinin hiç birini tanımıyor..
Uzayda yaşıyor sanki mübarekler. Yalan, dolan, din istismarı gırla gidiyor.
Şıhlarına, “Karacabey İşadamları Derneği”nin kısa adı Karsiad’daki “S” harfini sordum. Bunun yazım kurallarına uygun olmadığını söyledim. Fethullah Hocanın müritlerinden aldığım yanıt aynen şöyle oldu: “Demokratik seçim yaparak aldık “S” harfinin konulup konulmama kararını.”
Ne dersiniz, Karacabey İşadamları Derneği’nde yeri olmayan ancak kısa adı Karsiad’ın ortasına gizlendirilen “S” harfinin, “Karacabey Siyasi İşadamları Derneği” çağrışımı getirmiyor mu insanın aklına?
23 üyesi bulunan Karsiad, Karacabey’de düzeysiz bir randevu ile çıkarken vitrine, Büsiad ile Gesiad’ı dışlayıp, Atatürk düşmanı, sistem dışı bir partinin şemsiyesi altında palazlanan “Aktif İşadamları Derneği” ile dans etmeyi yeğledi.
Aynı Karsiad’ın Şıhı, “Uludağ Kültür ve Eğitim Vakfı” yüzünü gizleyerek, “Karacabey Öğrenci Yurdu” maskesi ile Karacabey’in ileri gelenlerine sözde hayır yapmak için yemek verdi.
Sanırsınız Müslümanlık onların tekelinde.. Vatanı yalnızca onlar seviyor.. Milleti bir tek onlar düşünüyor..
Karsiad nasıl bir dernekse, sisler bulvarında oynuyor. Dumanlı kulvarda rahatça yol alıyor. Binbir yüzüyle sürekli cephe kazanıyor.
Karacabey’e hayırlı uğurlu olsun!”

NOT: Sen misin “S” harfini soran. Vatan haini ve dış kaynaklı bölücü oluverdik. Mahkemelere gönderildik, yargılandık. Tabii ki aklandık. Türkiye’yi herkesten çok fazla sevdiğini söyleyen Karsiad’la ilgili yazımızın ikinci bölümünü Salı günü yayımlayacağız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.