Karacabey Ziraat Odası neden önemli?

Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü 760 oda ve 5 milyon üye sayısı ile tartışmasız Ziraat Odaları Birliğidir. 1963 yılında, “Vatan-Hürriyet-Ekmek” slagonuyla Ankara’da kurulan söz konusu bu kurum, Karacabey Ziraat Odası denilince ceket ilikliyor. Karacabey Ziraat Odası’nın, Türkiye’nin en etkin, en saygın ziraat odalarının başında yer aldığını söylüyor…
Neden acaba?
Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Karacabey için böyle söylüyorsa, bir bildiği var demektir. Biraz olsun durup düşünmemiz gerekir.
Yıl 1996.
Ziraat Odası’nda dürüst, çalışkan, üretken, uygulamacı ve emeğe saygı duyan çiftçi dostu Nuri Karaca Başkan. Hasan Karahasanoğlu ise 2. Başkan. Her ikisi de zıpkın gibi. Mazot fiyatları hızla yükselirken, çiftçinin aylarca ter akıtarak ürettiği ürünlerin para yapmaması gündeme geldi.
Anlayacağınız çiftçiyi sıkıntıya iten yanlış tarım politikalarını eleştirdiler.
Tansu Çiller başbakan.
Demokrat Parti kökenli çiftçi dostu bu ikili, kafa kafaya vererek Türkiye’yi sallayan, olağanüstü güzellikteki bir eylem gerçekleştirdi. Söz konusu mazot fiyatlarını protesto eylemine, 3 bin 500 traktörle katılan 35 bin çiftçi, 2,5 saat süreyle Bursa-İzmir karayolunu trafiğe kapattı.
Karaca ve Karahasanoğlu Cumhuriyet tarihinde bir ilke imza attı. Emekten yana dik duruşlarıyla gönüllerde taht kurdu.
Öyle ya, bu eylem salt mazot fiyatlarını protesto etmekle kalmadı. Demokrasi tarihimizin en büyük çiftçi eylemi olarak Avrupa’da yankı buldu. Fransa ve Belçika’daki televizyonların ana haberlerinde birinci sırada yer aldı. Türkiye medyası ise “Uyuyan dev uyandı” başlıkları attı.
Karacabey Ziraat Odası, çiftçinin alın terine sahip çıkarken, demokratik haklarını kusursuza yakın kullandı. Yüreğini ortaya koyarak genç demokrasimize işlerlik kazandırdı, demokrasimizin büyümesine katkı sundu. Türkiye Cumhuriyeti’nde büyüklüğü ve bütünlüğü ile ilkti bu eylem.
Hiç unutmam, eyleme gazetecilik görevim gereği katıldım. Tarihe altın harflerle kazınan anılara tanıklık yapmanın ayrıcalığını yaşadım. Hasan Karahasanoğlu ile rahmetli Hüseyin Atış’ın, benzin dökerek yaktıkları traktördeki alevlerin içinden güçlükle kurtarılırken ölümle burun buruna geldiklerini gördüm.
Her şeyin üzerinde tutulan görev anlayışı dedikleri bu olsa gerek.
Hiçbir ilin, hatta Genel Merkezin yapamadığını gerçekleştiren Karacabey Ziraat Odası’ na nasıl şapka çıkarmazsın?
Bir değil, beş değil, on değil. Ziraat Odası’nın başarılı çalışmaları saymakla bitmez. Nasıl etkin olmasın? Nasıl saygın olmasın? Çizgisini hiç bozmadı ki. Aynı heyecan ve aynı anlayışla bu günlere geldi.
En önemlisi de iktidar partileriyle uygar ilişkiler sürdürülürken, Oda’da siyasete izin verilmedi.
Ziraat Odası, Nuri Karaca ve Hasan Karahasanoğlu önderliğinde Pazartesi günü Borsa Salonu’nda bilmem kaçıncı genel kurula gidecek.
Dört yılda bir yapılan genel kurulda 85 delege, 21 kişiden oluşan meclis üyelerini seçecek. Meclis üyeleri de başkanını ve 7 kişiden oluşan yönetim kurulunu belirleyecek.
Geri sayım başladı.
Bir yanda, stajını Nuri Karaca gibi çok değerli bir ismin yanında tamamlamış ve Ziraat Odası’nın başkanlığını 4 yıldır başarıyla yürüten Hasan Karahasanoğlu. Diğer tarafta ise AKP’den yardım isteyen Erhan Erdem.
Bir yanda çiftçi için ölümüne koşan temiz bir isim: Hasan Karahasanoğlu. Diğer tarafta Ziraat Odası’na, “Domates çalıştayı”na katılmayacak denli uzak duran bir isim: Erhan Erdem.
Karahasanoğlu, deneyimi ve özverili çalışmalarıyla ağır basıyor.
Erdem’in ise deneyimsizliği ve Oda’ya şimdiden siyaset karıştırmaya çalışması tedirginlik yaratıyor.
Söz delegenin..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.