Yürütmenin başı!

17 Aralık’tan bu güne siyasetin cılkı, Türkiye’nin çivisi çıktı! Cevaplanamayan veya yalanlarla savuşturulmaya çalışılan bir sürü ucu acık soru!!! Başbakanın özrü kabahatinden büyük söylemleri! Ortaya çıkan Bakan çocuklarının eylemlerinden sonra oğlu Bilal ve kendisiyle ilgili tapeler kimyasını bozdu, iyice sapıttı! Yıllardır yaptığı yanlışları Balıkesir mitinginde “Hoca hakkında yanılmışım” diyerek itiraf ederek, yine mağdur edebiyatı yaptı! Yetmezmiş gibi milletin saflığından yararlanarak, “Bunlar Pensilvanya’dan emir alıyorlar, bunlar paralel devletin elemanları” gibi söylemlerle, yıllardır yaptığı yanlışları muhalefet yapmış gibi göstererek hedef gösterdi!
Diyelim ki tapeler, kayıtlar montaj. Varsayalım inandık! Hocayla ilgili söylemlere inanmak bir tarafa, Başbakanın bu söylemleriyle Türk milletini aptal yerine koyduğu aşikar. Adama sormazlar mı? Daha bir iki ay önce “Ne istediyseler yaptık, ne istediyseler verdik” diyen Başbakan değil miydi? Hocayı neredeyse evliya mertebesinde gösteren kimdi? Hocadan sürekli icazet alanlar kendileri değil miydi?
Şimdi bakıyoruz, “Paralel devlet, haşhaşi, terörist” daha bir sürü yakışıksız yakıştırmalar! Devletin bütün kademelerine Hoca’nın adamlarını sanki Sayın Kılıçdaroğlu ile Sayın Bahçeli doldurdu! Sanki bütün imtihanlarda soru cevaplarını Hoca’nın müritlerine bu şahıslar verdi! Bütün bu olanları bir tarafa bırakıp konuyu yazımın başlığına getirmek istiyorum. Sayın Kılıçdaroğlu Başbakana günlerdir “Baş çalan” diye hitap ediyor, Başbakanın tepkisi yok! Tapeler doğruysa, çok önemli ve çok büyük suç, önemli bir itham! Oysa Başbakan bundan daha basit ithamlarda Sayın Kılıçdaroğlu’na onlarca tazminat davası açtı! Başbakan, yargıyı yürütmeye bağladığı halde şimdi niye dava açmıyor acaba?
Sizleri bilemem ancak benim aklım çok karışık!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.