Karaca: Kimyevi gübreyi boykot ederiz!

Gübrede son bir yılda yaşanan yüzde 200’e varan fiyat artışlarının devam etmesi çiftçi ve gübre üreticisini karşı karşıya getirdi.
Karaca: Kimyevi gübreyi boykot ederiz!
* Geçen yıl sattığı 1 kg. buğday ile 1 kg. 700 gram gübre alan çiftçi, bu yıl 625 gram gübre alabildi. Gübredeki fahiş fiyat artışlarından dolayı isyan bayrağını çeken üretici sonunda ayaklandı.
Karacabey Ziraat Odası Başkanı Nuri Karaca, gübre sanayicisinin ve ithalatçısının faiş fiyatla piyasayı yönlendirdiğini ileri sürerek, boykotla tehdit etti.
Geçen yıl kuraklığın vurduğu çiftçi, ağır maliyetler altında da ezilmiş ve son yılların en fazla verim kaybı yaşanan dönemini geçirmişti. Özellikle son yıllarda uygulanan politikalar nedeniyle Türk tarımında yaşanan sıkıntıyı en fazla hisseden üreticiler, bu yılda kimyevi gübredeki faiş fiyatla boğuşuyor. Kimyevi gübredeki suni artışın devam etmesi halinde, boykotla karşılık verecekleri dillendiren Karaca, ”Gübre üreticileri ve ithalatçılar kendilerine çeki düzen versin. Gübre fiyatlarındaki bu artış devam ederse, ülke genelinde kimyevi gübreyi boykot edeceğiz. Kimyevi gübre olmazsa olmazlardan değil.
Gübre ihtiyacını organik ve sıvı gübreyle karşılayabiliriz. Bu da üretimde düşüşe neden olmaz. Bütün ilgili kurumlar ile yetkililere son uyarımızı yapıyoruz ve onları göreve çağırıyoruz” diyen Karaca, tepkisini dile getirdi.
Gübre fiyatlarındaki artışın çiftçileri zor durumda bıraktığını belirten Nuri Karaca, çiftçilerin gübre alamaz hale geldiğinin altını çizdi. Karaca, “Dolar aynı seviyede seyrederken, gübre fiyatlarındaki bu artış nereden kaynaklanıyor bilemiyoruz. 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren 15-15-15 gübre % 74.41, 20-20.0 gübre %82.02, DAP % 112.39, Üre %35, 33’lük Nitrat %60.89 ve 26’lık Nitrat %57.64 zam yedi. Üç aylık dönemde ise; 15-15-15 gübre 29.00 YTL’den 41.25 YTL’ye, 20-20.0 gübre 28.34 YTL’den 39.50 YTL’ye, DAP 41.25 YTL’den 63.40 YTL’ye, Üre 32.25 YTL’den 38.75 YTL’ye, %33’lük Nitrat 22.20 YTL’den 32.50 YTL’ye ve %26’lık Nitrat 17 YTL’den 26.80 YTL’ye fırlamıştır. Fiyatlardaki bu yükselme elbetteki üreticimizi olumsuz yönde etkilemiştir.
Brezilya, Arjantin ve Rusya’ya da ki bağımsız Türk Devletleri’nde “bio-dizel” elde etmek için yeni tarım alanları açıldı. Buradaki tarım alanlarına Kanola, Mısır ve Buğday ekimi hazırlığı yapılmakta, bu da gübreye olan talebi arttırmaktadır.
Dünya’da gübre yapımında kullanılan amonyum ve fosforik asit fiyatlarında artışlar meydana gelmiştir.
Azotun, elde edilmesinde kullanılan doğalgaz fiyatındaki artış nedeniyle, gübre fiyatları yükselmektedir. Ancak, hiçbir ülkede fiyat artışı %20’nin üzerine çıkmamış ve çiftçilerin kayıpları desteklemelerle karşılanmıştır. Türkiye’de özelleştirilen gübre fabrikaları nedeniyle dışa bağımlılığımız artmakta, buna paralel olarak gübre fiyatları tamamen sanayiciyle, ihracatçının insafına bırakılmıştır” diye konuştu.
Çiftinin kuraklıkla mücadele ettiği bir yıldan sonra şimdide gübre fiyatlarıyla boğuştuğunu belirten Karaca, “Önümüzdeki aylarda tarlasına gübre atması gereken çiftçimiz, fiyatların yüksekliği nedeniyle gübre kullanmamaya ve az kullanmaya başlarsa büyük bir rekolte kaybı olacaktır. Bu da kuraklıktan daha büyük bir tehlikedir. Hükümetin acilen duruma müdahale etmesi gerekmektedir. İlk etapta; Gübrede %18 olan KDV %1’e çekilmeli, fiyatlar geçen yıl ki fiyatlarına döndürülmelidir. Henüz açıklanmayan gübre destekleme bedelleri de arttırılmalıdır. Üretimin durmaması için bu tedbirler acilen alınmalıdır” dedi.
Şeker fabrikalarına bak
Şeker fabrikaları’nın 2008 yılı pancar alım fiyatını 10 YKRŞ / KG gibi komik bir fiyatla açtıktan sonra, pancar ekicisine verdiği gübre fiyatıyla üreticiye darbe üstüne darbe vurduğunu belirten Karaca, “Kompoze gübreyi geçen yıl 24 YTL’den veren Şeker Fabrikaları bu yıl torbasını 62 YTL’den vermeye kalktı. Pancar ekicisi bu fiyattan gübre alamayacağı gibi ekimden de vazgeçme noktasına geldi. Türkiye’nin hiçbir noktasında pancar kotaları doldurulamıyor. Bu yüzden büyük bir şeker ithalatı ile karşı karşıya kalacağız” diye konuşan Karaca, çiftçinin çıkmaza sürüklendiğini ifade etti.
33’lük Amonyum Nitrat’ın satışı yasaklanmalı
Teröristlerin bomba imalatında sıkça kullandıkları %33’lük Amonyum Nitrat gübresinin satışının yasaklanmasını isteyen Karaca, “Terör olaylarında sıkça kullanılan %33’lük Amonyum Nitrat içeren gübreler yasaklansın. Çiftçi kesimi olarak bu gübrenin, terör eylemlerinde patlayıcı madde olarak kullanılmasından rahatsızız. Ürünlerin azot ihtiyacını %26’lık Amonyum Nitrat, Üre ve Amonyum Sülfat gübreleri ile karşılayabiliriz. Günahsız insanlarımızın, asker ve polisimizin ölümüne yol açan %33’lük Amonyum Nitrat gübresinin yasaklanması tarıma hiçbir zarar vermeyecektir” dedi.
111
Leylek dostu köy sayısı 10’a ulaştı
Uluslararası Ramsar Sözleşmesi gereğince Bursa Valiliği tarafından oluşturulan Uluabat Gölü Yönetim Planı Kapsamı’nda kamu ve sivil toplum kuruluşlarının desteklediği “Leylek Dostu Köyler Projesi”ne önceki gün Karaoğlan Köyü’de katıldı.
Uludağ Üniversitesi Kuş Gözlem Grubu (Ulukuş), Doğal Hayatı Koruma Derneği (Ankara), İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün öncülüğünde yürütülen projeye Bursa’daki çok sayıda sivil toplum kuruluşu katkıda bulunuyor. Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Pror. Dr. İsmet Arıcı ve eşi Franzisca Arıcı, projenin akademik ve yürütme mimarlığını üstlenirken, her yıl gelişen bu etkinliğin Uluslararası Leylek Festivali’ne dönüşmesi de çevre dostlarının gurur kaynağı oldu.
2004 yılından bu yana sürdürülen çalışmalar sonucunda, Uluabat Gölü çevresinde yer alan Gölkıyı, Eskikaraağaç, Gölyazı, Fadıllı, Yenikaraağaç, Uluabat, Yolağzı, Yeşilova, Kumkadı köylerinin ardından Mustafakemalpaşa’ya bağlı Karaoğlan Köyü 10. Leylek Dostu Köy ünvanını elde etti. Hayvancılık ve meyvecilikle geçimini sağlayan köy halkı projeye büyük ilgi gösterdi. 400 haneli köyün elektrik kesintilerinden bunaldığını belirten köy muhtarı Mahmut Beyri, “Leylek dostu olmanın mükafatını elektrik hatlarının yenilenmesiyle gördük. Köyümüze ikinci trafo kuruldu ve elektrik kesintilerinden kurtulduk.” diye konuştu.
Bugüne kadar yapılan çalışmalar sırasında “Leylek Dostu Köy” ilan edilen yerleşim merkezlerindeki elektrik hatlarında izolasyonlu teller kullanıldığını belirten Proje Mimarı Prof. dr. İsmet Arıcı, bu yöntemle leylek ölümlerinin en aza indirildiğini söyledi. Kamu kurumlarıyla, sivil toplum kuruluşlarına desteklerinden dolayı teşekkür eden Prof. Dr. Arıcı, “Bursa’daki UEDAŞ yetkilileri de köylerde elektrik hatlarını değiştirerek, projeye büyük katkı sağlıyorlar. Şu anda 10. köyümüzde toplam 100 adet leylek yuvası platformuna ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi.
Karaoğlan Köyü’ndek önceki gün yapılan çalışmalar sırasında 15 adet platform kullanıldı. Köy halkının gönüllü olarak fiilen katıldığı etkinlikte UEDAŞ İl Müdürlüğü Tesis Müdürü Fuat Temiztürk ile yükletici firmanın şantiye şefi Doğa Yıldırım da hazır bulundu.
Uludağ Üniversitesi Kuş Gözlem Grubu (Ulukuş), köydeki ilköğretim okulu öğrencileri için bilgilendirme toplantıları düzenlerken, Yönetmen Mete Başar’in hazırladığı “Leylek Dostu Olmak” isimli belgesel filmin çekimlerine devam edildi. Başer’in sulak alanları ve leylekler dünyasını tanıtacağı belgesel, önümüzdeki Mayıs ayında TRT 1’de izlenebilecek.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.