Kamu spotları

Televizyonda ceza alan kanallarda komu spotları yayınlanıyor. Bunların hepsi sosyal duyarlılık mesajları içeriyor. Çevre, aile ,insan konularında insanların dikkatini çekmeye çalışan onları duyarlılığa çağıran küçük filmler .Bu filmleri izlediğimde önceleri bu spotları yapan ve yayınlayan kurum yada bakanlığın çok hayırlı bir iş yaptığını düşünüyordum. Ancak şimdi olanları görüpte ” bu ne perhiz bu ne lahana turşusu “ demeden edemiyorum.
Çevre Bakanlığı tarım arazilerinin korunması gereğini anlatan çok güzel bir kamu spotu yayınlamış. Filmin sonunu tarım arazilerine konut yapılmasına asla izin verilmeyeceğini söyleyerek bitiriyor. Bu filmi izlediğinizde sanırsınız ki tarım arazilerini korumaya çalışan bir devlet var [ ki öyle olması gerekir] ve onun karşısında da tarım arazilerine konut yapmak isteyen birileri var ve devlet onları uyarıyor diye düşünebilirsiniz. Halbuki hepimiz biliriz bu ülkede imar kanunu diye bir şey var. Yani binaların nereye yapılıp nereye yapılamayacağına dair devletin kanunları var. Belediyeler bu kanunlara göre nerelerin imara açılacağını belirler. Vatandaşta evini ona göre yapar. Tabii kanun tanımayan gecekonducular olabilir. Ama herkes bilir ki kimse boyundan büyük işlere kalkışmaz. Birilerine güvenmeden kimse beş kuruşunu riske atmaz. Yani devlet var olan kanunlarını uygulasa zaten tarım alanlarını korumuş olur.
Soma’nın Yırca köyünde olanları hepimiz duyduk. Orada köylüler tarım topraklarını üstelik kendi tapulu arazilerini termik santral yapmak isteyen şirkete karşı savundular. Yani kamu spotu yayanlayarak tarım topraklarını kormaya çalışan devlet Yırcadaki zeytinlikleri tarım arazisi olarak görmemiş olmalı ki koruma gereği duymadı. Ama köylüler tarım arazilerini kendileri korudular. Burada vijdanı olan herkese soruyorum bu şirket köylülerin tapulu malına zorla girip , onları oradan zorla döverek uzaklaştırarıp 6000 zeytin ağacını bir gecede kesme cüretini nereden buluyor?
Aslında hepimiz biliyoruz ki devlet bir yere bir şey yapmak isterse ne tarım arazisi dinliyor ne de yasa. Ama vatandaşlarını kamu spotları ile duyarlılığa çağırıyor. Bu spotlara inanıp da yeşili, korumaya çalışanları da Yırca’da, Validebağ’da olduğu gibi bir güzel dayak atıp gazlıyor. Olmadı tehdit ediyor. Ben istediğim yere istediğimi yaparım, kuralları ben koyarım, sen de uyarsın diyor. Bu çağda bu anlayış bu topluma daha ne kadar dayatılabilir bilmiyorum. Ama bu anlayışla gidebileceğimiz bir yer yok. Devletin de kendi koyduğu kurallara uyması gerekir.
Tarihimizde Sultan Süleyman’ı büyük yapan ona Kanuni denilmesinin sebebi kanun koyucu olması ve o kanunlara uymasından gelir. Sultan Süleyman bu kanunlara uyma konusunda o kadar titizdir ki kendi canını yakan kararları bile almaktan çekinmez. Osmanlı’ya özenen iktidarımıza hatırlatırız. Devlet kişilerin arzusuna göre değil kanunla yönetilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.