Kahramanlarına Sahip Çıkamayan Ülkeler…

Ekonomimizin Duyunu Umumiye’den yüz küsur yıl sonra ABD’li ajan firmaya teslim edilmesiyle başlayan tartışma, sonunda İsmet İnönü tartışmasına dönüştü. Resmi bir tören sırasında elinde Türk Bayrağının yanında ABD bayrağı da bulunan İsmet İnönü fotoğrafı naftalinli sandıklardan çıkarıldı. Çok sayıda fotoğraf karesinden bir tanesinde ABD bayrağının Türk bayrağından daha fazlasının görüldüğünü fark eden işgüzar danışmanlar mal bulmuş gibi fotoğrafı “reis”lerine yetiştirdi. O da hiçbir araştırma yapmadan bunu iç politika malzemesi yaptı. Olay kısa sürede ters teptiği gibi ülkemizin milli kahramanı İsmet İnönü ile ilgili bilgiler tazelenmiş oldu.
Atatürk’e doğrudan saldıramayanların İsmet İnönü’ye saldırmayı alışkanlık edindiği bilinen bir gerçektir. Saldırı her ne kadar ters tepse de olayın aslını öğrenmeyenler ABD bayrağı ve İnönü sakızını çiğnemeye devam edecek. Her kötü olayın bir de iyi yanı olduğu söylenir. Bu olayda da hiç değilse ülkemizdeki siyasal partilerin ne kadar ABD karşıtı olduğunu öğrendik ve İnönü’ye yapılan saldırıdan doğan üzüntümüz biraz olsun hafiflemiş oldu.
Ülkeleri ve ulusları ayakta tutan en önemli unsurlardan biri de milli kahramanları ve heyecanlarıdır. Kahramanlarına sahip çıkamayan ulusların başına gelenlerin hazin öykülerine tarih kitaplarında bolca rastlanır. “Reis”i örnek alan “reisçikler” de kendi alanlarının kahramanlarına saldırıyor.
Yaklaşık 180 yıl önce Orta Amerika Federasyonu lideri General Fransico Morazan’ın kahramanca ölümü öncesinde uğradığı ihanet ve sonrası, ülkesinin kendisine sahip çıkamamış olması sonunda federasyonun dağılıp parçalanması ile sonuçlanır.
3 Ekim 1792 tarihinde Honduras’ın başkenti Tegucigalpa’da doğan Francisco Morazan, Orta Amerika Federal Cumhuriyeti’nde 1830-1839 yılları arasında cumhurbaşkanlığı yapan bir politikacıydı. Honduras eyaletinin lideriydi. 11 Kasım 1827’deki ünlü Trinidat savaşındaki kahramanlıklarıyla sivrildi Morazan daha sonra 1842’deki idamına kadar Orta Amerika’nın siyasi ve askeri sahnesinin yıldızı oldu. Francisco Morazan, Orta Amerika’yı büyük ve ilerici bir ulusa dönüştürmeyi denedi ve geleceğe umutla bakan büyük bir düşünür olarak kabul edildi. Toprak reformu yanında diğer reformları yürürlüğe koydu. , Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve din özgürlüğü yanında , evlilik başta olmak üzere laik bir düzen kurarak kilise gücünü kısıtladı. Bu reformlar ona aynı zamanda güçlü düşmanlar kazandırdı. Rafael Carrera’nın liderliği etrafında toplanan ve kendi çıkarlarını korumak için birleşen muhafazakar liderler sonunda Orta Amerika’yı beş ülkeye böldü.
Orta Amerika Federal Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Guatemala’daki Anayasa Meclisi, Morazan’ı Federasyonun çalışmalarını inceleyen bir komisyon üyesi olarak atadı. Aynı komisyon, seçim bölgelerini, bölge kurullarını ve Federal Cumhuriyetin yönetim kurullarını belirledi. Bir yıl sonra Morazan’ın amcası Dionisio de Herrera , Honduras’ta Devlet Başkanı seçildi. 28 Eylül 1824’te Morazan’ı Genel Sekreteri olarak atadı.
Orta Amerika cumhuriyetlerini Kosta Rika, Guatemala, Honduras, Nikaragua ve El Salvador oluşturdu. Bu ülkeler bağımsızlıklarını yeniden kazanmış ve gevşek bir federal devlette birleşmişlerdi. Orta Amerika’daki gelişmeler fincancı katırlarını ürkütmüştü. Birliği parçalamak için harekete geçtiler. Morazan tehlikeyi gördü ve El Salvador’a gitti. Etrafına topladığı müttefiklerle birlikte birlik karşıtlarıyla Trinidat’ta büyük bir savaşa girişti ve bu savaştan zaferle ayrıldı. 11 Kasım 1926 tarihindeki bu zaferden sonra Morazan Honduras’ın Devlet Başkanı olarak ilan edildi. Ancak iç çatışmalar sürdü ve Morazan bunların üstesinden gelerek 1830 ve 1834’te iki kez Orta Amerika’nın Cumhurbaşkanı seçildi. 1839 yılında görevini tamamlamak üzere iken federal Cumhuriyet “yaşasın din” çığlıkları arasında çökmek üzereydi. Morazan görevini tamamladıktan sonra 1839 yılında bu kez El Salvador Cumhurbaşkanı seçildi. Ancak Morazan düşmanları Nikaragua ve Honduras’tan derlediği kuvvetlerle Morazan’ın üzerine yürüdü.
Morazan, 1840 yılında birliği yeniden oluşturmak için harekete geçtiyse de ihanetler ihanetleri kovaladı. 11 Eylül 1842 tarihinde Morazan’a karşı bir kalkışma başlatıldı. Morazan ve yanındaki 40 korumanın üzerine bin kişi ile saldırdılar. Morazan yakın arkadaşına Pedro Mayorga’ya başvurdu. Ancak Mayorga Morazan’ı sattı. Yakalanan Morazan San Jose merkezine götürüldü. Orada idam mangasının karşısına çıkarıldığında “ateş” emrini kendi verdi.
Francisco Morazan Orta Amerika Cumhuriyeti’nin sembolü oldu. Onun fotoğrafı faturalar, logolar ve pulların üzerine basıldı. Bugün büyük yerleşimler, mahalleler, okullar ve parklar, mirasını korumak için Morazan’ın adını taşıyor.
El Salvador, Morazan’a borcunu ödeyen ilk ülkelerdendi. 14 Mart 1887’de El Salvador Cumhuriyeti Ulusal Meclisi, “Morazan” ile “Gotera” bölümünün adını aldı. 1943’te Honduras, Tegucigalpa bölümünü Francisco Morazan olarak değiştirdi. 15 Kasım 1887’de Guatemala’da Tocoy Tzima kasabası Morazan adını aldı. 1945’te Nikaragua’da Port Morazan kuruldu. Kosta Rika, başkenti San Jose’nin merkezinde öldürüldüğü parka adını verdi.
Francisco Morazan’ın heykelleri ve büstleri Şili, El Salvador, Amerika Birleşik Devletleri, İspanya ve başka yerlerde meydanları süslüyor. En ünlü, en tartışmalı ve en hazin olan Tegucigalpa’nın Central Park’ta bulunan Morazan’ın atlı heykeli.
Geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz Güney Amerikalı ünlü yazar Eduardo Galeano Latin Amerika’nın Kesik Damarları adlı eserinde bu atlı heykelin hazin hikayesini yazar. Hikaye Gabriel Garcia Marquez tarafından da Nobel ödülü konuşmasında tekrarlanmıştır. Galeano’nun anlatımına göre Honduras hükümeti, Morazan için bir heykel yaptırmak üzere Paris’e bir heyet yollar. Bu heyet heykel için ayrılan paraları Paris batakhanelerinde tüketince bit pazarından bir heykel satın alırlar. Bu atlı heykel ise Fransız İmparatoru Napolyon’un ünlü Mareşali Ney’e aittir. Mareşal Ney Napolyon’un Waterloo savaşında büyük kahramanlıklar göstermiş ancak büyük ihmali ile de bu savaşın kaybedilmesine neden olmuştur. Tegucigalpa merkez parkında her Pazar akşamı müzik eşliğinde saygı gösterisinde bulunulan bu atlı heykel Morazan’a değil ünlü bir Fransız mareşaline aittir.
Ulusal kahramanlarına sahip çıkmayan, hatta ihanet eden ülkelerin parçalanacağı, sonunda kahramanının heykelinin sahte olduğu tartışılacağı örneği bizler için en önemli ders. “Reis ve reisçiklere” duyurulur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.