Kadının toplumdaki yeri

Birleşmiş Milletlerin son istatistiklerine göre dünya nüfusunun % 49,7 si kadın, ama ne yazık ki birçok ülkede kadınların çoğu şiddete ve baskıya maruz kalıyor. Başta eğitim olmak üzere, iş, siyaset gibi pek çok alanda kadınlara yönelik gizli veya açık bir ayrımcılık söz konusu. Örnek vermek gerekirse dünyanın 500 önde gelen firmasından yalnızca 13'ünde kadın yönetici var. Politika için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Ulusal meclislerdeki kadın oranı 23 ülkede %30'lara ulaşmış durumda. Diğer bir taraftan dünya çapında 2 milyonu aşan yoksulların %70 i kadın, okuma yazma bilmeyenlerin oranı da 2/3! 

Bu bahsettiklerim dünya çapındaki verilerdi. Orta Doğu' ya baktığımızda durum çok daha olumsuz… Çoğunluğu Müslüman olan bu ülkeler genelde kadını ikinci sınıf bir varlık olarak görüyor. Bunu da sözde Peygamberimizin (s.a.v) hadislerine dayandırıyorlar. Oysa herbiri hurafe olan bu hadislerin ne Kuran'da geçen ayetlerde ne de Peygamberimizin (s.a.v) yaşantısında böyle bir örneği yok. Kuran'da kadın ve erkeğin sahip olduğu tüm hak ve özgürlükler eşit tutulmuştur. Peygamberimizin hanımı Hz. Hatice (r.a) ticaretle ilgilenen sosyal hayatta aktif olan bir kişiydi. O devirde kadın ile erkek hayatın çeşitli alanlarında birlikte yer almışlardır.

Toplumlardaki bağnaz anlayış dolayısıyla kadınlar erkeğe göre aklen daha zayıf görülüyor. Uydurma bazı hurafeler nedeniyle kadın yarım insandır gibi son derece yanlış düşünceler söz konusu. Kadının, bedenen erkekten daha güçsüz olması , ruhen de onlardan daha zayıf olması gerektiği şeklinde yanlış bir inanç hakim. Bu bozuk mantık tarihin çeşitli döneminde de karşımıza çıkmış ve insanları son derece yanlış uygulamalara itmiştir. O devirde yeni doğan kız çocukları değersiz görülüp diri diri toprağa gömülmüştür.

Bu bağnaz anlayışın ortadan kaldırılması ve İslam'ın ruhunda böyle bir düşüncenin olmadığının insanlara anlatılması ciddi bir eğitim gerektirir. Artık günümüzde kadınlar pek çok alandaki bilgi ve becerileriyle bu ön yargının geçersizliğini ortaya koymaktadırlar. 

Yüksek şefkat, merhamet hislerine sahip,  sanat, estetik, güzellikten çok hoşlanan kadınları artık hayatın her alanında görmeliyiz. Kadınlara toplumda hak ettikleri değeri vermeli, kadın hakları ön plana çıkmalıdır. Kadınlar hak ettikleri değerleri alabilmelidir. Kadın hakları ile ilgili kaynağın Kuran olduğu daima hatırda tutulmalıdır.

Unutmayalım kadın özgürlüğünün kısıtlandığı bir dünyada barıştan, huzurdan, sevgiden bahsetmek pek mümkün değildir.  

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.