İzin verme, BEKLET!

Kız çocuklarının erken yaşta (9) evlilik yapabileceğini onayladığı söylenen Diyanet İşleri Başkanlığı, halkın erken yaşta evlilik konusuna tepki vermesi üzerine 2 Ocak 2018 günü bir basın açıklaması yapmış.
Diyanet’in internet sitesinde yayınlanan açıklamada şöyle yazıyor:

Bugün bazı basın yayın organlarında yer alan, Diyanet İşleri Başkanlığının kız çocuklarının erken yaşta evlenebilecekleri yönünde açıklamada bulunduğuna dair haberler asılsız olup, kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır.
Dini Kavramlar Sözlüğü adlı yayınımızdaki tanım ve maddelerin çarpıtılmasıyla böyle bir iddia üretmek iyi niyetle izah edilemez.
Kız çocuklarını anne olma ve aile kurma sorumluluğuna sahip olmadan, psikolojik ve biyolojik olgunluğa erişmeden evlendirmek, nikâhta rıza ve irade hürriyetini şart koşan İslam dini ile bağdaşmaz.
Nitekim Başkanlığımız, tarihi boyunca erken yaşta evliliklere asla onay vermemiştir, vermeyecektir. 
Kurumumuz tarafından gerçekleştirilen Din Şuraları ve İl Müftüleri Seminerleri gibi üst düzey toplantıların Sonuç Bildirgelerinde, kız çocuklarını erken yaşta evlendirmenin asla dini referanslarla desteklenemeyeceği defalarca kayda geçirilmiştir. Din İşleri Yüksek Kurulumuzun görüşü de bu yöndedir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur. 
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

* Yapılan bu basın açıklaması ile Diyanet İşleri Başkanlığı halka, “Siz bizi yanlış anladınız” demiş kısacası.
Yanlış anlaşılıp anlaşılmadıklarını anlamak için yine Diyanet’in internet sitesine bakalım o zaman.

Anasayfa /  AİLE HAYATI /  Evlilik (Nikâh) sekmesinde pek çok alt başlık var:
Evlenmenin dinî hükmü nedir?
Kendileriyle evlenilmesi haram olan kadınlar kimlerdir?
Kişi hangi akrabaları ile evlenemez?
Ehl-i kitaptan biri ile evlenilebilir mi?
Müslüman kadın gayrimüslim bir erkekle evlenebilir mi?
Nikâhın tescili şart mıdır?
Resmi nikâh kıydıran kimse ayrıca dinî nikâh kıydırmalı mıdır?
Nikâhta şahitliğin hükmü nedir?
Velisiz kıyılan nikâh geçerli midir?
Gizli nikâhın hükmü nedir?

NİKÂH
Sözlükte “evlenmek ve cinsi ilişkide bulunmak” anlamına gelen nikâh, bir fıkıh terimi olarak, karşı cinsten iki kişinin, birlikte yaşamalarına ve karşılıklı yardımlaşmalarına imkân veren ve taraflara karşılıklı hak ve sorumluluklar yükleyen bir sözleşmedir. Medenî bir sözleşme olan nikahı Hz. Peygamber tavsiye etmiş ve “Nikâh benim sünnetimdir.” buyurmuştur (İbn Mâce, Nikâh, 1). Evlilik, kişiyi zinadan korur, insan neslinin devamını sağlar. Kişinin gayri meşru ilişkiye girme tehlikesi bulunması halinde evlenmesi vaciptir. Buna karşılık, eşlerin birbirine karşı olan hak ve sorumluluklarını yerine getiremeyeceği ve haksızlık yapacağı kanaatinin ağır basması halinde ise mekruhtur. Bunların dışında evlilik sünnettir. Nikâhın, iki şahit huzurunda tarafların irade beyanında bulunmak suretiyle akdedilmesi gerekir. Buluğ çağına erişmiş kadının velisi olmaksızın kendisinin nikâhlanabilmesi mümkün olmakla birlikte, velisinin de bulunması menduptur. Nikâhın sahih olması için, evlenecek kişilerin evlilik engelleri bulunmamalıdır. Şartlarına uygun olarak gerçekleşen evlilik; dinin izin verdiği ölçüler içinde eşleri birbirine helâl kılmakta, hısım akrabalığı, nesep, miras, mehir, nafaka gibi hukukî sonuçlar doğurmaktadır. Hukuken tanınmayan evlilikte, bu sonuçlar güvence altına alınamadığından, resmen tescil ettirilmeyen evlilik kanunen suç olduğu gibi, dinen de doğru değildir

BULÛĞ
Sözlükte “ulaşmak, yetişmek, iş gayesine varmak gibi” anlamlara gelen bulûğ, fıkıh terimi olarak, bir kimsenin çocukluk dönemini bitirip, ergenlik çağına ulaşması demektir. Bulûğ çağına ulaşan kimseye bâliğ denir. Ergenlik yaşı çocuğun vücut yapısına ve iklim şartlarına göre değişebilir. İslâm hukukçularınca bulûğ çağının alt sınırı, erkekler için 12, kızlar için 9 yaş olarak belirlenmiştir. Bu yaşa ulaştıktan sonra erkeğin ihtilam olması, baba olabilme devresine girmesi; kızın da adet görmesi, gebe kalabilmeçağına ulaşması fiilî olarak bâliğ olmalarıdır. Ancak erkek ve kızlar 15 yaşlarına ulaştıklarında, kendilerinde bu erginlik alametleri görülmese de bâliğ olduklarına hükmedilir. Buluğ, kişinin dinen mükellef sayılıp, yetişkin insan statüsünü kazandığı dönemdir. Bu çağa ulaşan ve akıllı olan kimse artık tam edâ ehliyeti kazanır. Böylece, ibâdet, helal ve haram gibi dinî hükümlere muhatap; cezâî, malî ve hukukî yükümlülüklere ehil olur.

* Konu ‘erkeğin ihtilam olması, baba olabilme devresine girmesi; kızın da adet görmesi ve gebe kalabilmesi’ne gelince kendimi bir belgeselin ortasında buldum sanki. Çiftleşmeye hazır olup olmadığını anlamak için sürüdeki dişilerin anüsünün şişkinliğine, kızarıklığına ve salgıladığı kokuya bakan maymunlardık sanki.

MAYMUNLAR ve İNSANLAR
Maymunlar insana en yakın canlı türü. Bunların da kendi içinde alt türleri var ve çiftleşme bakımından her biri farklı bir özellik taşıyor.
Şebekler ömür boyu tek eşli iken, şempanzeler birçok dişi ve erkeğin olduğu topluluklar halinde yaşıyor ve rastgele çiftleşiyorlar. Gorillerde ise bir tek baskın erkeğin çok sayıda dişiyle çiftleşmesi söz konusu.
Her erkeğin bir tek dişiyle çiftleştiği canlılarda rekabet pek olmadığı için erkeklerin onları güçlü gösterecek boynuz, yele gibi uzantılara ihtiyacı olmuyor. Aynı canlının erkeği ile dişisi arasında büyüklük ve boynuz gibi görünüş farklılığının belirgin olduğu canlılarda tek eşlilik olması ihtimali az.
Örneğin tek eşli şebeklerde erkek ile dişi arasında bu tür farklar pek yoktur. Gorillerde ise erkek goril dişiden çok daha büyüktür. İnsan ise ortalarda bir yerde denebilir.
Aynı şekilde tek eşli canlıların erkeklerinde testislerin büyük olması gerekmiyor. Fakat tek eşli olmayanlarda daha fazla sperm üretebilmek için testisler de daha büyük oluyor.
Bazı uzmanlara göre, insanların çiftleşme stratejisi, tek eşli şebeklerden çok, rastgele çiftleşen şempanzelere ve “serbest aşk” uygulayan bonobolara daha yakın.
Kısacası, hayvanlar aleminde sekste tek eşlilik bir efsaneden ibaret. Böyle olduğu nadir zamanlarda ise pragmatik nedenler söz konusu.
Ancak, eşler arası bağın gelişmesini sağlayan evrimsel nedenler yavruların öldürülmesine dair olsa da o bağı yaşayan çiftler arasında bilinç durumuna göre sevgiye benzer bir bağın olduğundan söz edilebilir.

İnsanlar doğal haline bırakılsa tek eşli olmayabilir belki ama insanı insan yapan en önemli özelliği içgüdülere karşı durabilmesi.
Kaynak: http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/03/160310_vert_ear_hayvanlarda_tek_eslilik
**** 
Yazının bundan sonrasında birkaç kelam da ben edeyim:
* Kişinin mükellef kişi sayılıp yetişkin insan statüsü kazanmasını resmi sitemizde sadece “bedenen hazır olmak” olarak açıklarsak, bu anlatım yetersiz kalır ve her yoruma açıktır. Aklı bâliğ olmak ile Bedeni bâliğ olmak aynı kefeye konulamaz. Mesela o zaman 18 yaş altına yasaklanan her şey erkekte 12 yaş, kızlarda da 9 yaşa indirilmesi talep edilebilir.
Evlilik için gereken kurallardan birinde bulûğa erme kavramı yeterli sayılınca, insanın aklına sadece “Hayvanlardaki gibi çiftleşmeye/üremeye hazır olmak” kavramı gelir.
Oysa insanlar sadece çiftleşmez, anne-baba olur, evlâtlarını büyütür ve yıllarca, hâttâ ölene dek onları koruyup kollarlar. O yüzden yetişkinlikte ve mükelleflikte bedeninin baliğ olmasından ziyade aklın baliğ olması öne çıkar.
* Erken evliliklerde yaşanan erken doğumlar annenin ölümüyle sonuçlanabilir. Çünkü vücut henüz doğum yapabilmeye hazır değildir. (Kişinin regl olmaya başlamış olması evliliğe ve doğuma hazır olduğunu göstermez, sadece üremeye hazırlanmaya başladığının emarelerinden biridir.)
* 12 ve 9 yaş ölçüleri kızların aklının ve bedeninin erkeklerden erken olgunlaştığı demek midir?
* Neden tüm konular kadının kiminle evlenip evlenmeyeceği üzerinde dönüyor ve neden bunun karar vericisi erkekler oluyor? Hem biz kadınlar siz erkeklerden 3 yıl önce olgunlaşmıyor muyduk?
* Diyanetin sosyal konularda ettiği fikirler yasaların ve bilimin üzerinde midir?
* Diyanetin, dolayısıyla camideki imamın sözlerini ölçü alarak bu verileri yorumlayamayan vatandaşın suçu ne?
* 9 yaşındaki kızınızı evlendirir miydiniz?
* 9 yaşında bir gelininiz olsun ister miydiniz?
* 9 yaşında bir kumanız olsun ister miydiniz?
* Kız çocuk her anlamda kullanılacak bir mal mıdır?
* Ya 9 yaşında “kendi rızası” ile evlenen çocuğun rızası 11 yaşında başka birisine kayarsa?
* Kız çocukları velileri marifetiyle erken evliliğe teşvik edileceklerine, devlet küçük kızları erken evlendirmemelidir. Veli izin verse de devlet “BEKLE” demelidir. Bekle derken neden beklemeleri gerektiğinin altını çizmeli, eğitimini vermeli ve kişilerin yasal olmayan yollara gitmesinin önünü kesmelidir.
* Küçük bir kıza ilgi duyan yetişkin bir erkek pedofilik değil midir ve pedofili suç değil midir?
* Neden kız çocukları doğduklarından itibaren hep gelin gibi süslenir? Neden ağabeyinin sünnet cemiyetinden tut da hatim törenine kadar pek çok cemiyette küçük kızlara gelinlik giydirilir?
* Neden evlenmek “aile kurmak” olarak değil de “evlenme etkinlikleri” olarak görülür?
* Neden evliliklerde “koltuk-halı-perde” uyumu “ruh ve ten” uyumunun önüne geçer?

Gördüğünüz üzre soruların ardı arkası kesilmiyor.
İsyan edilen kavramlar ile kabul edilen kavramlar hep birbiriyle çelişiyor.

Oysa çocuk yaştaki evlilikte doğru tektir:
Gelecek nesillerin sağlığı bakımından oyun çağındaki bir kız çocuğa gelinlik giydirilip o kızın tüm çocukluğu Duvağın altındasın “SOBE!” denilerek sobelenemez.
Bu oyun değil SUÇTUR.
Devlet bu suça aracılık edemez.
Devlet bekletir, izin vermez…

UNICEF Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde der ki;
“Ulusal yasalarca 18 yaşın altındaki her insan çocuk sayılır. Hakların hepsi, istisnasız bütün çocuklar için geçerlidir. Çocuğun hangi biçimde olursa olsun ayrımcılıktan korunması ve haklarının savunulması için yapıcı girişimlerde bulunulması devletin yükümlülüğüdür.”

cananekncylmz@gmail.com'

Canan Ekinci Yılmaz

1 Nisan 1963 Karacabey doğumlu. Karacabey Lisesi mezunu. 5 Ekim 2010 itibariyle yazar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.