İDLİB’TE NE İSTENİYORDU, NE OLDU?

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Atatürk döneminde Sovyet dostluğuna büyük önem verilir. 1932 yılında biz Milletler Cemiyeti’ne, 1934 yılında da bizim desteğimizle Sovyetler MC’ye alınır. Her alanda iş birliği yapılır. Karşılıklı güvene önem verilir.

Atatürk her konuşmasında Sovyetler için “büyük komşumuz” der. Atatürk’ün son vasiyeti de Sovyet dostluğudur. Bunu da yazar Zekeriya Sertel, Celâl Bayar ve Tevfik Rüştü Aras’ı şahit göstererek şu ifadelerle açıklar:

“Sovyetler Birliği’ne karşı asla bir saldırı politikası gütmeyeceksiniz. Doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak Sovyetler’e yöneltilmiş herhangi bir antlaşmaya girmeyecek ve böyle bir antlaşmaya imza koymayacaksınız.”

(Zekeriya Sertel, Hatırladıklarım, Yaylacık Matbaası, İstanbul, 1968, s.217.)

. . . . . . . . . . . . . . . .

SETA Genel Koordinatörü ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanlarından Burhanettin Duran’ın, aralarında sadece 1 hafta olan 2 farklı “İdlib” yorumu:

29 Şubat 2020:

“Washington’da ‘Suriye’de Rusya’ya karşı askeri angajmana girmeyelim’ havası hakim olursa hem Türkiye ile ikili ilişkileri toparlama fırsatı kaçırılır.

Hem de NATO ve ABD’nin Türkiye’yi yine yalnız bıraktığı duygusu Türkiye kamuoyunda derinleşir.

“Gerçek dostunuzun, müttefikinizin biz olduğunu anladınız mı” mealindeki cümlelerin bugüne hiçbir katkısı yok.

Gün söylem değil eylem zamanı.”

07 Mart 2020:

“5 Mart mutabakatıyla İdlib’de yeni bir çatışmasızlık düzeni oluşturuldu. Mutabakat Ankara ve Moskova’nın Astana ve Soçi süreçlerine bağlılıkta uzlaştıklarını da gösterdi. Daha önemlisi, Türkiye ve Rusya, İdlib’deki çatışmayı durdurarak ikili ilişkilerin ana çerçevesini korudu. Başkan Erdoğan ve Putin’in 2 saat 40 dakikalık görüşmede İdlib ve Libya ile birlikte geniş bir değerlendirme yaptıkları anlaşılıyor. Erdoğan’ın, Putin’in Libya’daki Wagner hakkında olumlu adım atacağını beklediğini söylemesi liderlerin müzakeresinde ‘İdlib’den öte bir boyut’ olduğunun işareti. Böylece Ankara ve Moskova arasında ‘kopuş’ bekleyenlere bu fırsat verilmedi…”

. . . . . . . . . . . . . . .

Ak Parti külliye aklı, Abdülhamitçilik oynama ve sözde Danışman tanımlı provokatörler aracılığıyla İdlib’te ABD tuzağını göremedi.

Mhp, “Şam’a girelim, Yansın İdlib, Kahrolsun Esad” adlı ucuz kahramanlık edebiyatı yaptı.

Muhalefet, Rusya aleyhine demeçler verdi. Hakaretler etti. Erdoğan, Rusya’ya giderken “topuklarını vurdura vurdura gidiyor” dedi.

Anlı şanlı sözde Demokrasici Tv ve gazeteler Erdoğan kini ile Türkiye ‘yi Suriye ile savaşa sokacak programlar yaptı.

Yandaş Basın Erdoğan “Fatih” ilan etti. Abdülhamitçilik oynamaya devam etti. Hala aynı sazanlığa devam ediyorlar. Abdülhamitçilik BİTTİ. BURASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ!

Veeeee….

Kemalistler, Gerçek Yurtseverler, Ulusal Güçler anında birleşti. Yeniden, yine, durmaksızın Tam Bağımsız Türkiye dediler. Yeniden, yine durmaksızın Milli Demokratik Devrim dediler. Rusya ile mutabakata varıldı.

Bu arada ABD neler yaptı neler! HTŞ adlı terör örgütünü, terör listesinden çıkardı. Silah desteğini vermeye başladı. Neyin karşılığında? Tuzağı fark edemeyen Akp mühimmat isteyince, bedeli buydu. Son anda Akp tuzağa düşürülmedi.

HTŞ nasıl bir örgüt? Dinci-Dinsiz! İhvancı, sapkın! Bölücü! Kadın düşmanı! Türkiye ‘de 1200’e yakın tutuklu militanı var. 20 ilde örgütlüler. Bir dönem Cilvegözü-El Bab’ta gümrüklerin denetimi ellerindeydi. 17 bin ila 22 bin arasında militanı var. (Bu militanların arasında Chp-İyi Parti -Saadet Partisinin desteklediği, ağırladığı Türkistan İslam Partisi teröristleri de var. Yanı sıra İdlib’e yardım amacıyla yiyecek-giyecek toplayan kimi kurum ve kuruluşların yardımları Türkistan İslam Partisi adlı bu terörist örgüte de gidiyor.) Amaçları Şam İslam Devleti kurmak. İdlib’in içinde yuvalandılar. Türkiye, Rusya, Suriye’yi düşman ilan ettiler. İdlib’te yürürlüğe giren ateşkesi tanımadıklarını açıkladılar.

Acaba Ocak ayında ABD, HTŞ’yi birden terör örgütü listesinden niye çıkardı?

HTŞ, neden üç ülkenin askerine saldırıyor?

Trump, mutabakat sonrası “Türkiye ve Suriye ne halleri varsa görsünler. İsterse savaşsınlar. Bizim Suriye’de kara gücümüz Pkk/Pyd var” demecini niye verdi?

Hangi ülkelerin üflemesiyle iktidara ve muhalefete yandaş basın Rusya’ya sallamaya başladı?

Kimler Suriye ile savaşa istekli? Kimler ve ne amaçla bunu bekliyor, istiyor?

Sonuç….

Seta, iktidara ve muhalefete yandaş basın, ABD-İsrail birer provokatördür!

Seta derhal lağvedilmelidir!

Danışmanların tümü kovulmalıdır!

Atatürkçü geçinen kimi muhalefet partileri ATATÜRK ‘ü öğrenmeli!

İktidar ve iktidara yandaş basın şunu öğrenmeli. BURASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ. BURASI ATATÜRK ‘ÜN İLKELERİ İLE AYAKTA DURAN VE DURACAK BİR DEVLET.

AB DÜL HA MİT Çİ LİK BİİİİT Tİ. SON. KOCA İMPARATORLUĞU EMPERYALİZME SATAN O MECZUBUN DÖNEMİ BİR DAHA GERİ GEL ME YE CEK!

Ve Sözde ATATÜRKÇÜLER,

Artık susun. KEMALİZMİ bilmiyor, okumuyor, anlamıyorsunuz. Yetmezmiş gibi düşüncelerini yok sayan Batı Emperyalizminin ağzıyla konuşuyorsunuz. Erdoğan kininiz ile TÜRKİYE CUMHURİYETİNE olan sevginizi yok ediyorsunuz.

AÇIKLAMA:

İktidar yanlılarına; provokatör yandaş kurum, kuruluş ve basının gazına gelmeyin.

Muhalefet yanlılarına; Erdoğan kininizle Türkiye Cumhuriyetinin Vatan Bütünlüğüne ve Ulus Birliğine zarar veriyor. ATATÜRKÇÜ gözükerek ATATÜRK ‘e ihanet ediyorsunuz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.