“HAKTAN, HUKUKTAN VE ADALETTEN VAZGEÇMEYİZ!”
CHP İlçe Başkanlığına yeniden aday olan Gönül Avil, partili partisiz yurttaşların büyük bir coşkusuyla karşılaştı. Salonun dışına taşan kalabalığın içtenlikli desteği karşısında çok mutlu olduğunu söyleyen deneyimli siyasetçi Gönül Avil’in, kendisine gösterilen yoğun ilgiden dolayı zaman zaman heyecanlandığı ve duygusal anlar yaşadığı görüldü.
Salı günü CHP İlçe Merkez binasında başkanlığa bir kez daha aday olduğunu açıklayan Gönül Avil, kucaklaşma süreciyle yeni bir dönem başlatacaklarına dikkat çekti.
CHP Genel Merkezin isteği doğrultusunda tek listeyle gerçekleşmesi beklenen kongrede, Gönül Avil’in dışında şu ana kadar aday olacağını söyleyen isim olmadı.
CHP üyelerinin hemen hemen yüzde 95’nin isteği karşısında daha fazla direnemeyen Gönül Avil, siyasete yeniden dönmek zorunda kaldığını özetle şöyle açıkladı: “Söz konusu vatansa, gerisi ayrıntıdır.”
Avil’in kısa değerlendirmesine ise partililer, “Gönül Avil’le yerel seçimleri kazanacağımıza belki de ilk kez bu kadar çok yaklaşmış durumdayız” yanıtı verdi.
Gönül Avil’in aday olmasını, alkış yağmuruyla karşılayan CHP tabanında büyük memnuniyet yaşandı.
İçtenlikli bir destek karşısında heyecanını gizleyemeyen Avil, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sizlere şu anda, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet sayesinde özgürce seslenebiliyorum. İnsanı insan yapan, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in özgür bir kadını olarak partime ve Karacabey halkına layık bir çalışma içinde olacağıma söz veriyorum.” dedi.
İlçe Başkanı Süleyman Tuğ, meclis üyeleri, eski ilçe başkanları ve çok sayıda CHP’linin de yer aldığı adaylık açıklamasına, kendisine destek verenlere teşekkür ederek başlayan Gönül Avil, “Salonu hınca hınç dolduran güzel insanların buradaki varlık nedenleri Cumhuriyet Halk Partisi sevgisidir. Bu sevgiye layık olmak için bana ve yönetim kurulumuza büyük görev düştüğünü görebiliyorum.
Sizinle beraber çalışmaya “Varım” diyen partili arkadaşlarımın yoğunluğu beni fazlasıyla mutlu etmiştir. Hele, hele, “Beni nerede uygun görürseniz, orada görevlendirin” diyerek karşılıksız destek veren arkadaşlarım, çalışma heyecanımı en üst düzeye çıkartmıştır. Kendilerine teşekkür ediyorum.
Yeniden Başkan olursam, parti içi kavganın değil, Cumhuriyet Halk Partisi’ne sevdanın yönetimi olacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Çağrım şudur: eteğimize yeni taşlar koyma yerine, yüreğimizi sevgiyle dolduralım. CHP’de saygı, sevgi ve kucaklaşmayı öne çıkaralım. Eski genel başkanlarımızdan Sayın Deniz Baykal’a sağlık dileklerimle onun şu veciz sözünü hatırlatmak istiyorum: “Kavgalı aileye kız vermezler, kavgalı partiye de oy vermezler.” Kavganın değil, Cumhuriyet Halk Partisi için mücadele etmenin sözünü veriyorum. Parti içi küçük hesapların değil, Türkiye sevdalısının yönetimi için var olacağız. Oluşturacağım yönetim kurulu da bu anlayışta olacaktır.
Ülkemizde hak, hukuk, adalet ve demokrasi egemen olsun ilkesini benimseyen diğer siyasi partilerle omuz omuza olacağız. Demokrasi ittifakının gelişmesi için varımızı yoğumuzu ortaya koyacağız. Anayasal çerçeve içindeki demokratik partilerin güç kaynakları, ilkeleri ve örgütüdür. İlkelerinden güç almayan, örgütünü başarıya hazırlamayan bir siyasal parti ancak kişilerden medet umar. Böyle bir Cumhuriyet Halk Partisi’nin bugünün AKP’sinden farkı kalmaz.
Cumhuriyet Halk Partisi kişilere değil, ilkelerine sarılmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak genelde ve yerelde iktidar olacağız. Bunu topluma iyi anlatmalıyız. Bunun için yüreklice meydan okuyarak iktidarı istemeliyiz. CHP zamanının geldiğini her ortamda haykırmalıyız. Biz, iktidar olmak için AKP’nin zayıflamasına değil, kendi gücümüze dayanmalıyız. Biz çalışmazsak, halktan, haktan, adaletten ve emekten yana programımızı iyi anlatmazsak, AKP’nin düşüşüne kendimizi kaptırarak iktidara gelemeyeceğimizi unutmamalıyız.
Cumhuriyet Halk Partisi saraya karşı halk evi olmalıdır, Cumhuriyet Halk Partisi halkın evi, halkın yeri, halkın yuvası olmalıdır. Başarı; doğruların, dürüstlerin ve insandan yana olanların ödülüdür. Bunu tarih de böyle yazmıştır.
Sözlerime, Nazım Hikmet’in şu dörtlüğü ile son vermek istiyorum:
Yok öyle umutları yitirip / Karanlıklara savurmak / Unutma, aynı gökyüzü altında / Bir direniştir yaşamak.”