Gün, 14 Kasım’dır

Mustafakemalpaşa’da aylardır diken üstünde yaşayan “Tehlikeli Atık Projesi” karşıtları eyleme hazırlanıyor.
            Halkın yüzde 99’nu temsil eden Sivil Toplum Platformu bu güne kadar çaldığı tüm kapıların yüzlerine kapanmış olmasından bıkmış olacak ki, büyük bir bütünleşme örneği sergileyerek kararlı olduklarını göstermek istiyor. Demokratik haklarını sonuna kadar kullanacaklarını söylüyor.
            “Tehlikeli Atık Projesi”yle Mustafakemalpaşa’nın yok olacağını defalarca dile getiren Platform Başkanı Seyit Ali Geçici, “Çocuklarımızın geleceği üzerinde kumar oynanmasına izin vermeyiz. Torunlarımıza, havası, suyu, toprağı temiz bir Mustafakemalpaşa borcumuz var. Bu borç namusumuzdur. ‘Tehlikeli Atık Projesi’ ise namus düşmanlığı yapıyor. Yasaları çiğneyerek cinayetten de öte katliama soyunuyor” diye konuşuyor.
            Duyarlı halkın bu konudaki çığlıkları aylardır yankılanıyor.
            Kaymakam, Vali, Çevre Bakanlığı duymuyor, görmüyor.
            Demokrasi havarileri nerede? Demokratikleşme adına açılanlar hangi denizlerde yüzüyor?
            Hukukun üstünlüğünü savunduğunu söyleyenler ne yazık ki sus pus olmuş durumda.
            Bu sütunlarda defalarca gündeme getirdim.
            Marzinc’çilerin 22.04.2009 tarihinden sonraki uygulamaları yasal değildir. Nasıl oluyorsa, “Tehlikeli Atık Projesi” inatla yol alıyor.
            Başbakan’ın desteklediği söylenen, Vali’nin göz kırptığı görülen, “Proje” birinci sınıf tarım toprakları üzerinde kurulmak isteniyor.
            Oysa, “Tehlikeli Atıkçılar”ın dayanak gösterdiği gerekçe, Bursa 1/100.000 ölçekli 2020 Çevre Düzeni Plan İlkeleri’nin 6.1.2.2.1. maddesinde “Sehven” yer alan yanlışlık, Valiliğin 22.04.2009 tarihli düzeltme yazısı ile geçerliliğini yitirmiştir.
            Yani, “Tehlikeli Atıkçılar”ın söz konusu bu tarihten sonra yaptıkları çalışmalar kaçaktır. Hukuk dışıdır. İdare-i Maslahatçılıktan kaynaklanmaktadır.
            Antin kuntinle, tehditle, havalarda uçuşan mercedeslerle fabrika kurulur mu? Kurulursa bunun adı, kendi yaptığı yasaları çiğneyen devlet destekli olmaz mı?
            Muz Cumhuriyeti’nde mi yaşıyoruz ne?
            Halkın yüzde 99’unu temsil eden Sivil Toplum Platformu’nun çığlıkları görmezden gelinirse, o ülkede demokrasiden söz edilebilir mi?
            Pes doğrusu.
            MUHTEŞEM PANEL
            Kaymakam, Vali, Çevre Bakanlığı ve Başbakanlığın desteğini aldığı söylense de, Mustafakemalpaşa halkı, kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle, iktidarıyla, muhalefetiyle tüm siyasi partiler tek yürek olmuşlar, “Çanakkale Geçilmez”i oynuyor.
            Onurlu bir mücadele sergileyen Sivil Toplum Platformu, bu amaçla güzel bir panel düzenledi.
            Mustafakemalpaşa Belediye Düğün Salonu’nda gerçekleştirilen, “Kirliliğe Hayır Paneli” görmeye değerdi.
            Salonu hınca hınç dolduran heyecanlı kalabalığın “Tehlikeli Atık Projesi”ne karşı duruşundaki kararlılık, Marzinç’çileri bir hayli rahatsız edecek boyutlardaydı.
            Bursa Barosu Başkanı Av. Zeki Kahraman’ın başarıyla yönettiği panele konuşmacı olarak katılan Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç.Dr. Kayıhan Pala, TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi 2. Başkanı Zuhal Yazıcı, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı  İlhan Demiröz, “Tehlikeli Atık Projesi”nin Mustafakemalpaşa’nın tarımsal kimliğini nasıl değiştireceğini öyle güzel anlattılar ki, anlamamak için Türkiye’de “Kaymakam, vali, bakan olmak mı gerekir” dedirtti.
            Projenin yasal zeminde yürümediğini, kurulması halinde Mustafakemalpaşa’nın geleceğini nasıl karartacağını somut belgelerle ortaya koyan konuşmacıları nefeslerini tutarak izleyen dinleyiciler, kulakları çınlatan alkışlarıyla da Marzinc’çilere  bol bol mesaj gönderdi.
            MİTİNG ÇAĞRISI
            Türkiye’ye örnek gösterilebilecek nitelikteki panelde, çevre kirliliğine karşı bilinç, bütünlük ve kararlılık öne çıkarken, 14 Kasım’daki Miting’in duyurusu yapıldı.
            Mustafakemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde saat 13.00’de yapılacak olan “Çevre Kirliliğine Hayır Mitingi” için şimdiden heyecanlanmaya başladığımı belirtirken, birkaç kelime de 15-20 gündür çatlak ses çıkaranlar için söylemek istiyorum.
            Eleştiri yapılacaksa, öncelikle adresin doğru saptanması gerekir. Tabi ki, zamanlamada iyi ayarlanmalıdır.
            On ikiye beş kala sahne alanlar, önce kendi samimiyetini sorgulamalıdır
            OSB Başkanı Erhan Onar ve ekibinden kuşku duyulmamalıdır.
            Çünkü, Onar ve ekibi, “Kara Perşembe” ile ortaya çıkan tehlikeyi kucağında bulmuş ve zaman yitirmeden projenin gerçekleşmemesi için yasal yazışmalara, daha sonra da yargıya başvurmuştur.
            Onar ve ekibinin 8 aydır onurluca sürdürdüğü mücadeleyi görmezden gelerek samimiyetinden kuşku duyanlar şov yapmayı bıraksınlar da, “Kara Perşembe”nin altında kimlerin imzası var ona baksınlar.
            “Vekalet ücreti almadan bakarım. Samimiyseniz kararı iptal edin” diyerek, “Ucuz Kahramanlık” yapılmasının Marzinç’çilerin işine yarayacağı unutulmamalıdır.
            Amaç üzüm yemekse, bağcıyı neden dövüyoruz?
            Suyu taşıyanla, testiyi kıranı iyi ayırmamız gerekmiyor mu?
            Gün, 14 Kasım Cumartesi’dir.
            Hepimizin Mustafakemalpaşalı olma günüdür!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.