GÜMÇED bunu hep yapıyor!

            Meydan
Gazetesi Köşe Yazarı İhsan Bölük’ü bir haftadır “Şu Çılgın Türkler”i okur gibi
okudum.

            Çevreciymiş
gibi görüntü vererek, gerilla taktikleriyle, doğayı kirletecek olan
sanayicilerin üzerine yürünürken, toz bulutlarıyla kaplı havanın sonunda nasıl
el sıkışıldığını ve nasıl uzlaşma sağlanıldığını anlatan yazı dizisini okurken
hop oturup hop kalktım.

            Amaç için
medya ve yargının nasıl da araç yapıldığını düşündüm.

            Medya ve
yargı kanalıyla köşeye sıkıştırılan kirletici sanayicilerle “Anlaşma yapma
yolu”nun ne kadar da kolaylaştırıldığını öğrenirken, geriye dönüp baktığımda
zaman zaman aymazlığa düşmüş olmanın utancına hayıflandım.

            Kırk yılı
aşkın süredir gazetecilik yapıyorum, sahnelerimizde böylesine zekice yazılmış
oturaklı senaryolar pek görmedim.

            Şeytanın
aklına gelmeyecek bir senaryo.

            Medya
görevini yapıyor, yargı görevini yapıyor, ancak kullanıldığını bilmiyor.

            Medya
kullanılarak kamuoyu oluşturuluyor.

            Yetmediği
yerde yargı baskısı devreye sokuluyor.

            Tam da
sonuç alınırken, işsizler anımsanıyor, yatırımcının önünün kapatılmaması
gerektiğine karar veriliyor.

            İşsizleri
düşünen, yatırımcının önünün açılması için gece gündüz demeden özveriyle
çalışan başka bir çevreci sivil toplum örgütü gösterebilir misiniz?

            Oh, ne ala
memleket. Yeme de yanında yat.

            Bu
dahiyane projeyi Bursa’da bir tek GÜMÇED düşünebiliyor.

            Helal
olsun GÜMÇED yöneticilerine (!)

            GÜMÇED
yöneticilerine geçmeden, bir hayli araştırmayı gerektiren ve bir hayli emek
verilerek hazırlandığı anlaşılan yazı dizisiyle halkın nasıl uyuşturulduğunu
gösteren gazeteci kardeşim İhsan Bölük’ü öncelikle kutlamak istiyorum.

            Yüreğine
sağlık, kaleminin mürekkebi hiç bitmesin.

            Tavşana
kaç, tazıya tut politikalarıyla yaratılan kirliliğin maskesi düşmüştür.

            GÜMÇED
(Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği) şaibelidir.

            Bunu daha
iyi anlamak için; TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, Nilüfer Kent Konseyi,
Marmara Çevre Platformu ve DOĞADER (Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği)’nin
imzaladığı bildiriye bakmak yeterlidir:

            “GÜMÇED,
Yasemin Park Konutları davasından da son anda çekilmiştir;

            2006’da
Uluabat Gölü’ne yasa dışı çeltik ekimine karşı sürdürülen mücadeleden de;

            2009’da
Çördük-İnatlar’dan da.”

            GÜMÇED,
Bursa’nın önde gelen saygın sivil toplum kuruluşlarının, MARZİNC gibi kirletici
sanayi devleriyle Mustafakemalpaşa’da giriştiği onurlu mücadele sırasında da
izleyici rolü üstlenmişti.

            Yeri
gelmişken, GÜMÇED Başkanı Adnan Önürmen ile ilgili bir anımı anlatmak
istiyorum:

            Yıl 2006.
Uluabat Gölü’ndeki talanı ortaya koyan birkaç yazı yazdım. “Çeltik efeleri
Uluabat’ı kuşattı. Uluabat Gölü’nde basan kazanıyor. Uluabat’a selam, yağmaya
devam” başlıklarıyla duyurmaya çalıştığımız talanla ilgili yazıların odağındaki
göle birkaç kez Adnan Önürmen’le birlikte gittik.

            Uluabat
Gölü’ndeki yasa dışı çeltik ekimiyle başlayan yağmayı somutlaştırdık.

            Bu arada
sıkıntılı bir sürece giren Uluabat’taki çeltik ekicisi Zekeriya Dağlı ayrı
tarihlerde iki kez ziyaretime geldi. Talana bakış açımız ve sonuç değişmedi.

            Çeltik
ekicisinin ziyaretini Adnan Önürmen’le paylaştıktan birkaç gün sonra ne oldu
biliyor musunuz?

            Anlatayım:

            Adnan
Önürmen, çeltik ekicisi Zekariya Dağlı ile Gönen’de buluşmuşlar ve birlikte
yemek yemişler.

            Önürmen bu
yemekte Dağlı’nın çok iyi bir insan olduğunu anlamış olacak ki, Uluabat
Gölü’ndeki talan yazılarına son verilmesini istedi.

            “İbrahim
Bey, Gönen’e asker arkadaşımı ziyarete gittiğimde, Zekeriya Bey’le tanıştım.
(Zekeriya Bey, Uluabat Gölü’ne kaçak çeltik ekimi yapan Zeki Gıda şirketinin
sahibi) Çok iyi bir insana benziyor. Yazılara son versek, ne dersiniz” demez
mi?

            Buyurun
cenaze namazına.

            GÜMÇED’in
başı bunu hep yapıyor. Ne rastlantı değil mi?

            Allahı
var! Yenişehir Burcun Köyü’nde kurulmak istenen Akros Çimento’nun da
kurulmaması için az koşturmadı.

            Medyayı
yanına aldı, dağı taşı dolaştı. Işık görmeyince yargıya başvurdu.

            Bağımsız
yargı tam da iptal kararı vermişken, Adnan Önürmen davadan çekildiğini duyurdu.

            DOĞADER’ciler
şaşırmadığına göre belki de beklenen buydu.

            Ne demiş
atalarımız: İş bilenin kılıç kuşananındır.

            Adnan
Önürmen’i gel de kutlama(!)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.