Fidan, uzakların hikâyesini yazdı

Uzun yıllar Karacabey’de gazetecilik yaptıktan sonra yaklaşık beş sene önce bu meslekten ayrılıp imamlığa başlayan Aydın Fidan, uzakların hikâyesini kaleme aldığı ‘Çok Uzaklara’ isimli eseriyle kitapseverlerin karşısına çıktı.
Türkiye’nin bir ucundan başlayıp diğer ucunda son bulan dört yıllık serüvenini içten anlatımıyla öyküleştiren Fidan, aile, toplum ve benliğindeki karmaşayı satırlara döktüğü eserini ‘sır dünyası’ olarak nitelendiriyor. Her okuyucuyu sırdaş gibi gördüğünü söyleyen Fidan, “Yaşadıklarım, hissettiklerim benimle toprak olsun istemedim. Sırdaşlarımla paylaşmak, yükümü hafifletmek istedim.” diyor.
Dört yıl süren hasretini, kederini ve özlemlerini ‘Çok Uzaklara’ isimli kitabına konserve eden Aydın Fidan, ilk yazarlık deneyimi olan bu çalışmanın ardından üzerinde çalıştığı romanını da okuyucuyla buluşturmayı hedeflediğini anlattı.
Kutlu Yayınevi’nden çıkan Aydın Fidan’ın ‘Çok Uzaklara’ adlı kitabının online kitapçılardan ulaşılabileceği belirtildi.
Kitabın arka kapağında yer alan tanıtım kesitleri şöyle;
“Hayatımız yolculuk işte… Kaçıyoruz hep bir şeylerden.
Upuzun yollar uzanıyordu önümde. Sağımda solumda mısır tarlaları, ayçiçekleri, rüzgârda dans eden sararmış buğday başakları, yemyeşil ovalar diziliyordu. Telefon tellerine konmuş kuşların umarsız bakışları altında çok uzaklara gidiyordum.
… Kısa bir sessizlik. Uzayıp giden bozkırda telaşlı bir rüzgâr. Havada uçuşan saman taneleri. Kireçli toprağın havaya bıraktığı beyaz bir sis. Ağır ağır geçiyor önümden ırmağın kıvrılan çağıltısı. Rüzgâr daha bir telaşlı. Samanlar uçuşuyor. Gözlerim sigaranın dumanından yanıyor. Sonra kendi kendime ‘Geçecek bunlar’ diyorum. Geçiyorum işte öyle her şeyden. Geçiyorum…”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.