FES VE ÇARŞAF İLE İLGİLİ YALAN VE GERÇEKLER!

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Osmanlı İmparatorluğu çöküş dönemine girdiğinde bir bölüm padişah yenilikçiliğe girişti. Ancak bunlar bilim, teknoloji yerine görsel yenilikçilikti. Taklitte denilebilir, özentide. Günümüzde olduğu gibi Batı emperyalizmi gündelik yaşamın her alanına etki etmişti, İslama bile!
Fesli Kadir’in şapkayı giymemek için ölene dek başından çıkarmadığı fesin geçmişi ve Osmanlı İmparatorluğunun içine sızarak dini bir simge durumuna getirilmesinin ilk adımı 1583 yılında atılır. İngiltere Kraliçesi 1583’te İngiliz Ticari Temsilcisine, Cezayir ve Tunus’ta “Benettos Colorado Rugios”(Kırmızı Renkli Başlık) adı verilen kenarsız bir tür İSKOÇ başlığı için Osmanlı’da pazar bulunmasını buyruğunu vermiş. Bunun üzerine İngilizler, fesi Tunus ve Cezayir gibi yerler dışında bütün Osmanlı illerine pazarlamaya hazırlanmış. Ancak o dönemde pazar yaratma girişimi yerine getirilememiş.
Osmanlı’da Avrupalı gibi giyinme özentisi başlamıştı. Yenilikçi padişahlardan biri de 2. Mahmut’tu. Akdeniz ‘de seferde bulunan Kaptan-ı Derya Koca Hüsrev Paşa, 2. Mahmut’un geçmişten gelen hiçbir belirti ve giysi bırakmak istemediğini duyunca Tunus’tan bir miktar fes alıp tayfalara giydirdi. Subaylarıyla huzura çıktığında fesi gören 2. Mahmut bundan çok hoşlandı. Tunus’tan 50 bin adet getirildi. Yayınlanan fermanla fes Osmanlı İmparatorluğunun resmi başlığı oldu. Bu yüzden 2. Mahmut “Gavur padişah ” lakabı ile anıldı. İtiraz edenlere Şeyhülislam’ın fetvaları ile engel olundu. Osmanlı ‘da ilk fabrika sayılan Eyüp Sultandaki feshane kuruldu.
Kısacası tarih ve bilimle ilgilenmek yerine safsata ve bi’datlarla geçinen DİNİ DAR çevreler Cumhuriyet Rejimine şapka için karşı çıkarken Batı emperyalizminin böyle piyonu olabiliyorlar!
Çarşaf; Türk ve İslam dünyasında yeri var mı? Türklerde kırıntısı bile yok! Araplarla da ilgisi yok! İsrailiyat’ın Hıristiyanlık ve Müslümanlığı yozlaştırma çabalarında biridir. Nitekim hıristiyan Katolik mezhebinin fanatik savunucuları ile Yahudiliğin fanatik savunucuları iki bin yıldır bu giysiyi kullanıyor. Yaklaşık 3 hafta önce İsrail Şeriat Mahkemesinin verdiği karar bunun en yakın örneği. Boşandığı eşinin “ÇARŞAF GİYMEDİĞİ “için çocuklarına kötü örnek olduğunu belirten kocanın başvurusunu kabul etti ve çocukların velayetini babaya verdi.
Pavlus öğretileri başta Hıristiyanlığın temeline dinamit koymak için kabul görse de dinsel anlamda İslamiyete de sızdı. Nitekim İsrail gizli servisinin Ortadoğu ‘da ve Türkiye ‘de 27 tarikat ve cemaatin kurulmasının temelinde biz varız açıklaması bile bu DİNİ DAR çevrelerce görülmez,duyulmaz, bilinmez. Çarşafın Anadolu ‘ya nasıl girdiği ile ilgili 2-3 bilgiye rastlasakta çarşafın İslam ile ilgili hiçbir ilintisinin olmadığı İslamiyetten önceki varlığı, Pavlus öğretileri ve Mossad’ın açıklamasından sonra gün yüzüne çıkıyor.
Bir başka ayrıntı ise Abdülhamid ‘in çarşafı yasaklayan fermanı. Osmanlı-CILIK yapan düşünceler bunun zorla yayınlatıldığını savunsa da çarşafın karanlık geçmişini öğrendikten sonra istemeden bile olsa Abdülhamid ‘in elle tutulur doğru bir şey yaptığını kanıtlar. Zorla yayınlatıldığı (!) savunulan ferman şöyle.
“Bugün Cuma selamlığı töreninden sonra, Teşvikiye’deki silahhaneyi Padişah Hazretleri teşrifle oradan saraya dönerken yolda, tuhaf şekilde bellerinden bağlı siyah çarşaflara bürünmüş ve yüzlerini de siyah renkte ve gayet ince peçelerle örtmüş bazı kadınlar gözüne ilişmiş, bunların örtünmemiş denilecek halde açık saçık bulunmalarına ve adeta matem elbisesi giymiş Hırıstiyan kadınlarına benzemelerine bakarak birdenbire İslam olduklarına tereddüt buyurmuştur.
İzaha muhtaç olmadığı gibi büyük İslam Devletinin ayakta durması, devamı ve yükselmesi kadın ve erkek bütün Müslümanların her tür hal ve hareketlerinde şeriatın yüksek hükümlerine son derece dikkatle uymalarına bağlı olup aksi hal Allah esirgesin gerek fertler ve gerek devlet için maddi ve manevi sonsuz zararlara sebep olacağından İslam kadınlarının Allah’ın emirlerinden bulunan örtünme usul ve kaidelerine fevkalade dikkat ve itina etmeleri lüzumunu beyana hacet olmadığı, bu çarşaflar ise İslam kadınlarınca örtünmeye asla uygun ve müsait olmadığı gibi bir maksatla şuraya buraya girmek için bazı münasebetsiz erkekler tarafından da bir fesat ve melânet perdesi olarak kullanılmakta olup hatta geçenlerde bir erkek bu suretle çarşafa bürünerek kadın kıyafetinde silahlı olarak bir eve girip içerdeki kadının üzerine hücumla çaldığı eşyayı pencereden arkadaşına atarak savuşmuş olduğundan dindarlık ve maslahat bakımından meydanda olan zararlardan ötürü icap edenlere münasip bir şekilde anlatılıp tenbihlerde bulunmak suretiyle kadınların çarşaf giymelerinin yasaklanması Padişah emri iktizasındadır. Bu hususta emir sahibinindir.”
BAŞKATİP SÜREYYA BEY
2 NİSAN 1892
Dilerim ki: Pkk kadar bölücü ve Vatan Haini bu cemaat ve tarikat adlı oluşumlara iktidar, muhalefet ve siyasiler gereken önlemleri savunur duruma gelir.
Bunun için Atatürk’ün Devrimleri yeterlidir!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.