EMPERYALİZMİN KOLCUSU OLMAK!

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Suç Duyurusu……
KARACABEY KAYMAKAMLIK MAKAMINA;
KARACABEY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI MAKAMINA;
KARACABEY MÜFTÜLÜK MAKAMINA;
Halkımızın Dini görevlerini yerine getirebilmesi için Türkiye Cumhuriyeti imam-müezzin-vaiz-kayyum kadroları açmıştır. Ünvanları geçenlerin tümü Kamu Görevlisidir ve 657 Sayılı Memurin Yasasına tabidir.
İlçemiz Sultaniye Mahallesi imamı Ramazan Ayının gereklerini gerçekleştirmek isteyen Sultaniye Mahallesi Hanımlarına mukabele okutmayacağını, teravih namazı kıldırmayacağını bildirmiştir. Bunun üzerine Mahalle Halkı bir Hoca ile anlaşmış, Ramazan ayının gereklerini kendi cebinden ödeyerek yerine getirebilmektedir.
Konuyla ilgili Karacabey ve Sultaniye Halkına gerekli açıklamanın yapılmasını; yasa gereklerinin yerine getirilmesini ve Kamuoyunun bilgilendirilmesini arz ve talep ederim. Saygılarımla. 17 MAYIS 2019

Ahmet Aygün ATA

Konumuza dönüyoruz.
“Kim ki; insan hakları, demokrasi, özgürlük der ve emperyalizmden söz etmez ise bilin ki o bir sahtekardır.”
UĞUR MUMCU
“Özellikle Batı kuruluşlarında hala yerleşik olan, kötüleşen ekonomik şartlar altında gerçek muhalefet için hiçbir yol sağlamayan bir rejim, sonunda bir ayaklanmaya yol açacaktır. TÜRK BAHARI geldiğinde, Erdoğan yalnızca kendini suçlayacak”.
HANRI BARKLEY
ABD Cia Görevlisi
Emperyalist Abd, İsrail ve AB Türkiye ‘de bir bahar beklentisi içinde ve baharın şiddete dönüşeceği gibi ahmakça bir umut içinde. Emperyalist Amerika’nın ARAP BAHARI ile yarattığı katliamlar, tecavüzler, istilaları anımsadıkça Atatürk’ün dediği gibi “Bizim en büyük düşmanımız emperyalizmdir ” sözünü unutarak ve yok sayarak ABD’den demokrasi geleceğini sananların emperyalizmin kolcusu olmaktan öte bir niteliği yoktur.
Siyasi rakibiniz ile aynı yolları izlemeyi “muhalefet sanmak” ve “her şey güzel olacak”a bağlamak ise hezeyandır.
Lozan Antlaşmasına Atatürk tarafından özellikle koydurtulmuş ve ekümenlik savındaki patrikhaneyi ziyaret Bağımsızlık Savaşımızın karşı cephesinde olmak demektir.
1990’larda Refah Partili Belediye Başkanlarının da savunduğu İstanbul ‘un Ankara’dan yönetilemeyeceğini söylemek, İstanbul ‘a özel anayasa istemek Emperyalizmin dikte ettiği eyalet sistemi,kentlere özgü yönetim gibi düşünceleri 2019’larda dillendirmek Türkiye Cumhuriyetinin Üniter yapısına karşı gelmek demektir.
Meclis kapatan Abdülhamid ‘i “meclis açan olarak ” kabul edip Türkiye ‘deki demokrasi deneyiminin tarihini bu kara lekeyle başlangıç olarak görmek Saltanat rejimiyle aynı cephede olmak demektir.
Türkiye Cumhuriyetinin, ekonomik anlamda emperyalist saldırıya uğramasının mimarı Turgut Özal ile kendisini eşdeğer görmek Akp’nin de uygulayıp ülke ekonomisini batırdığı Borçlanma Ekonomisi cephesinde olmak demektir.
ABD’nin biz yetiştirdik dediği Abdullah Gül ‘den “sesiniz daha gür çıksın” demeyi demokrasi zannetmek Cia projeleriyle aynı cephede olmak demektir.
Türkiye Cumhuriyetinin topraklarından çalarak uydu bir devlet kurulacağını söyleyen bir zatın çizgisini beğenmek bir emperyalist tasarı Kürdistan adıyla örtülü İkinci İsrail ‘e destek vermek demektir.
Kürtçe eğitimi savunmak; Akp’nin açılım projelerini uygula dediği ABD-AB ile aynı çizgide olmak demektir.
Irak’ta kurulmaya çalışılan sözde Kürdistan adlı uydu devletin başı Barzani’nin tarihi gerçeklerden uzak yalanına Türkmen kenti Erbil’i Barzani’nin istediği biçimde “Kardeş şehir” ilan edeceğini söylemek ABD emperyalizmi ile aynı cephede olmak demektir.
Seçildikten sonra ilk röportajı piyon Barzani’nin aile televizyonuna vermek, Türkiye Cumhuriyetinin çıkarlarını gözetmeden vermek bu uydu devletin başı Barzani ile aynı çizgide olmak demektir.
Türkiye Cumhuriyeti; laik bir Cumhuriyettir yazan anayasaya aykırı mitingde Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez Kur’an tilaveti yapmak Laikliğe karşı cephede olmak demektir.
Bir camide Yasin okurken “gizlice görüntülenmeyi” sağlamak dini kullanarak siyaset yapan Akp ile aynı çizgide olmak, Laikliğe karşı cephede olmak demektir.
Doğu Akdeniz ‘de Amerika-İsrail-Yunanistan -Rum Kesimi kuşatmasını görmeyerek (!) Yunan basınına “Barış” demeci vermek bu kuşatmayı kabul etmek demektir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin, çıkarları yerine emperyalizmin çıkarlarını savunarak Türkiye Cumhuriyetinin güvenliğini tehlikeye atan Mustafa Akıncı’yı ziyaret etmek demek (üstelik Akp’de bu çizgide) ABD ve AB’nin bu projesine destek olmak demektir.
Kısaca…..
EMPERYALİZME KOLCU OLARAK “HİÇBİR ŞEY GÜZEL OLAMAZ”….
Olursa da Irak gibi, Suriye gibi,Libya gibi işgale uğramak demektir!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.