EMEK VE SENDİKALAR

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Emeğin, alın terinin saldırıya en çok uğradığı zamanlar kriz zamanlarıdır. Kapitalizmin kısa dönemli refah sağladığı dönemlerde, tüketime özendirip yönlendirdiği emekçiler bu dönemlerin günah keçileridir. Yurttaştan özveri beklenir. Süreç içinde prim, dolaylı vergi, zamlar ve liberal soygunların ilk hedefi olan emekçi, bu özveri zamanlarının da hedefidir. İşten atılan emekçidir. Aylığı ödenmeyen, yarım ödenen ya da aylarca ödenmeyen emekçidir. Sigorta primleri yatırılmayan emekçidir. Yatmış sigorta primlerinden işverene kredi verilen ve gerçekte kendi işini koruyan emekçidir. Alacağı üç beş kuruş kıdem tazminatı yok edilmeye çalışılan emekçidir. Seçtiklerine zevk ve sefa yaşatsın diye saray yapılan işsizlik fonundaki birikimi yok edilen yine emekçidir. Trilyonlarca sigorta borcu silinenlerin açtığı bütçe açığını zamlarla, dolaylı ve dolaysız vergilerle kapatan yine emekçidir.
İşçinin, memurun sendikaları ile esnaf ve zanaatkârın odaları tam da bu kriz dönemleri için var olmalıdır. Öyle mi? Sendikaların % 99’u bu mücadeleden kaçar. Kimisi yandaştır, kimisi sendika ağalığı ile yönetilir, kimisinin amacı emek mücadelesi değil emperyalizmin tetikçisi olmaktır. Yandaş olanlara göre her şey güllük gülistanlıktır, herkes her şeyi alabilmektedir! Nasıl ödendiği ile ilgili gıkları çıkmaz. İntiharlar, dağılan yuvalar, artan fuhuş ve bireysel suçlar onlara göre münferittir! Son on yılda 120 sağlık kesimi çalışanının intiharı ya da öldürülmesi “fıtrattır”. Amaç emek ve emekçi hakları olmadığı için bu tür sendikaların yöneticilerine “Elhamdülillah ” ve “Hamdolsun ” sendikacıları da denilebilir!
Sol, devrimci görünümlü sendikaların ise görevi emperyalizmin tetikçisi olmaktır. Anayasa değişikliği, ulus kavramının yok edilmesi, bir ulusun varlığını anan faşist olarak değerlendirilir, başka bir halkı ananda “devrimci-çağdaş-ilerici”. Onları taşeronluğa karşı mücadelede göremezsiniz. Çünkü, nemalandıkları “üüüf çok solcu belediyelerde” arkadaşları vardır. Onları tüm emekçilerin ortak paydalarının mücadelesinde göremezsiniz. Ortak paydalarda geçen kavramlar, “faşizmdir” bu piyon sendikacılarca.
Ağalık sisteminin geçerli olduğu sendikaların temeli milliyetçilik, uygulaması mafyadır. Sendikadan ayrılanı “kurtlar kapar” mantığı ile yönetilir. Birçok sendikada olduğu gibi yöneticileri ihtişam ve debdebe içinde yaşar. Onlar için temsilciliklerinin olduğu yerlere gidilecek araç güvenlikli olmalıdır amma madenlerde “yaşam odaları” için bir iki demeç dışında gıkları çıkmaz. “Ağam” ya da “reiz” diyenler paçalarından süzülenlerden nemalanır.
İşte bu “ahval ve şerait içinde” , Akp’nin Türkiye’mizi ekonomik açıdan batırdığı, yandaş-piyon-ağalık sistemindeki sendikacılığın olduğu bu dönemde bir öncüye, öncü bir partiye gereksinim vardır. Emekçiyi; ülke bütünlüğü, ulusal çıkar doğrultusunda üretimde birleştirecek, emek temelli ve emek temelli oluşu tescilli bir partiye. Aynı zamanda o öncü partinin de bunu farkında olması, örgütlü ve mücadeleye hazır olması gereklidir.
Zaman o zamandır. Zaman bu zamandır. Yeni yılın başında ülkemizi kitlesel büyük eylemler beklemektedir. Bu eylemler Vatan Bütünlüğü, üretim ekonomisi gerçeği, komşularla ekonomik ve güvenlik alanında işbirliği temelinde gerçekleşecektir.
Emekçiler; öncü partisiyle. Öncü parti; emekçileriyle kavuşmayı beklemektedir.
Mücadelemiz kutlu olsun!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.