EGOİZM VE EMPERYALİZM ARASINA SIKIŞANLAR

AHMET AYGÜN ATA KÖŞE YAZISI

Egoizm (bencillik)… Emperyalizm (sömürgecilik) arasında sıkışanlar; iktidar ve muhalefetimiz.
İnsanoğluna ilişkin olgulardan birisidir; egoizm. Zamanla mitomani (kendini beğenme) hastalığına dönüşebilir. Yakın çevresine yansıyacağı rahatsızlığı nedeniyle tedavi görmezse toplumdan dışlanabilir. Bunu fırsata çeviren çıkarcılarda olur, çevresinde. “Sen var ya seeen, ne büyük insansın, elinden uçanla kaçan kurtulamaz” ile başlayan cümle ona yaptırtacakları eylem için mitomanisinden yararlanmaktır, gerçekte. Egoizm; özellikle toplum önderlerinde, yönetenlerde olur ve peşine mitomani eklenirse süreç içinde despotizme, tiranlığa dönüşebilir. Her toplum önderinin, yöneticinin çevresinde birde zümre oluşur. Bu zümre bireysel çıkarları ya da ilişkide olduğu lobiler lehine etkileşimde bulunur. Altyapısı yetersiz, eğitim düzeyi belli aşamada ve sorgulayamayan toplum önderleri de, yöneticilerde “tüm doğrulara, tüm uyarılara” karşın içinde oldukları toplumu, halkı ya da Ulusu ayrıştıracak eylem ve söylemler içine girer. “Gururlanma padişahım, senden büyük Allah var” ya da “burnu Kaf dağında” gibi arasözümüz ve deyimimiz tam da egoizm karmaşalığına birebir uymaktadır. Egoizme teslim olan yöneticiler ve iktidar sahipleri ülkeyi her alanda bataklığa sürükler. Ardından etkileşimde bulundukları kitlelere can alıcı söz ya da eylemlerle hitab ederek onları da yanlışlarının, suçlarının peşinden sürükler, suç ortağı yapar. Son noktada neler yapabilecekleri tam bir bilinmezdir. Önlem alınmazsa ve “çözüm sunanlar” olmazsa toplum yada halkın can güvenliği, bağımsızlığı, özgürlüğü şiddetle karşılaşabilir.
Emperyalizm(sömürgecilik)…Günümüzde kendi ülkelerinin insan yitiklerinin olmasını halkına anlatamadığı, anlatamayacağı için piyonlar kullanır. Piyonlardada altyapı yetersizliği, eğitim düzeyi düşüklüğü, bireysel çıkarlar vardır. Bunlar zamanla “var edilen” nedenlerle teröre yönelir. Devletler varlıklarına yönelen bu saldırılara; mutlaka misliyle karşılık verir. Çünkü;halkının can güvenliği, belki bağımsızlığı ve özgürlüğü tehlikededir. Piyonlarla gerek cephede, gerekse varlıklarını sürdürdükleri alanlarda silahlı mücadeleye girişir. Bu tüm ülkeler için “geçerli bir haktır”. O anda devreye liberal, lümpen, entellektüel piyonlar girer. Özünde söylediklerine karşı çıkacak insan bulamazsınız. Ancaaaak…Amerikancı fetö darbesinin televizyon kanallarında okuttuğu bildiriyi anımsayalım! İçeriğine kimse karşı çıkmaz ama amacın ne olduğunu anlayabilir, “öncesinde gerekli mücadeleyi vermişseniz” halk deyimiyle “bunu yemezsiniz”. Halkın içindeki bu liberal, lümpen, entellektüel aklı evveller süreç içinde ya hiç kullanmadıkları ya da arada bir “seçkinci tabakaya hitab ederken” kullandıkları sözcükleri “cephe arkasına” sürer. Giderek Ali Kemalleştiklerinin, İskiliplileştiklerinin, Seyit Rızalaştıklarının, Sa-iti Nursileştiklerinin farkında bile değillerdir! (Mi acaba?)
Türkiyem on yıllardır egoizm ve emperyalizm arasında sıkışanların “mahalle kavgasını” yaşıyor. Özü yakalayan yok, sözü olan… çoooook! Ya GAZİ Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret ederler, küfrederler. Ya GAZİ Mustafa Kemal Atatürk’ün düşüncelerini savunduklarını sanıp “düşüncelerinden bir sayfa bile” okumamışlardır. GAZİ Mustafa Kemal Atatürk’ün “sonsuza dek yaşayacak” dediği TÜRKİYE CUMHURİYETİ egoizm ile emperyalizm arasına sıkışanlarca yö-ne-ti-le-mez.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ; Atatürk Devrimlerini ve Ulusal Egemenliği buyruk kabul edenlerce, yeni kurulmakta olan dünya düzenini kavrayanlarca, Vatan Bütünlüğünü ve Ulusal Birliği savunanlarca, Üretim Ekonomisiyle Türk Ulusunun “üretim gücünü” eyleme geçirmeyi bilenlerce, Milli Demokratik Devrim yolunda fedai olanlarca yönetilmelidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.